Beyoğlu nerededir? İstanbul’un Beyoğlu İlçesi Hakkında Genel Bilgiler

0
Advertisement

Beyoğlu nerededir? İstanbul’un kozmopolit ilçesi olan dünyaca meşhur Beyoğlu ilçesinin özellikleri, tarihçesi, gezilecek yerler hakkında bilgi.

Beyoğlu

Beyoğlu; İstanbul’a bağlı ilçedir. İlin orta-güneyinde; kuzeyden Şili, batı ve güneyden Kâğıthane, Haliç, doğudan Beşiktaş, İstanbul Boğazı ile çevrilidir, İstanbul’ un, Bizans dönemine uzanan tarihsel üç ilçesinden (Fatih, Eminönü) biridir. Karaköy’ü, Haliç’in Kasımpaşa Vadisi’ nin batısında kalan kesimini ve Taksim Bucağı’nı sınırları içine alır. Ancak, Beyoğlu denilince, genellikle Galatasaray ile Taksim Alanı arasında uzanan İstiklal Caddesi çevresinde, sağlı sollu kümelenmiş İstanbul’un ünlü eğlence ve iş merkezleri akla gelir. Bizans döneminde içinde hiçbir yapı bulunmayan günümüzdeki Beyoğlu semtine, Peran Bağları (pera=karşı yaka, öte) deniliyordu. İstanbul’un fethinden (1453) kısa süre sonra Galata surlarının dışında günümüzdeki Galatasaray semtine doğru birçok konut, cami ve resmi yapılar yapıldı. II. Bayezit döneminde (1481-1512) Aşmalı Mescit, Galata Sarayı (günümüzdeki Galatasaray binasının yerinde), Yavuz Sultan Selim döneminde (1512-1520) Mevlevi Tekkesi bu yapıların başlıcalarıydı.

1492’den sonra Galata’daki yabancı ülke elçilikleri birer ikişer Beyoğlu’na taşındılar. Bunu elçiliklerde çalışanlar ve öteki azınlıklar izleyince Galatasaray ile Tünel arasındaki bölge tam bir yerleşim merkezi haline geldi. Bu arada semte birçok kilise de yapıldı. 1780′ de Beyoğlu bugünkü Balıkpazarı, Halil Paşa’nın yaptırdığı Büyük Topçu Kışlası (Taksim Kışlası: şimdiki Taksim gezisi), Grands Champs Mezarlığı’ na (şimdiki Alman Başkonsolosluğu’ nun karşısındaki Ayaspaşa Mezarlığı) kadar genişledi. Semtin gelişmesi 19. yüzyılın ikinci yarısında daha da hızlandı.

8 şubat 1919'da çekilen bu resim Müttefik kuvvetlerini General F. d'Esperey komutasında Beyoğlu'ndan geçerken gösteriyor

8 şubat 1919’da çekilen bu resim Müttefik kuvvetlerini General F. d’Esperey komutasında Beyoğlu’ndan geçerken gösteriyor

1831 ve 1870’teki iki büyük yangından sonra Beyoğlu Caddesi önce güney sonra da kuzeye doğru genişletildi. 1873’te işletmeye açılan Tünel ile Beyoğlu Galata’ya bağlandı ve Beyoğlu Caddesi’nde atlı tramvay işlemeye başladı. 1913’te Beyoğlu-Şişli arasında elektrikli tramvaylar hizmete girdi. Bu arada Şişli, Maçka ve Beşiktaş’a bakan yamaçlar ve Teşvikiye, semtin yerleşme alanları arasına girdi. 100 yıllık bir süre içinde semtteki konutlar yavaş yavaş işyerlerine dönüştü. Bunun sonucu semtte yaşayan nüfus her yıl biraz daha azaldı.

1917 Ekim Devrimi’nden sonra Rusya’ dan kaçarak İstanbul’a sığınan Beyaz Ruslar, Beyoğlu’nun İstanbul’un bir numaralı eğlence merkezi durumuna gelmesinde önemli ölçüde etken oldular. Bu tarihten sonra İstiklal Caddesi’ nde birçok içkili lokanta, bar, kabare, kumarhane ve meyhane açıldı. 1876’da Site de Pera adıyla yapılan, günümüzdeki Çiçek Pasajı’nın ve Karaköy’deki birahanelerin açılması da bu dönemde oldu. Semtteki tiyatroların sayıları da giderek çoğaldı. Beyoğlu, bir eğlence ve alışveriş merkezi, karışık halkların bir arada yaşadıkları bir semt olma nitelik ve özelliğini 1950’lerden başlayarak günümüze kadar yavaş yavaş yitirdi. İstiklal Caddesi’nde sağlı sollu sıralanan tiyatroların çoğu kapandı. İstanbul’un iş ve eğlence merkezi, Beyoğlu‘ndan Şişli ve Mecidiyeköy’e doğru yayıldı. Bütün bu yozlaşma, değişme ve başkalaşmalara karşın Beyoğlu, özellikle İstiklal Caddesi ve bu caddeye bağlı sokaklar günümüzde yeni bir üslup içinde İstanbul’un iş, eğlence, sanat ve kültür merkezi olma niteliğini korudu. Son yıllarda yapılan büyük oteller (Hilton, Sheraton, The Marmara, Divan vb) başta Pera Palas olmak üzere Tepebaşı dolaylarındaki eski yeni birçok oteller, öteki büyük yapılarla birlikte Beyoğlu’na yeni bir görünüm kazandırdı.

Advertisement
Beyoğlu - Tünel

Beyoğlu – Tünel

Taksim Alanı, anıtı ve gezisi ile İstanbul’un en bilinen merkez noktalarından biri olma özelliğini korudu. Hemen bütün yabancı ülke konsoloslukları; kiliseler (Saint Antoine, Taksim, Üç Horon vb ile konsoloslukların özel kiliseleri); Neva Şalom Havrası; Ağa Camisi; İngiliz, Amerikan, Fransız, İtalyan, İspanyol kültür merkezleri; büyük iş hanları ve merkezleri (Odakule; İSO, Afrika Hanı, Anadolu Hanı, Rumeli Hanı, Suriye Hanı vb); Kültür Sarayı; Harbiye Tiyatrosu, özel tiyatrolar; sinemalar, çoğu Yeşilçam Sokağı’nda kümelenmiş film şirketleri; gazinolar; gece kulüpleri; diskotekler; barlar; lokantalar; meyhaneler; muhallebiciler; pastaneler; pasajlar (Suriye, Avrupa, Anadolu vb); okullar (Galatasaray Lisesi, Atatürk Erkek Lisesi, Alman, Avusturya ve İtalyan liseleri vb); sanat galerileri; çeşitli devlet daireleri (İETT, Sular İdaresi vb); son yıllarda lüks mağazaların Şişli, Mecidiyeköy ve Levent’e kaymalarına karşın, her türlü dükkân ve işyerinin yoğun bir biçimde yan yana, iç içe yer aldığı Beyoğlu, yine de yerli yabancı herkes için İstanbul’un en ilginç ve gözde semtlerinden biri olma niteliğini yitirmedi.

1980 sonrasında, Haliç’in yeniden bayındır duruma getirilmesi amacıyla Beyoğlu kıyısındaki tüm endüstri kuruluşları, mezbaha, depolar, işyerleri boşaltılarak yeşil alana dönüştürüldü. Taksim’i Şişhane’ye bağlayan Tarlabaşı Bulvarı açıldı. Beyoğlu’nun simgelerinden Çiçek Pasajı restore edilerek yeniden hizmete girdi. Sanat ve kültür etkinliklerine (kitap, resim sergileri, müzik dinletileri, vb) daha fazla yer verilebilmesi amacıyla İstiklal Caddesi’nin trafiğe kapatılması; Tünel-Taksim arasında, tarihsel tramvay hattının, simgesel olarak yeniden çalıştırılmasına başlandı (1990).


Leave A Reply