Ç Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler, Anlamları, Eş Anlamlılar Sözlüğü

0
Advertisement

Ç harfi, Türkçede bulunan Ç harfi ile başlayan eş anlamlı sözcükler, kelimeler listesi ve anlamları. Ç Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Ç Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Kaynak: pngegg.com

Ç Harfi İle Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

  • çaba: ceht, gayret, emek, çalışma.
  • çabalamak: ceht etmek, gayret etmek, çalışmak, uğraşmak,
  • çabucak: çarçabuk, hemencecik, ivedilikle,
  • çabuk: tez, acele, ivedi, hemen, süratli,
  • çabuklaşmak: tezleşmek, ivedileşmek, süratlenmek,
  • çabukluk: tezlik, ivedi, sürat.
  • çaçaron: geveze, çenesi düşük,
  • çenebaz, çağ: 1. vakit. 2. yaş. 3. devir,
  • çağdaş: 1. muasır. 2. asrİ. 3.modern,
  • çağırmak: 1. seslenmek, bağırmak, haykırmak. 2. davet etmek, okumak,
  • çağrı: davet.
  • çağlayan: şelâle, çavlan, çağlar.
  • çakırkeyf: sarhoş,
  • çakışmak: 1. kenetlenmek. 2. bağlanmak,
  • çakmak: 1. vurmak. 2. anlamak, sezinlemek.,
  • çaktırmadan: gizlice,
  • çalâk: atik.
  • Çalap: Tanrı, Allah, Mevlâ,
  • çalım: gösteriş, tafra, şişinme, kibir,
  • çalımlı: gösterişli, tafralı, şişinmeli, kibirli,
  • çalışkan: hanarat, becerikli, işgüzarlık,
  • çalışma: uğraşma, mesai, gayret.
  • çamurlamak: kötülemek,
  • çapaçul: kılıksız, hırpani,
  • çapraşık: karışık,
  • çapulcu: yağmacı,
  • çaput: 1. paçavra. 2. bez.
  • çarçabuk: tez hemencecik,
  • çarçur: ziyan.
  • çare: 1. tedbir, önlem. 2. ilâç, derman,
  • çaresiz: naçar, biçare, iyileşmez.
  • çarpık: eğri, eğri büğrü,
  • çarpıtmak: eğriltmek, yamultmak.
  • çarpık çurpuk: eğri büğrü,
  • çarpmak: 1. vurmak. 2. hızla değmek. 3. başına geçmek,
  • çatık: somurtkan, asabi, sinirli, öfkeli,
  • çatışma: çarpışma, kavga,
  • müsademe, çatlak: 1. yan. 2. deli. çatlatmak: 1. yarmak. 2. kıskandırmak. 3. sıkıntı vermek.
  • çavlan: çağlayan, şelâle,
  • çedik: ayakkabı,
  • çehre: yüz, surat,
  • çekecek: kerata,
  • çekememek: 1. kıskanmak. 2. katlanamamak.
  • çeki: tartı,
  • çekici: cazip, ılımlı.
  • çekingen: ürkek, utangaç, içine kapanık,
  • çekinmeden: korkusuzca,
  • çekişme: 1. kavga. 2. yarışma, mücadele. 3. azar.
  • çekişmek: 1. kavga etmek, tartışmak, bozuşmak. 2. mücadele etmek, yarışmak.
  • çelimsiz: zayıf, cüssesiz.
  • çelişkilik: aykırılık, zıtlık, tutarsızlık,
  • çenebaz: çalçene.
  • çentik: kertik,
  • çermik: kaplıca, ılıca,
  • çeşit: cins, tür, kalite,
  • çeşm: göz.
  • çeşni: tat.
  • çetin: 1. zorlu. 2. zor. 3. güç. 4. sert.
  • çetrefil: 1. karışık. 2. anlaşılmaz.
  • çevik: atik, hareketli,
çeviri: tercüme,
  • çevirmek: 1. döndürmek. 2. tercüme etmek,
  • çeviri yapmak. 3. kuşatmak, sarmak,
  • çevirmen: tercüman.
  • çevre: muhit, etraf, yöre, civar, dolay, bölge, havale, mıntıka,
  • çevrelemek: kuşatmak, sarmak, çevirmek, sınırlamak.
  • çığır: 1. yol. 2. patika. 3. iz. 4. keçiyolu.
  • çığlık: feryat, figan, bağırış
  • çıkar: menfaat, çıkarmak: 1.sökmek. 2. koparmak. 3. ihraç etmek. 4. yayımlamak, neşretmek.
  • çıkışmak: azarlamak,
  • çıkışmamak: yetmemek, az gelmek,
  • çıkmak: 1. görünmek. 2. gitmek. 3. eksilmek. 4. yayılmak. 5. ayrılmak. 6. tırmanmak. 7. duyulmak,
  • çıkışlı: mezun,
  • çıkmaz: dipsiz, sonsuz, sonuçsuz, neticesiz,
  • çıldırmak: delirmek, çılgın: deli.
  • çıplak: 1. soyunuk, anadan doğma. 2. örtüsüz. 3. cıbıldak. 4. cıbıl,
  • çıtı pıtı: 1. minyon, ufak tefek, 2. sevimli,
  • çıt yok: sessiz, sakin,
  • çiçek bozuğu: çopur,
  • çift: çifte, eş. çiftçilik: ziraat,
  • çiftelemek: tekmelemek,
  • çiğ: 1. pişmemiş. 2. kaba. 3. yersiz.
  • çile: azap, eza, zahmet, cefa.
  • çileli: sıkıntılı,
  • çilenti: serpinti,
  • çimlenmek: 1. yeşermek. 2.yararlanmak,
  • çimmek: yıkanmak,
  • çingene: 1. arsız. 2. cimri,
  • çirkef: 1. bulaşkan. 2. şirret. 3. iğrenç,
  • çirkin: biçimsiz, suratsız, bed, gudubet,
  • çizelge: cetvel,
  • çizik: 1. çizilmiş. 2. çizgi,
  • çizinti: sıyrık,
  • çocuk: evlât,
  • çocukbilim: pedagoji,
  • çoğunluk: ekseriyet.
  • çok: fazla, epey, hayli, külliyetli, aşırı, gür, epeyce,
  • çokbilmiş: sinsi, kurnaz,
  • çokluk: çoğunluk, ekseriyet,
  • çoktan: eskiden, uzun zamandır,
  • çolak: sakat, çomak: değnek,
  • çolpa: beceriksiz, hünersiz.
  • çorak: verimsiz, kıraç,
  • çökkün: güçsüz,
  • çökmek: 1. yıkılmak. 2. oturuvermek. 3. batmak.
  • çöküntü: enkaz,
  • çöreklenmek: oturmak, yayılmak.
  • çözmek: 1. halletmek. 2. kurtarmak. 3. açmak,
  • çözülmek: 1. gevşemek, erimek, yumuşamak. 2. yenilmek, dağılmak,
  • çözüm: çare.
  • çözümleme: analiz,
  • çullanmak: abanmak,
  • çürük: 1. bozulmuş. 2. temelsiz, boş. 3. dayanıksız.


Yorum yapılmamış

  1. Türker Özpınar on

    çağa, bebek
    çala çukur, şarampol
    çap etmek, basmak, tabetmek, yayımlamak
    çare, deva
    çattırmak, iletmek
    çekişmek, değişmek
    çengel, çatal, fiş
    çeşit, nev, tür
    çevirmek, muhasaraya almak
    çiftlik, ekin sahası
    çıkartmak, sökmek
    çim, alak otu
    çırpınmak, debelenmek
    çizmek, çizik çekmek, hat çekmek
    çok lazımlı, elzem
    çubuk, değnek

Reply To Türker Özpınar Cancel Reply