Camille Pissarro Kimdir? Fransız Empresyonist Ressamın Hayatı ve Sanatı

2
Advertisement

Camille Pissarro kimdir? Ünlü Fransız Empresyonist ressam Camille Pissarro hayatı ve sanatsal yaşamı hakkında bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Camille Pissarro

Kaynak: wikipedia.org

Tanınmış bir Fransız ressamıdır. 1830 ile 1903 yılları arasında yaşamıştır. Empresyonistlerdendir. Bütün ömrünü doğadaki değişiklikleri resimle nasıl ifade etmek mümkündür diye araştırmalar yaparak geçirdi. Aynı yerleri incelemekten tekrar tekrar resimlerini yapmaktan bıkmazdı.

Pissarro, Antil Adalarındaki Saint-Thomas şehrinde doğdu. Babası Fransız, annesi de Antiller’de doğmuş olmakla beraber bir Beyaz ailenin kızıydı. Pissarro Paris’e gidip resim çalışmak için ailesini uzun tartışmalardan sonra zorla kandırabildi. Fransa’ya geldiğinde 25 yaşındaydı. Corot ile birlikte çalışmaya başladı. Daha sonra empresyonist ressamlar arasına karıştı.

1870 Prusya istilası sırasında Londra’ya gitti. Londra’da Turner, Condtable gibi İngiliz ressamlarının eserlerini inceledi. Fransa’ya dönünce evini yağma edilmiş bine yakın tablosunu yırtılmış buldu. Cesaretini kaybetmedi. 1874’te Cézanne ile birlikte bir sergi açtı. İki ressam bu sergi dolayısı ile alay etmek için söylenen “empresyonist” kelimesini benimsediler.

Pissarro’nun sanatı birkaç gelişme devresi geçirmiştir. Önceleri Camille Corot‘nun, Courbet’nin etkisi altındaydı. Gitgide açık renklere yöneldi. İngiliz peyzajcılarını gördükten sonra açık havada yaptığı resimler daha canlı renklere büründü. Resimlerinin asıl konusu ışık oldu. Eserleri, başta Louvre olmak üzere çeşitli müze ve koleksiyonlardadır.


Kaynak – 2

Camille Pissarro, (d. 10 Temmuz 1830, St. Thomas, Danimarka Batı Hint Adaları -ö. 13 Kasım 1903, Paris, Fransa), izlenimci Fransız ressam.

Advertisement

Ticaretle uğraşan varlıklı bir Yahudi ailesinin çocuğuydu. Sanata yatkınlığı 12 yaşında, eğitim amacıyla yollandığı Paris’te ortaya çıktı. Beş yıl öğrenim gördükten sonra babasının yanında çalışmak üzere Batı Hint Adalarına geri döndü, asıl amacı ressam olmaktı. Çevreyi ve insanları betimlediği ilk çalışmalarını bu yıllarda yaptı. Babası ressam olmasına izin vermeyince Caracas‘a kaçtı ve iki yıl Danimarkalı ressam Fritz Melbye’nin yanında kaldı. Sonuçta babasının iznini alarak 1855’te Fransa’ya gitti.

Bu dönemde yaptığı ilk resimler tropik manzaralar, Fransa’dan kır görünümleri ve figür çalışmalarıydı. Girdiği Güzel Sanatlar Yüksekokulu’ndaki akademik eğitim sistemine yakınlık duyamayınca, Corot‘nun izinden gitmeye başladı. Aynı dönemde Barbizon okulu ressamlarından Jean-Fronçois Millet ile Gustave Courbet’nin yapıtlarına da ilgi duydu. 1860’larda girdiği sanat çevrelerinde Auguste Renoir ve Claude Monet gibi genç ressamlarla dostluk kurdu. 1870’te Fransız-Alman Savaşı çıkınca İngiltere’ye gitti. Orada kendisi gibi savaştan kaçan Monet ile birlikte müzeleri gezdi ve İngiliz manzara resmim tanıdı. İngiltere’de evlendiği Julie Vellay ile birlikte gene Paris yakınlarındaki Pontoise’a yerleşti.

Camille Pissarro

Resimlerinin konusunu hep yaşadığı çevreden alıyordu.

Pissarro hiçbir zaman çarpıcı resimler yapmamıştı. Genellikle çevredeki evleri, fabrikaları, tarlaları ve çalışan köylüleri işliyordu. Biçimleri öbür izlenimcilerde olduğu gibi ışıltılı renkler içinde eritmiyor, güçlü renkler kullanarak onların belirginliğini koruyordu. 1870’lerin sonuna doğru virgüle benzeyen fırça vuruşlarıyla ışıltılı etkiler elde etmeye başladı. Koleksiyoncu Paul Durand-Ruel aracılığıyla yapıtlarını satmasına karşın bir türlü mali sıkıntıdan kurtulamadı. Sürekli üslup ve teknik sorunlarını irdeleyen kişiliğiyle 1885’te Georges Seurat’nın yeni-izlenimci kavramlarına yakınlık duydu. Beş yıl kadar divizyonizm tekniğini uyguladı; ama duygularını ve izlenimlerini yansıtmada bu tekniği yetersiz buluyordu. Ayrıca yeni-izlenimci türdeki yapıtları sanat çevrelerinde de tepkiyle karşılanmış, bu da onu mali açıdan daha zor bir duruma sokmuştu.

1892’de Durand-Ruel’in açtığı toplu sergi Pissarro’nun mali durumunu biraz düzeltti, ama bu kez de kronik göz iltihabından açık havada çalışamaz oldu. 1893 ve 1897’de Paris’te bir otel odası tuttu ve penceresinden gördüklerini resimlemeye başladı. Aynı görünümleri günün değişik saatlerinde betimlediği 24 resim bu döneme aittir. 1890’larda da bir süre Rouen’da ırmak manzaraları yaptı. En verimli dönemi son yılları oldu. Sanat yaşamında toplam 1.600 resim ve 200 baskı gerçekleştirmişti.

ÖNEMLİ YAPITLARI.

“Ölüdoğa” (1867, Toledo Sanat Müzesi, Ohio), “Louveciennes, Versailles’a Giden Yol” (1870, Emil G. Bührle Koleksiyonu, Zürich), “Kristal Saray, Londra” (1871, Henry J. Fisher Koleksiyonu, Greenvvich, ABD), “Pontoise Yakınlarında Taşocağı” (1874, Sanat Müzesi, Basel), “Kırmızı Çatılar, Kışın Bir Köy Manzarası” (1877, Louvre Müzesi, Paris), “Pontoise’da Yan Yol” (1882, Durand-Ruel Koleksiyonu, Paris), “Paris, Monmartre Bulvarında Gece” (1897, Ulusal Galeri, Londra), “Sabah, Günışığmda İtalyanlar Bulvarı” (1897, Ulusal Sanat Galerisi, Washington, D.C.), “Brugge’da Köprü” (1903, Kent Sanat Galerisi, Manchester).

Advertisement

Kaynak – 3

Camille Pissarro; Fransız ressamıdır (Küçük Antiller/St. Thomas Adası 1830-Paris 1903). Resime ilgi duymasına karşın, babasının izin vermemesi üzerine 1853’te Paris’e gitti, izlenimcilere katıldı. Paris çevresini konu alan manzaralar yapmaktan hoşlandığı için Montmorency’ye yerleşti, geleneksel bir anlayışla resim çalışmalarını sürdürdü. 1872’de İngiltere’den Fransa’ya dönerek çalışmalarını Cezanne ile birlikte sürdürdü. 1883’te Rouen’da Gaugain ile tanışması onu daha sentetik bir sanata yöneltti. 1875’ten sonra ise Yeni İzlenimcilere ilgi duyarak noktalama tekniğiyle (pointilizm) çalışmaya başladı. Ancak bir süre sonra bu tekniği son derece kuramsal bulması ve doğadaki değişmeleri betimlemeye bir türlü alışamaması yüzünden resimlerinde izlenimci tavra geri döndü. 1990′ dan sonra Paris’e yerleşti, 1890 başlarında yakalandığı göz hastalığıyla giderek bozulan sağlığına karşın çalışmalarını ölümüne kadar aralıksız sürdürdü.

Başlıca eserleri: Natürmort 1867 (Toledo Sanat Müzesi, Ohio); Lauveciennes Yolu (1870 Jue de Paume Müzesi, Paris); Kendi Portresi, 1873 (Jeu de Paume Müzesi Paris); Kırmızı Damlar, 1877 (Jeu de Paume Müzesi, Paris); Meyve Bahçesindeki Kadın, 1887 (Jeu de Paume Müzesi, Paris); Monmarte Bulvarı, İlkbahar 1897; Monmarts Bulvarı, Gece Manzaraları 1897 (Ulusal Galeri, Londra); Dieppe’te Saint-Jacques Kilisesi, Yağmurlu Bir Sabah, 1901; Pont-Royal ve Pavillo de Flore, 1903 (Petit-Palais, Paris).


2 yorum

Leave A Reply