Beslenme ve Sağlık İlişkisi İle İlgili Yazı

0
Advertisement

Beslenme şeklimizin sağlığımız üzerinde ne gibi etkileri vardır? Beslenme bozukluğunun yarattığı sağlık problemleri nelerdir, hakkında bilgi.

aç çocuk

Beslenme ve Sağlık İlişkisi

Birçok ülkede hâlâ yetersiz beslenme, açlık ve kıtlık süregelmektedir. Dünyadaki insanların dörtte üçü beslenme enerjilerini sağlamak için kendi yetiştirdikleri tahıl ürünlerine dayanırlar. Beslenme enerjisinin üçte birinden fazlasının tahıllardan sağlandığı her ülkede yetersiz beslenmenin etkinliği kabul edilebilir, çünkü tahıllar gerekli besinlerin hepsini sağlayamazlar. Yoksulluk, küçük miktarlarda ek besinlerle bu eksikliğin giderilmesini önlemektedir.

Yetersiz beslenmeden doğan hastalıklar

Çocuklarda en çok rastlanan sorun kendini iki biçimde gösteren protein enerjisi yetersizliğidir. Kwashiorkor, deri altında su toplanmasıyla (ödem) birlikte gelen bir doku dökülmesidir. Çocuğa bodur bir görünüm verir. Marasmus (kuruyup zayıflama illeti) aşırı zayıflığa, şiş bir göbeğe ve saç dökülmesine yol açar. Farklı çevresel koşullar bu hastalıklardan birine ya da ötekine neden olur.

A vitamini eksikliği körlüğe ve hastalığa neden olan ve en çok rastlanan vitamin eksikliğidir. Bunun nedeni vitaminin özümlenmesine yardımcı olan yağların, sebze ve hayvansal besinlerin eksikliğine bağlıdır. Yetişkinler ve memeyle beslenen süt çocukları yetersiz beslenmeye en çok dayanıklı olanlardır. Fakat sütten kesilen bebekler ve küçük çocuklar, çok fazla enerji ve besin gereksinmelerinden ötürü, özellikle bu hastalığa yakalanabilirler.

Gelişmiş ülkelerde kötü-beslenme

Kötü-beslenme teriminin yetersiz beslenmeyi çağrıştıran bir havası vardır. Ne var ki Batı Dünyasını etkileyen kötü beslenme biçimi fazla beslenmedir. Batı ülkelerindeki yetişkin nüfusun genellikle üçte birinden çoğu çok şişmandır. Şişmanlıkla ölüm arasındaki ilişkiyi yakından ilk inceleyenler sigorta şirketleri olmuştur. Şişmanlığın erken ölümle güçlü bir ilişkisi olduğunu, ayrıca vücudu fazla ağırlıkla yüklemenin daha fazla kalp ve dolaşım bozukluklarına, kemiklerde, eklemlerde, kemikleri ve organları birbirine bağlayan bağlarda, solunum sisteminde ve şeker hastalığında olduğu gibi hormonal sistemde fazla aksamalara yol açtığını bulmuşlardır. İnsanları vücut ve kemik yapılarını belirtecek biçimde iri, orta ve ufak olarak sınıflamışlardır. İstatistik kayıtlarını kullanarak sağlık için en az tehlike taşıyan en uygun ağırlıkları hesaplamışlardır.

Advertisement

Enerji Dengesi

Aldığımız enerjiyle harcadığımız enerji arasında bir denge kurabilirsek sabit bir vücut ağırlığında kalabiliriz. Alınan enerji besinlerin sindiriminin bir sonucudur ve enerji almanın başka bir yolu da yoktur. Enerji harcanması çeşitli yollarla olur. Yaşayan herkes, uykuda ya da bilinçsiz bile olsa vücut dokularını onaran, ciğerlerin, kalbin ve dolaşımın düzenli çalışmasını sağlayan bütün kimyasal işlemlerde enerji harcamaktadır.

Vücudun sağlığını koruyan milyonlarca kimyasal reaksiyon ısı kaybına neden olur, buna metabolik hız denir. Bazı insanların vücutlarının kimyasal yapısı daha çabuk değiştiğinden yüksek bir metabolik hızları vardır.

Metabolik hızdaki farklılıklar bazı insanların hiç kilo almadan çok fazla yemek yiyebilmelerini açıklar, öte yandan diğerlerinin çok dikkatli olması gerekir. Metabolik hızı değiştirebilecek güvenilebilir bir yol yoktur. Bireylerin doğrudan kontrol edebildiği enerji harcamaları isteğe bağlı hareketlerdir. Durum değişiklikleri, normal gündelik çalışma sırasında fazladan hareketler ve jimnastik vücutta daha fazla kimyasal reaksiyona ve ısı üretimine neden olur. Metabolik hız artar ve enerji harcaması yükselir.

Harcanandan daha çok enerji almak vücuttaki yağ depolarının artmasıyla sonuçlanır. Ağırlığın değişmezliğiyle kilo almak arasındaki denge çok duyarlı bir dengedir. Enerji gereksinmesi yanlış hesaplanarak alınan günde 150 kkal.’lik fazla enerji yılda 6 kg.’lık ağırlık artışına yol açabilir. Herkes deneme yanılma yöntemiyle kendine göre en iyi beslenme ve yakma düzeyini bulmak zorundadır.

Vücut ağırlığını artırmaya çalışmak genellikle daha da güçtür. Zayıf insanlar çoğu zaman uzun süre bol enerjili beslenme düzenleri uygulasalar bile kilo alamazlar, hareketliliklerini de azaltamazlar.

Demir, B12 vitamini ya da folik asit eksikliğinden ötürü kansızlık durumlarına rastlanmaktadır. Yeterli demir olmadan vücut yeterli hemoglobin yapamaz. B12 vitamini ve folik asit yetersizliğine bağlı bir çeşit kansızlıkta kan hücreleri iri ve hemoglobin yoğunluğu azdır. Öldürücü kansızlık midede B12 vitaminini çözen bir maddenin bulunmayışından ötürü ortaya çıkar. Kadınların bu besinlere, özellikle demire olan gereksinmeleri, aylık kan kayıplarından ötürü erkeklerden daha fazladır. Besinlerden alman demir gerekli miktarın altına düşerse demir tabletleriyle desteklemek uygun olur.

Advertisement


Yorum yapılmamış

  1. veeeee şamrel on

    iyi güzel haftaya sosyal kulübüm var ve kesin öğretmen benimkini kabul edecek 😀 çok mutluyum.

Reply To veeeee şamrel Cancel Reply