Bizans İmparatorluğu Tarihi, Özellikleri ve Medeniyeti Hakkında Detaylı Bilgiler

0
Advertisement

Avrupa ve Anadolu’da 1058 yıl hüküm sürmüş dev imparatorluk: Bizans İmparatorluğu… Bizans İmparatorluğunun tarihi ve Bizans İmparatorluğu Medeniyeti hakkında bilgi.

Bizans İmparatorluğu Haritası

395’ten 1453’e kadar 1058 yıl süren Doğu Roma İmparatorluğu’na verilen addır. 395’te Roma imparatorluğu Batı ve Doğu olarak bölününce merkezi Roma olan Batı imparatorluğuna karşılık merkezi Bizans (İstanbul) olan Doğu İmparatorluğu kuruldu. 476’da Batı Roma İmparatorluğunun çökmesiyle Bizans tek Roma İmparatorluğu ve Avrupa anlayışına göre “yegane imparatorluk” olarak ortada kaldı.

476 Ortaçağ’ın başı sayılır. İstanbul’un Türkler tarafından alınmasıyla Doğu İmparatorluğunun tarihe karıştığı 1453 de Ortaçağ’ın sonudur. Bizans İmparatorluğu Hıristiyan bir Roma olarak devam etmiş fakat yayıldığı bölgeler bakımından daha çok Helen tesirinde kalmıştır.

Bizans (İstanbul), Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmadan önce de Roma’nın yerine bir müddet İmparatorluk başkenti olmuştu. Onun için Avrupa siyasetinin ağırlık merkezinin Doğu’ya geçmesi pek kolay olmuştur.

V. yüzyılda Hun Türkleri, VI. yüzyılda avar Türkleri Bizans’ı tehdit etmişler. Bizans, bunların karşısında Batı Roma İmparatorluğu’nun akıbetine uğramaktan güç kurtulabilmiştir. Bunu ustalıklı diplomasisine borçludur.

Advertisement

I. İustinianus (527-565) zamanı İmparatorluğun pek haşmetli bir devridir. Bu hükümdarın zamanında eski Batı İmparatorluğunun topraklarının en önemli bölümleri Bizans’a katıldı. Bizans, bir dünya imparatorluğu halindeydi. V. yüzyıl ortalarında devlet Akdeniz’i bir Bizans gölü haline getirdi. Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Güney İspanya, bütün İtalya, Tuna’nın güneyindeki bütün Balkan Yarımadası ve bütün Akdeniz adaları (Balearlar, Korsika, Sardinya, Sicilya, Malta, Girit, Kıbrıs, Ege adaları) imparatorluğun vilayetleri halindeydi. İran Sasani İmparatorluğu Bizans’ın doğuya doğru yayılmasını önleyecek güçte olmasaydı Kafkaslar’ın, Irak’ın da imparatorluğa katılacağı muhakkaktı. Hatta Bizans İran’a baş eğdirmek için GökTürk İmparatorluğu ile birleşmeyi tasarlamış ve her iki taraftan da elçiler gidip gelmişlerdir.

Bizans’a Baş Eğdiren Kuvvet

İmparator Heraklius (610 – 641) devrinde yeniden gücünün son derecesini bulan Bizans’a ancak İslamlık baş eğdirmiştir. Araplar, büyük bir hızla ilerleyerek Mısır, Filistin, Suriye, Kuzey Afrika gibi en zengin eyaletleri Bizans’tan kopardılar. Anadolu’yu çiğnediler. 673’ten başlayarak birçok kereler İstanbul’u kuşatacak bir güç gösterdiler. Bizans donanması da Arap donanması tarafından imha edilince Akdeniz de Bizans gölü olmaktan çıkarak İslam gölü durumuna geldi.

Bu sıralarda “ikonokiazm” (put kırıcılık) denen dini anlaşmazlıklar bütün Bizansı iKiye bölüp güçsüz düşürmüştür. 867’den başlayarak iş başına gelen Makedonya hanedanı devrinde Bizans toparlandı. Doğuda Araplar’a, Balkanlar’da Bulgar Türkleri’ne karşı başarılı savaşlar yaptı.

XI. yüzyıl sonlarına doğru Selçuklu Türkleri Bizans’a en kesin darbeyi indirdiler. 26 ağustos 1071’de Malazgirt’te büyük Bizans ordusunu yok edip İmparator Romanus Diogenes’i esir aldılar. Artık bütün Anadolu Türkler’e açılmıştı, birkaç yılda Türkler Marmara’ya kadar ilerlediler. Haçlı seferleri bu Türk ilerleyişini durdurdu. Türkler’i Batı Anadolu’dan Orta Anadolu’ya attı.

Makedonya hanedanından sonra gène zayıflayan Bizans’ı 1081’de iktidara gelen Komnen hanedanı kalkındırdı. Komnenler, Bizans’a son haşmetli devirlerini yaşattılar. 1204’te Latinler’in İstanbul’a girmesiyle Doğu Roma tarihinin en mühim safhası tarihe gömüldü.

Bizans’ta Latinler

Latinler, Grekler’i İstanbul’da iktidardan kovup bir Latin İmparatorluğu kurdular. Buna karşılık1 Grekler İznik’te bir Rum devleti kurarak, Latinler’le savaşmaya giriştiler. 1261’de Latinler’i İstanbul’dan kovup Bizans’ı yeniden canlandıran hanedan Paleologoslar’dır. 1453’e kadar Bizans imparatorları bu soydan gelmiştir.

Advertisement

Anadolu Selçukluları’nın Bizans’la daimi çarpışmalarını XIV. yüzyılda Anadolu Türk beylikleri üzerlerine aldılar. Bunlardan Osmanoğulları coğrafi durumları bakımından Bizans’ın mukadderatına hakim oldular. Marmara’ya açık denizlere ulaşmak ülküsüyle Bizans’ı devamlı olarak gerilere attılar.

Bizans’a Karşı Osmanlılar

1326’da Bursa’yı alan Osmanlılar 1356’da Gelibolu Yarımadası’na hakim olarak Üsküdar’a kadar da ilerlediler. Birkaç yılda Trakya’yı (bu arada Edirne’yi) almak suretiyle Bizans’ı batıdan da çeviren Osmanlı Türkleri, Mora’da, Yunanistan’ın bazı yerlerinde, bazı adalarda, istanbul’la yakınlarında zor tutunan Doğu Roma Imparatorluğu’nu fevkalade mühim coğrafi mevkiinden dolayı tamamen fethetmek için bütün imkanlarını seferber ederek harekete geçtiler.

İlk defa Yıldırım Bayezit 1391’de İstanbul’u kuşattı. 1399’da bu kuşatmayı tekrarladı şehir düşmek üzereyken Timur istilası üzerine 1402’de kuşatma kaldırıldı. Musa Çelebi’nin kuşatmasından sonra II. Murat’ın 1422’deki kuşatması pek çetin geçtiyse de şehir bir kama gibi Türk topraklarını bölmeye devam etti, düşürülemedi. Ancak 1453 kuşatmasında 29 mayıs sabahı Fatih Sultan Mehmet bunu başardı. Böylece, Ortaçağ’a son verdi.

Bizans Medeniyeti

Bizanslılar, zengin bir medeniyet meydana getirmişlerdir. Roma geleneklerini Helen çevresinde buldukları zengin Grek gelenekleriyle birleştirmişler, Hıristiyanlık unsurlarını da bunlara katarak, Bizans’a mahsus bir medeniyet yaratmışlardır.

Devletin başında mutlak bir hakimiyete sahip olan imparator bulunurdu. İmparator kutsal ve dokunulmazdı. İmparatoriçenin de onun yanında devlet idaresinde önemli bir rolü vardı.

Bizans’ın büyük zaafı uzun tarihi boyunca birçok hanedanlar değiştirmesidir. Bu değişmeler kanlı olaylara büyük iç sarsıntılara yol açmıştır. Bütün iktidar sarayda toplanmıştı. Sarayın yüksek dereceli memurları bütün İmparatorluğun merkezi idaresine hakimdiler. Senato ve saray şûrasının rolleri daha çok danışma kurulu mahiyetindeydi. Devlet “provincia” denen eyaletlere ayrılmıştı. Bunların başlarında, mülki ve askeri pek geniş yetkileri olan umumi valiler bulunurdu.

Bizans ordusu Roma geleneklerine dayanan bir ordu olup devletin güçlü devirlerinde dünyanın sayılı askeri kuvvetleri arasındaydı. Piyade ve süvari gezici orduyu meydana getirirdi. Bir de, kaleleri muhafaza eden üçüncü bir sınıf vardı. Devletin güçlü zamanlarında donanmaya da önem verilmişti. Fakat Akdeniz’de Bizans hakimiyeti kısa sürmüştür.

Bizans bir ziraat ve ticaret ülkesiydi. Köylü, serbest ve esir (serf) olarak ikiye ayrılırdı. Coğrafi durumu Bizans ticaretinin önemini artırıyordu. Sanayi de ileri olup bazı sanatlarda Bizans işçiliği çok ileriydi.

Bizans sanatında resim (mozaik, fresk, ikon, minyatür) önemli bir yer tutardı. Bizanslılar mimarlıkta da ileri bir faaliyet göstermişlerdi. İstanbul şehri Bizans eserleri bakımından pek zengindir. En önemli Bizans yapısı I. lustinianus’un yeniden yaptırdığı Ayasofya Kilisesidir. Bizans imparatorluk sarayları zamanımıza kadar gelmiş değildir. Bunlar büyüklük ve zenginlik bakımından pek ileriydiler. Çok geniş bir alan üzerine dağıtılmış yapılardan kurulmuştu. Büyük spor oyunlarına sahne olan zaman zaman siyasi ihtilallerin meydana geldiği Atmeydanı çeşitli Bizans anıtlariyle süslüydü.

Bizans sanatının Balkanlar’da Rusya’da çağımıza kadar uzanan etkisi büyük olmuştur. Bizanslılar bilimde, felsefe ve tarih gibi alanlarda da ileri gitmişler müspet bilimlerle daha az uğraşmışlardır. Bizans hukuku 1. İustinianus zamanında yapılan kanunlar üzerine kurulmuştur. Roma hukukunun devamı mahiyetinde olmakla beraber önemli özellikler taşır. Bizanslılar edebiyatta bilhassa dini konuları işlemişlerdir.

Advertisement


Leave A Reply