Bilimsel Çalışmalarda Ön Kabuller

0
Advertisement

Sosyolojide bilimsel çalışmalarda ön kabuller nelerdir? Bilimsel ön kabullerin maddeler halinde açıklaması.

Bilimsel Çalışmalarda Ön Kabuller

Bilimsel bir çalışma, amaçladığı geçerli ve güvenilir bilgilere ulaşmak için bazı ön kabulleri temel alır. Bu ön kabuller bir çalışmanın bilimsel nitelik kazanmasını sağlayan zorunlu ilkelerdir. Bilimsel çalışmalarda geçerli olan ön kabullerin başlıcaları şunlardır:

* Nedensellik ilkesi: Bilim, olguların bir düzeni olduğu ilkesinden hareket eder. Her olay, kendisinden önceki bazı olaylara bağlı olarak ortaya çıkar. Nedensiz olay yoktur. Her olay, kendisinden önceki olaylarla açıklanır. Örneğin; suya daldırılan bir cismin suyun dibine batma nedeni, sıvıdan daha yoğun olmasıdır. Bu olayda cismin suyun dibine batması sonuç, sıvıdan daha yoğun olması nedendir.

* Nesnellik ilkesi: insanın; duygu, inanç, çıkar ve beğenilerinin katkısı olmaksızın gerçeklerin algılanmasıdır. Araştırılan konu, araştırmacının değer yargılarından bağımsız olarak ele alınıp incelenirse sonuçlar daha nesnel olur. Araştırmacı, “olması ge-reken”i değil, “var olan”ı öznellikten uzak, olduğu gibi ortaya koymalıdır. Örneğin, işsizlik olgusunu araştıran bir sosyolog, peşin fikirlerinden sıyrılmalı, hiçbirşey bilmiyormuş gibi hareket etmelidir. Ancak böylelikle nesnel sonuçlara ulaşabilir.

* Somutluk ilkesi: Bilim; gözlenebilir ve ölçülebilir, yeri ve zamanı belirli olan somut olguları incelemelidir. Somutluk, nesnel gerçekliğin duyularla algılanabilmesini ya da kavranabilmesini ifade eder. Bilim, bu şekilde somut gerçekliğe ulaşabilir. Ölümden sonra yaşam, doğaüstü güçler gibi konular gözleme ve deneye açık olmayışı nedeniyle somutluk ilkesine aykırıdır ve bilimin uğraşı alanı dışındadır.

* Bilmediğini var sayma ilkesi: Belirli bir konu üzerinde araştırma yapmaya karar veren araştırmacı, o konuda daha önce çeşitli yollardan edindiği bilgi birikimini yok sayarak bilimsel yöntemle elde edilmiş bilgilere öncelik vermelidir. Örneğin; kentleşme üzerinde araştırma yaparken, araştırmacının daha önce kendisinin bildiği birkaç kent modelinden hareket etmesi, onu yanıltıcı sonuçlara götürür.

Advertisement

* Konunun sınırlandırılması: Bir konunun çeşitli yönleri vardır. Bir konuyu gerekli olmayan bölümleriyle birlikte incelemek hem ana sorundan uzaklaştırır, hem yanlış noktalara sürükler, hem de zaman ve emek kaybına neden olur. Bu nedenle, incelenen konunun sınırları çizilmelidir. Örneğin; “gençliğin sorunları” konulu bir araştırmada konunun sınırlandırılması gerekir. Ele alınanın kırsal kesimde yaşayan gençler mi, kentte yaşayan gençler mi olduğu belirlenmelidir. Aynı şekilde bu konu, ele alınan gençlerin eğitim düzeyi, cinsiyeti vb. açılardan da sınırlandırılmalıdır.

* Toplumsal olayların değişebilirliği: Gerek insan, gerekse toplumlar değişim süreci içindedir. Bu nedenle, araştırmalarda toplumsal olayların bu boyutu göz önüne alınmalıdır. Ele alınan konuya ilişkin açıklamanın hangi dönem için yapıldığı belirtilmelidir. Örneğin, çalışan kadınların sorunlarını konu alan bir çalışmada elde edilen sonuçların hangi dönemi kapsadığı ortaya konulmalıdır. İleri bir tarihte bu sorunlar değişebilir.


Leave A Reply