Blake Edwards Kimdir?

0
Advertisement

Blake Edwards kimdir? Blake Edwards hayatı, biyografisi, eserleri, filmleri ve sinema kariyeri hakkında bilgi.

Blake EdwardsBlake Edwards;(26.7.1922 – 15.12.2010)

Edwards, William Blake McEdwards adıyla Tulsa/Oklahoma’da dünyaya geldi. Üç yaşındaki küçücük bir çocukken annesiyle babası boşandılar. Birlikte yaşadıkları, annesinin ikinci kocası Hollywood’da prodüksiyon şefi olarak çalışıyordu. Okul tatillerinde üvey babasıyla birlikte film stüdyolarına giden Blake, bu şekilde filmlerin nasıl çevrildiklerini izleyerek öğrenme fırsatını buldu.

1942’den Sonra: Oyuncu ve Senaryo Yazarı Edwards, 20 yaşına basınca ilk defa oyuncu olarak iş buldu. Sahil güvenlik birliğine hizmet verdiği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Edwards, filmlerde küçük roller almakla birlikte, giderek daha çok senaryo yazarlığına yoğunlaştı. Sonralan televizyona da uyarladığı Richard Diamond: Private Detective adlı radyofonik oyun serisiyle kayda değer ilk başarısına ulaştı ve kısa zamanda aranan bir dizi yazan oldu.

1959-63: Baş Döndürücü Bir Hızla Üne Kavuşması Edwards 1955’te, aslında mekanik beceriden başka bir nitelik taşımayan Bring Your Smile Atong adlı ilk filmini çekti. Fakat Edwards, aradan yalnız dört yıl geçtikten sonra, komedi filmleri konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunu kanıtladı. Operation Petticoat (Donanmanın Melekleri, 1959) filminde bir subay (Cary Grant), her ne pahasına olursa olsun, hasarlı bir denizaltı gemisinin hurdaya ayrılmasını önlemeye çalışır.

Bu filmin başarısı üzerine Edwards’a üst üste iki filmin yönetmenliği verildi. Truman Capote’nin romanından sinemaya uyarlanan Breakfast at Tiffany’s (Çılgınlar Kraliçesi, 1961) adlı filmde taşradan gelen bir genç kız (Audrey Hepburn) zengin bir erkekle flört ettikten sonra kendisini isimsiz bir yazarın kollarında bulur. Days of Wine and Roses (Gül ve Şarap, 1962) bir halkla ilişkiler yöneticisinin alkolikliğini konu alan bir melodramdır. Her iki film seyircilerde büyük yankılar uyandırınca Edwards, 60’lı yılların başında Hollywood’un belli başlı yönetmenlerinden biri olarak yerini buldu.

Advertisement

1963: Pink Panther (Pembe Panter) Dizisinin Başlangıcı 1963 yılında çevrilen The Pink Panther (Pembe Panter) filminde Peter Sellers hafif şapşal müfettiş Clouseau rolünü üstlendi. Esprili diyalogları sessiz film döneminin bürlesk tarzıyla birleştirdiği, bir elmas çevresinde dönen bu polisiye komedi ile Edwards en büyük başarısına ulaştı. Yeniden müfettiş ciouseau’yu sunan A Shot in the Dark (Karanlık Bir Çığlık, 1964) ve yüzyıl başındaki bir araba yarışını anlatan The Greal Race (Büyük Yarış, 1964) adlı sonraki yapıtları da milyonlarca seyirciyi sinemaya çekti. 1967’de Edwards’ın pek katkısı olmadan başka bir yönetmen tarafından gerçekleştirilen lnspector Clouseau müfettiş Clouseau’yu üçüncü defa beyazperdeye getirdi.

60’lı Yılların Sonundan İtibaren: Kriz Birinci sınıf bir zamanlama ve birleşik öğelerle sivrilen komedileriyle bu branşın teminatı olarak görülen Edwards, 60’lı yılların sonunda bu türden uzaklaşarak daha ciddi filmlere eğildi. Prodüksiyon şirketleri Edwards’ı’n filmlerini keyiflerince kısalttıkları için ünlü yönetmen parasal darboğazlardan sonra sanatsal açıdan da inişe geçti. Bu dönemde ağır depresyonlar yaşayan Edwards, ilk evliliğinin bozulmasıyla (1967) da çok sarsıldı.

1975: Pembe Panter ile Dönüşü Bundan böyle filmlerinin çoğunda kadın başrolünü üstlenecek olan oyuncu Julie Andrews ile 1969’da evlenen Edwards, krizi atlatabildi. Pembe Panter filminin devamında oynamayı kabul eden Sellers ile yeniden beraber çalışınca, Edwards Hollywood’un Büyükleri arasına geri dönebildi. 1975’te çevirdiği Return of the Pink Panther’i (Pembe Panter’in Dönüşü) dizinin Sellers’lı üç filmi daha izledi. 1979’da çevirdiği Ten (On) filmiyle Edwards, Sellers olmadan da başarılı olabileceğini kanıtladı. Bu arada, kendi filmlerini üretmesini sağlayacak parasal olanaklara kavuşmuştu.

80’li Yıllardan Sonra: Çıkışlar ve İnişler 80’li yıllarda Edwards’ın filmlerinde belirli bir burukluk sezilmekle birlikte, o yine de esprili diyalogları ve günlük yaşamın aksiliklerini sunmaktaki ustalığım hiç yitirmedi. Victor/Victoria (1982) ve Switch (Eskiden Erkektim, 1991) adlı filmlerinde cinsiyet rolleriyle cinsiyet değiştirme konularım işledi. Blind Date (Kör Talih) adlı filmiyle 1987 yılında Bruce Willis’in oyuncu olarak ilk kez başarıya ulaşmasını sağladı. Diğer taraftan başrolde Roberto Begnini’nin oynadığı yeni bir Pembe Panter, Son of the Pink Panther (Pembe Panter’in Oğlu, 1993) ilgi çekemedi.


Leave A Reply