Arap Sanatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Arap sanatı hakkında detaylı bilgiler. Arap sanatının dönemleri ile eserleri hakkında da bilgiler.

İspanya'da Granada'da bulunan Elhamra Sarayı'n da ki süslemelere bir örnek.

İspanya’da Granada’da bulunan Elhamra Sarayı’n da ki süslemelere bir örnek.

Mısır, İspanya, Hicaz, Yemen, Suriye, Irak gibi Arap hakimiyeti ve dilinin yayılmış bulunduğu yerlerde gelişen sanatların hepsi bu adla anılır.

Bazı kaynaklar “Arap sanatı” yerine daha geniş anlamda “İslam sanatı” deyimini kullanarak Türk, İran, Hint sanatlarını da buna katmaktadırlar. Bu kaynakların yazarları bu milletlerin sanatlarındaki karşılıklı etkiler yüzünden böyle bir sonuca varmaktaysalar da her milletin sanatını kendi adı altında incelemek, genel olarak, daha uygun olur, çünkü ortalama biçimler bulunduğu gibi her millete ait özellikler de bu sanat eserlerinde önemli bir yer tutar.

Başka İslam milletlerinde olduğu gibi Araplarda gelişen sanatlar mimarlık, oymacılık, çinicilik, tezhipçilik, mozaik ve minyatürdür.

İslamiyetten önceki Arap sanatı hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Çeşitli Arap sanatları ve özellikle mimarlık ancak İslamiyetin çıkmasından sonra gelişmiştir. Özellikle Batılılar bu bakımdan Arap sanatını ayırmayarak doğrudan doğruya İslam sanatı adı altında incelerler.

İlk mimarlık eserleri: Hicaz bölgesinde bilinen ilk mimarlık eseri küp biçiminde bir yapı olan Kabe’dir. Kabe Mekke’de Hz. İbrahim tarafından yapılmış sonradan buraya çeşitli kabileler putlarını koymuşlardır. Kabe’nin ravakları İslamiyetten sonra yapılmıştır.

Advertisement

İslamiyetten sonra Medine yakınlarında yapılan ilk mescidin inşasında Hz. Muhammed’de bir işçi gibi çalışmıştı.

Yemen’de ise M.Ö. VIII. yüzyıldan kalma tapınak, kanal, saray harabeleri bulunmuştur. Bunlar Seba devletine aittir.

Suriye’de, islamiyetten sonra yapılan ve bugüne kadar, muhafaza edilen en önemli yapı Kubbet-üs-Sahra’dır. 638 yılında Hz. Ömer tarafından Kudüs’te yaptırılan Kubbet-üs-Sahra’ya Mescid-i Ömer de denir. Mescit zaman zaman çeşitli tamirler görmüş, Kanuni Süleyman tarafından da tamir ettirilmiştir. Duvar ve kemerler çini kaplıdır. Süslemelerde abanoz ve sedeften mozaikler kullanılmıştır. Bu mescidin bulunduğu yerde Hz. Davut zamanında da bir tapınak yapılmıştı. Mescid-i Ömer’in bulunduğu tepede Mescid-ül-Aksa Camisi vardır.

Suriye’de ki diğer önemli mimarlık eserleri Şam’da 1609 yılında yanan Cami-i Kebîr ile Kuseyr Amra adındaki hamam ve Halep’teki Cami-i Kebir’dir. Şam’daki Cami-i Kebîr’e Cami-i Emevî de denir.

Abbasîler’in Bağdat’ı başkent yapmaları üzerine hem bu şehirde, hem de çevresinde önemli mimarlık eserleri yapılmış, özellikle Harun Reşit zamanında birçok binalar kurulmuştur. Bunların arasında en önemlisi Harunnürreşit’in Rakka Sarayı’dır. 790 yılında Fırat nehri üzerinde yapılan bu sarayda Hint mimarlık eserlerinin etkisi görülür. 820 yılında yapılan Memun Sarayı da bu devrin önemli eserlerindendir.

Mısır’da İslamiyetten önce Kıptî mimarlığı denilen bir tarz vardı. Araplar Mısır’ı ele geçirince bu sivri kemerli mimarlık tarzının etkisi altında kaldılar. Mısır’da yapılan ilk İslam eseri Amr Camisi’dir. 878 yılında Kahire’de yapılan Tulun Camisi ise Asya’dan getirilen mimarlara yaptırılmıştır.

Advertisement

Türk etkisi: Mısır’da yapılan daha sonraki mimarlık eserlerinde de Türk etkisi görülür. Bu devredeki başlıca eserler Cami-ül-Ezher (971), El-Hakim Camisi (990), El-Ahmer Camisi (1125) dir. Bunlar Fatımiler zamanında yapılan eserlerdir. Memluklar zamanındaki mimarlık eserlerinde ise Türk etkisi büsbütün belirli bir şekilde görülür. En çok XIV. ve XV. yüzyıllar da devam eden bu etki bilhassa Kalaun Camisi (1284), Hasan Camisi (1336), Berkuk Camisi (1384) ve Kayıtbay Camisi’nde (1436) görülmektedir. Mısırın Osmanlılar tarafından işgali üzerine mimarlığa sade Osmanlı mimarlık tarzı hakim olmuştur.

Kuzey Afrika’da: Mağrib denen Kuzey Afrika şehirlerinde İslamiyetten önce Roma etkisi vardı. Bu bölgenin en eski yapısı Tunus’taki Cami-i Zeytune (732) dir. Gene Tunus’ta IX. yüzyılda yapılan Kayrevan Camisi minberinin işçiliğindeki incelikle tanınmıştır.

Magrib’de hem din, hem de askerlik bakımından işe yarayan bazı binalar daha yapılmıştır. Bu binalar daha çok tekke mahiyetinde olmakla beraber, din düşmanlarına karşı da Müslümanları koruyacak bir sığınak vazifesi gördü. “Ribat” adı verilen bu binalar kale gibi kuvvetli duvarlarla çevrilir, her ribatın bir şeyhi bulunurdu.

İspanya’da Arap Mimarlığı: İspanya’nın fethinden sonra kurulan Arap devleti zamanında İspanya’da çok değerli mimarlık eserleri meydana getirilmiştir. Araplar’ın Endülüs adını verdikleri İspanya’da meydana getirdikleri ilk önemli mimarlık eseri Kurtuba (Cordoba) Camisi’dir (770).

İspanya’daki başka önemli mimarlık anıtları İşbiliye (Sevilla) Camisi (1174), gene İşbiliye (Sevilla) de ki Alkazar Sarayı (1200) ile Granada’daki Elhamra Sarayı’dır(1230). Bunların kendine has mimarlık tarzı vardır. Sütun başlıkları ve taş oymaları son derece güzeldir. Birçok binalardan meydana gelen Elhamra Sarayı’nın inşaatı XIV. yüzyılda da devam etmiştir. Bir tepe üstünde yapılan saraya, tepeyi meydana getiren kilin rengi yüzünden “El-Hamra” (kırmızı) adı verilmiştir.

Süsleme Sanatı: İslamiyetten önceki Arap süsleme sanatları hakkındaki önceki bilgimiz pek azdır. Araplar sadelikten hoşlanmadıklarından, bina olsun, eşya olsun, her yüzeyin süslerle işli olmasına büyük önem vermişlerdir. İslamiyetten sonraki süsleme eserlerinin ilk güzel örneklerine XIII. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır. Minyatürlere ilk olarak “Makamat-ı Hariri” adlı eserde (1237) rastlanmıştır. Araplar ilk minyatürlerinde Bizans etkisi altında kaldıkları gibi, mozaik sanatını da Bizans’tan öğrendiler. Hatta Kubbet-üs-Sahra gibi, ilk mimarlık eserlerinin mozaiklerini Bizans ustalarına yaptırdılar.

Oymacılık: Süslemeye çok düşkün olan Arapların en çok önem vererek geliştirdikleri bir başka sanat da oymacılıktır. Taş oymacılığı bütün mimarlık eserlerinin süslenmesinde kullanıldığı gibi fildişi ve tahta oymacılığı alanında da çok güzel eserler verildi. Kalkan, miğfer, tepsi, kandil vs. üstündeki kabartma işleri ise bütün dünyada ünlüdür. Özellikle Şam’da maden üstüne altın vs. kakma işi son derece ilerlemiş, bu gibi eşya bütün dünyada “damasquinerie-dımışki” diye ün samıştır (Şam’a Arapça’da Dımışk denilir). Cam ve çinicilik özellikle İspanya’da oldukça gelişmiştir.


Leave A Reply