Boğazlar Meselesi Nedir? Boğazlar Sorunu Tarihçesi Hakkında Bilgi

1
Advertisement

Boğazlar Meselesi nedir? Dünya siyasi tarihine damga vurmuş olan boğazlar meselesi ve tarihçesi hakkında bilgi.

istanbul bogazı

Kaynak: commons.wikimedia.org

Boğazlar Meselesi

Boğazlar, bulundukları coğrafya durumu bakımından tarihte büyük siyasi roller oynamış, yakın tarihlere kadar dünya çapında meseleler doğurmuştur.

İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın uyması icap eden hukuk rejimi, Avrupa siyasi tarihinde başlı başına bir konudur. “Boğazlar meselesi” diye anılır.

Bizans devrinin son yüzyıllarında Boğazlar çoktan Bizans hakimiyetinden çıkmış durumdaydı. Osmanlı Türkleri, Cenevizliler, Venedikliler Boğazlar’dan serbestçe geçebilmekteydiler. Bizans’ın gücü bunu önlemeye, belli bir düzen altına almaya yetmiyordu.

İstanbul’un fethinden (1453) sonra Fatih bu meseleye büyük önem verdi, Avrupa siyaseti bakımından meseleyi kavramıştı. Her iki Boğaz da pek kuvvetli bir şekilde tahkim edildi, hiçbir gemi, Türk kontrolünden geçmeden, Çanakkale’den bırakılmadı. Bu Karadeniz’in Türk gölü haline gelmesi demekti. Fatih ve oğlu II. Bayezit devirlerinde, Karadeniz kıyılarında Osmanlı toprağı olmayan bir şerit bırakılmamıştı. Böylece, Karadeniz ticareti Türkler’in kontrolüne alındığı gibi, Karadeniz’de Türkler’den başka her hangi bir devletin savaş gemisi dolaştırması imkansız hale gelmişti.

Boğazlar Üzerinde Rus Emelleri

Rusya’nın XVII. yüzyılın son yıllarında Büyük Petro devrinde Karadeniz’e ulaşmak hayali büyük bir buhran doğurdu. Ruslar, önce Azak Denizi’nin Don Nehriyle birleştiği noktadan denizi görmek istediler. Burada Türkler’in Azak Kalesi (şimdi Rostov) vardı. Bu kaleyi ele geçirmek için yarım yüzyıl uğraşmak zorunda kaldılar.

Advertisement

1739’da Don nehrinden Azak Denizi’ni, dolayısıyla Karadeniz’i gören Rusya yüzyılın sonunda Kırım’ı almak derecesinde, yani elli yıl önce Osmanlının akıllara durgunluk verecek bir ihtimal olarak kabul ettiği derecede güç kazanıyordu. Böylece XVIII. yüzyıl, Karadeniz’de Osmanlıdan başka ikinci bir devletin kıyı kazanması ile kapanıyordu. Karadeniz’de Türk bayrağından başka bir bayrağın gezmesini, haremine taarruzdan farksız sayacağını Rus elçisine söyliyen II. Mustafa devri (1695-1703) geride kalmıştı.

Kırım Savaşı ve Boğazlar

XIX. yüzyılın ilk yarısında Osmanlının bütün çekişmelerine rağmen Rus savaş gemileri Karadeniz’de göründü ve Sivastopol askeri limanı meydana çıktı. Bu meselede Osmanlı, kendisini can evinden tehdit edilmiş bir durumda görüyor, Rusya ise kendisini boğazı sıkılmış ve tecrit edilmiş sayıyordu. Bu bağdaşmaz ruh hali Kırım savaşını doğurdu.

1856 Paris Antlaşması yenilmiş Rusya’nın Karadeniz’de savaş gemisi bulundurmasını yeniden yasaklıyorduki bu Rus emelleri için bir yıkım demekti. Artık Rusya tarihinin bundan sonraki kısmı, Boğazlar’ı açabilmek için dünya siyaset alanındaki çalışmaları olarak görülebilir. Nitekim 1871 ‘de Rusya gene Karadeniz’de savaş gemileri yapmaya başladı. Ticaret gemileri ise, sulh halinde öteden beri serbestçe Boğazlar’dan girip çıkıyordu.

Bu defa Osmanlı Karadeniz’de Rus donanmasından defalarca üstün bir donanmayı kesin şekilde eli altında bulundurma siyasetini prensip kabul etti ki, Abdülaziz devrinde büyük deniz silahlanması bu siyasetin sonucudur.

Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale geçilemediği için Rusya yenildi. Savaştan sonra da Boğazlar Avrupa siyasetinde o derece önemli görülmekte devam etti ki, Lozan Barışı bile Boğazlar üzerinde Türkiye’nin hakimiyetini tahdit edici kayıtları kaldırmadı. Ancak 20 Temmuz 1936 Montrö Antlaşması ile Türkiye, Boğazlar üzerindeki bütün haklarına kavuştu. Bugün ticaret gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi serbesttir.

Kaynak 2

Boğazlar Sorunu ve 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Hünkar iskelesi Antlaşması; uluslararası alanda Boğazlar sorununun ortaya çıkmasına neden olmuştur. İngiltere ve Fransa bu konunun da uluslararası bir anlaşma ile çözümlenmesini istemekteydiler. Denge politikası izleyen Osmanlı Devleti de bu durumu uygun görmekteydi. Hünkar İskelesi Antlaşması’nın süresinin 1841’de dolmasının hemen ardından Londra’da Boğazlar konusunun görüşülmesi amacıyla uluslararası bir konferans toplandı. Bu konferansa İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya, Prusya ve Osmanlı Devleti’nin temsilcileri katıldı. Görüşmeler sonunda Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.

Advertisement

Londra Boğazlar Sözleşmesi’nin bazı maddeleri şunlardır:

  • ✓ Boğazlar, Osmanlı imparatorluğumun egemenliğinde olacaktır.
  • ✓ Barış zamanında Boğazlar bütün savaş gemilerine kapalı tutulacaktır.
  • ✓ Boğazlar bütün ticaret gemilerine açık olacaktır.

Bu sözleşme sonucunda;

  • Boğazlar uluslararası bir statü kazanmıştır.
  • İngiltere ve Fransa, Boğazlardaki güvenliği sağlayarak Rusya’nın genişlemesine karşı önlem almışlardır.
  • Osmanlı Devleti’nin Boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği sona ermiştir.
  • Rusya, Hünkar İskelesi Antlaşması ile elde ettiği özel imkanları kaybetmiştir. Ancak, Karadeniz’deki güvenliğini devam ettirmiştir.


1 Yorum

Leave A Reply