Bungle Bungle Tepeleri, Batı Avustralya’nın Arı Kovanı Kubbeler Labirenti

0
Advertisement

Bungle Bungle Tepeleri nerededir? Kaplan desenli kubbeler, Batı Avustralya’nın arı kovanını andıran kubbelerinin yapısı ve özellikleri.

Bungle Bungle Tepeleri

Bungle Bungle Dağları’nın yakıcı güneş ışığıyla yıkanan kule ve kanyonları, sanki ışığı kendi içinden geliyormuş gibi parıldayan bir rüya-ülke manzarası sunar. Batı Avustralya’daki Ord Nehri düzlüklerinin gerçek üstü görkemi ve denizaltı fantezilerini andıran bir büyülü manzara içinde, bu kaplan desenli şaşırtıcı kubbeler olduğundan daha büyük görünür.

Bungle Bungle Tepeleri

Yine de, bu desenli kaya duvarlarla, topraktan tüm haşmetiyle yükselen fantastik zirveler o kadar uzak bir bölgedeki, 1980 yılından bu yana yalnızca bir avuç dolusu konuk adımını atmış buralara. Bugün bile çoğu insan bu dağları havadan izlemeyi tercih ediyor.

Uçsuz bucaksız Kimberley bölgesinde uzanan ve üzerinde çok az yerleşim birimi bulunan bu masif kütle 450 km’lik bir alanı kaplıyor. Yılın büyük bir bölümünde hava çok sıcak; ısı 40 gölgede dereceyi buluyor. Uzun kış mevsimi boyunca süren kurak sezonda hemen hiç yağmur yağmıyor ve nehirler kuruyarak sağa sola saçılmış su kuyularına dönüşüyor. Bunun ardından, Kasım ve Mart ayları arasında hüküm süren yağışlı dönemde bütün bölgede bir yeşil patlaması yaşanıyor. Hint Okyanusundan gelen tayfunlar Bungle Bungle girişlerini tümüyle kapatacak kadar çok yağmuru beraberinde getirip ortalığı silip süpürürken, birbiri ardı sıra dizilmiş pırıltılı havuzlardan da şelaleler dökülmeye başlıyor.

Aşınmış Kumtaşı

Bungle Bungle’ın tarihi 400 milyon yıl geriye, kuzeyde şimdi tümüyle yok olmuş dağların aşınmasıyla oluşan katmanlaşmış tortu yataklarının yoğun biçimde ortaya çıktığı zamana kadar gidiyor. Daha sonra, akarsular bölgedeki yumuşak kaya kütlelerini oyarak vadi ve su yollan açmış. Bu derin ve birbirine bağlı vadiler su ve hava koşullarının etkisiyle iyice aşınarak geride bugünkü izole kumtaşı kulelerini bırakmış.

Advertisement

Bungle Bungle Tepeleri

Bugün bu kubbelerin büyük bir bölümü masif kütlenin güney ve doğu taraflarında yer alıyor. Batı ve Kuzey tarafları ise kenarları nefes kesici güzellikte kanyonlarla süslü 250 m yüksekliğinde sarp kaya duvarlarıyla çevrili. Koyak ve derin yarıklar ise yapraklan dikenli kirpi otu, akasya ve palmiye gibi inatçı bitki türleriyle kaplı. Bütün bu bitki türleri, tehlikeli uçurumlar üzerinde yükselerek olağanüstü güzellikte asma bahçeler oluşturuyor.

Kayalar üzerindeki güçlü çizgiler ise hava koşullarına bağlı aşınmanın bir sonucu. İlk meydana geldiğinde kumtaşı beyazımsı bir renktedir; ancak yataklardaki katmanlaşmış tortu içine sızan su, kaya kütlesi üzerinde sürekli olarak oluşup dökülen kuvars ve kil ‘deri’yi yüzer. Kütlenin hafif turuncu rengi içindeki demir zerrelerinden, gri ve kahverengi ise güneş altında kavrulmuş yosun ve liken birikintilerinden gelir. Kumtaşı yumuşaktır, aşındığında talk pudrası kadar ince bir toza dönüşebilir.

Perth’li araştırmacı Alexander Forrest, 1879 yılında bu büyük labirenti görmeye gelen ilk Avrupalı ekibin lideriydi. Buraya 1930’lu yıllarda neden Bungle Bungle isminin verildiğini ise kimse bilmiyor. Bölgenin Aborijin dilindeki ismiyse ‘Purnululu’ ‘kumtaşı’ anlamına geliyor. Aborijin halkı burada 24 bin yılı aşkın bir süredir yaşıyor ve Bungle Bungle Dağları onların kutsal yerlerinden biri. Bugünse 1987 yılından beri Ulusal Park haline getirilmiş olan bölgenin yönetiminde yer alıyor ve bu kırılgan taş kütlesini ziyaretçilerin tahribatına karşı koruyor. Kayaların gölgesindeki az sayıda gölcük bütün bir yıl boyunca varlığım koruyor ve yöreye özgü kedi türleri gibi hayvanlar için su havuzu işlevi görüyor. Bölgenin bu taş kubbeler kadar garip bir diğer özelliği ise yüksekliği 5.5 m’ye varan yuvalarıyla beyaz karıncalar.


Leave A Reply