Bedevi Nedir? Bedeviler Nerede Yaşar, Toplum Yapısı Özellikleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Bedevi ne demektir? Bedeviler kimlerdir, nerede yaşarlar, toplum yapısı, yaşam şekilleri, kültürleri hakkında bilgi.

Bedeviler

kaynak: pixabay.com

Bedeviler

Bedeviler; Ortadoğu ile Kuzey Afrika’da yaşayan çöl ve bozkır insanlarıdır. Bedeviler Müslüman Arap olmakla birlikte, Kuzey Afrika’nın Berber kökenli göçer konarları, doğu Arap dünyasının göçebelerinden ayrılırlar. Tarihte Bedeviler, İslâm adına yeni topraklar fetheden ordularda önemli roller oynadılar. Yüreklilik, cömertlik ve kurnazlık gibi Müslüman Arap değerlerinin örnek temsilcileriydi. Ayrıca hayvan yetiştiricisi, kılavuz ve kervan yolları boyunca akıncı olarak da eşsizdirler. Yaşam biçimleri çöl ve bozkırların sert koşullarına uyum sağlamış olmasına karşın, tarımla uğraşan köy ve kasabalarla her zaman yakın ilişki içindedirler. Ancak, Bedeviler kent yetkilileriyle merkez hükümetlerin denetiminden uzak kalarak bağımsızlıklarını korumayı yeğlediklerinden bu ilişkiler genelinde ekonomik amaca yöneliktir. Bedevilerin yaşadığı bölgede ulusal nitelikte devletlerin kurulması ve ileri teknolojinin gelişmesi sonucu bu insanların gerek ekonomik alandaki durumları gerekse siyasal özerklikleri sarsılıp geriledi. Bugün sınırları içinde yaşadıkları çoğu ülkeler onları tarım alanlarına, hatta kentlere yerleştirme politikası güderler. Günümüzde petrol endüstrisinde Bedevilerin çoğu ya işçi ya da polis ve asker olarak çalışırlar.

Bedevilerin toplum yapısı yerleşik halklara oranla oldukça basittir. Bu yapıda aileler, klanlar ve kabilelerin önemli bir yeri vardır. Taşınabilir mal zenginliği, yiğitlik, soyluluk ve daha birtakım erdemler toplumsal durumdaki yeri belirler. Başka toplumlarda hükümetlerin gerçekleştirdiği toplumsal işlevlerin çoğu Bedevi toplumlarda kabileler ya da aşiretlerce yerine getirilir. Aşiretler ayrıca çeşitli bağlarla birbiriyle yakın ilişki içinde bulunurlar ve bunların kimi soylu, kimi de bağımlı sayılır. Bedeviler topluluk olarak bağımsızlığa büyük değer vermelerine karşın, birey olarak önemli ölçüde topluluğa bağımlıdırlar. Aile, klan ve kabile, bireyin sorumluluğunu üstlenirken, karşılığında toplum kurallarına uygunluk ister. Bedevi kadınları genelde köy ve kent kesimlerinin alt düzey kadınlarına oranla daha özgürdürler. Ancak, katı koşullar ve kapalı toplum düzeni erkek ya da kadın Bedeviye ilkel ve fiziksel özgürlükten ötesi için izin vermez. Uygulamada çok azı İslâm dinin koşullarını yerine getirmesine karşın, Bedevi toplumları dine saygılıdır.

Bir Bedevinin Kehaneti

İtalyanlar çok uzun süredir elde etmek istedikleri Trablusgarp‘a (Bugünkü Libya) 1911 senesinde saldırmışlardı. Osmanlı Ordusu ise  Anavatanı’ndan gerçekten çok uzakta çarpışıyordu. Bu sıralarda bir grup subay da savaşa katılmak için Bingazi şehrine gidiyordu. Bunların arasında Mustafa Kemal’de yer alıyordu.

Yolda bu subay grubu bir bedeviye rastladı. Bu bedevi adam el falından çok iyi anladığını söyleyerek genç subayların fallarına bakmayı teklif etti. Savaşmaya giden bu kahraman subayların hepsi avuçlarını bu Bedevi’ye gösterdiler. Talihlerini öğrenmek istediler. Sıra Mustafa Kemal’e gelmişti. Önce elini uzatmak istemedi. Arkadaşlarının ısrarı üzerine Mustafa Kemal’de elini falcı bedeviye uzattı.

Sarışın subayın elini sert avuçlarına alan bedevi yerinden ayağa fırladı ve büyük bir heyecanla haykırarak konuşmaya başladı:

Advertisement

“Sen padişah olacaksın… Padişah olacak ve 15 yıl hüküm süreceksin… Bunu unutma sen padişah olacaksın…”

Subaylar kendi aralarında gülüştüler ve yollarına devam ettiler…

Bu olayın olduğu yıl tam olarak 1911 idi…

Aradan uzun yıllar geçti. Atatürk Bingazi yollarındaki el falına bakan bedeviyi hatırlatarak güldü: “Arap bedevi vakti ile bize söylemişti… Bizim padişahlık nasıl olsa 15 yıl sürecektir. Hesapça bu son senemizdir.”

Yıl: 1938 idi…

Daha sonra yanında bulunan Fuat Bulca’ya eğilip fısıldar: “Bingazi’deki falcıyı hatırladın mı. Bana 15 yıl hükümdarlık yapacaksın demişti… İşte 15 yıl Fuat… Vadem doldu…”

Advertisement

Atatürk’ün sağlık durumunun endişe verici boyutlarda olduğunu bilen Fuat Bulca yutkunup aynı odada bulunan Hasan Rıza ve Cevad Abbas’ı göstererek; yavaş bir ses tonuyla şunları söyler: “Bu sırrı sakın onlarla paylaşma… Aramızda kalsın…


Leave A Reply