Çanakkale Savaşı Şiirleri, Çanakkale Zaferi İle İlgili Şiirler (Uzun Kısa)

0
Advertisement

Çanakkale Savaşını, Çanakkale Zaferini anlatan şiirler, 18 Mart Çanakkale Destanı şiirleri. Tarihimizin en anlamlı savaşı olan Çanakkale savaşları için yazılmış şiirlerden seçmeler.

Çanakkale Savaşı Şiirleri

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

Bütün dünya bir olup
Yüklenmişti Türk’e,
Öyle boğaz harbi ki,
Geçecekti tarihe.
Saldırıyordu düşman
Sanki canavar gibi,
Ancak mümkün değildi
Geçmek tek mehmetçiği.

Adamıştı kendini
Milletine yurduna,
Tek mehmetçik bedeldi
Dünyanın gâvuruna.
“Verir miyim” diyordu
“Hiç bu cennet vatanı,
Ölürüm de bırakmam
Bir karış toprağımı”.

Bu büyük sevgi ile
Birleşince imanı,
“Allah Allah” diyordu
Boğuyordu düşmanı.
Anlıyordu tüm dünya
Bu millete güç yetmez,
Başta Mustafa Kemal
Çanakkale geçilmez.
Atila Çakıroğlu


ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

Çanakkale’de
Çeliğe karşı et ve kemik,
Nefrete karşı sevmek ve inanmak,
Kaba kuvvete karşı hak dövüşüyordu.
Mehmetler yalınayak,
Mehmetler aç ve çıplak,
Düşman gemileriyse ateş ve ölüm kusuyordu.
Kana bulanmış toprak siperler
Koyun koyunaydı burada
Paşalar, yüzbaşılar, adsız askerler.

Advertisement

Ve bir gün yükseldi,
O ölüm sessizliğindeki siperlerden,
Bir zafer marşı kadar gür ve berrak,
Allah Allah! sesi.
O köhne ve kahraman toplarımızın güllesi,
Çelik ve ateş yığınlarına kafa tutarak,
Bir bir hedefini buldu bu imanla;
Çelik yığınları gömüldü sulara.

Kalanlar bir fare gibi pis ve korkak,
Kaçtılar geldikleri yere.
Ve o gece sabaha dek,
Nur yağdı gökten siperlere.
Yorgun ve yaralı askerlerin,
Yüreğini uçsuz bucaksız bir sevinç sardı;
Geçilmezdi Çanakkale, anladılar,
Orada Mustafa Kemal vardı.
Ümit Yaşar OĞUZCAN


Çanakkale

bak durmuş uzakta düşmana karşı;
hem sevinç hem üzüntü,
gözleri gülse ne olur,
sevdası yüreginde yürüyor düşmana karşı,
silahını almış,koruruyot vatanını,
her bombaya korkmadan yürüyor,
aklında özgürlük,bagımsızlık,
yürü mehmetçik yürü!!!!


Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL


Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Advertisement

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani tauna da zuldür bu rezil istila…

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz …
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab…
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Advertisement

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın… Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif ERSOY


Çanakkale Destanı

Titredi tüm bedenim toprağında gezerken
Bir unutulmaz destan yazmıştı Çanakkale
Orduyu Cibril Emin bir sıraya dizerken
Gökten inen orduyu sezmişti Çanakkale
Her yiğit bir Hamza’dır Bedir’e denk bir olay
Millet yerinden kalktı, melekler tekmil alay
Bu nusret-i ilahi anlatmak dile kolay
Savaştaki esrarı çözmüştü Çanakkale

Mabedin vatanını ancak onlar alırdı
Ölünecekse eğer yine onlar ölürdü
Milletin sinesinde ismi baki kalırdı
Cennet’ül muallayı gezmişti Çanakkale
Kaderi yazan kalem zaferle nokta koydu
Kurumuş çorak toprak şehit kanına doydu.
Çanakkale geçilmez destanı işte buydu
Düşmanını onurla ezmişti Çanakkale

Kocatepe sırtında çarpınca bir şarapnel
Saatler sukut etti,Gaziyi tuttu bir el
Cennetten esip gelen lahuti kokulu yel
Düşmanın yaptığına kızmıştı Çanakkale
Gönlümün kabesini diktim artık başına
Kur’anı ayet ayet yazdım mezar taşına
Yazılmaz böyle destan rast gelinmez eşine
Zaferi gönüllere kazmıştı Çanakkale


18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,

Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,

Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler, Hatçeler, Ayşeler, Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz


Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Advertisement

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN


Çanakkale

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış torağında bin,şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit.

Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan.

Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.
Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir


Çanakkale Destanı

Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.

Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.

Mahşeri aratmıştı, o günde Çanakkale,
Kurdular her cephede, etten, yürekten kale.
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekun, yaşadı izmihlali.

Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.

Vatan uğrunda canlar, fedadır birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi neferi, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.

Advertisement

Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şehadet şerbetini içtiler.

Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.

Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.

Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Bir toprak parçasıdır, vatan değilse eğer.

Kurtarıp boğazları, şehadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı,oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.

Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp,yurduma göz dikmesin

Bu vatanın evladı, kurbandır toprağına,
Çakallar rüzgar olsa, değemez yaprağına.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.

Kasım KAPLAN


Çanakkale Destanı (1)

YİĞİDİM / ŞEHİDİM

Bakmakla bilinmez kıymetim/kadrim
Her karşı toprağım kutsaldır benim
Uğruma binlerce şehitler verdin
Al kanla yazıldı tarih defterim

Vurulup koynumda yatan yiğidim
Kıyamette elbet sana şahidim
Bu vatan uğruna gitti gençliğin
Göklerden verildi rütben şehidim

Vatan bir cehennem gibi yanıyor
Dünya bizi mağlup olmuş sanıyor
Suskun duran millet bir uyanıyor
İttifaklar Mehmetçiği tanıyor
Kahramanlar burda çoktur seçilmez
Şehitlik şerbeti kolay içilmez

Advertisement

Bir nefes anında umman geçilir
Bilinir ki Çanakkale geçilmez
Burası Türklerin ebedi yurdu
Her Mehmet bir tabur düşman vurdu

Böylece tüm dünya şanın duydu
Yedi Düvel mecbur selama durdu
Dinle beni dinle anla ey gencim
Yiğitler koynumda artar direncim

Atanın yazdı takvime göre
Seninle akranım ben de çok gencim
Huzurla şad olsun ruhu atanın
Pişman oldu soyu bana çatanın

Sonsuza dek sana kutsal vatanım
(Bu)Övünç binlerce kefensiz yatanın
Ey gencim ecdadın bedel ödedi
Uğratma namerdi yurduma dedi

Üzme sen Ata’nı incitme emi
Görevi ilahi bilincindendi
Şöhreti saygıyla söylenip geldi

Zeki İ. KIZILIŞIK


Çanakkale Destanı (2)

Yıl 1915
18’indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale’nin suyu,
Geçilmez bu boğaz…
Geçilmez bu boğaz…

Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.

Er meydanında bulunmaz dengimiz…
Sen misin Mustafa Kemal’im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.

Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.

Bu mermi denizlere gömecek Elizabet’i Buvet’i…
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.

Advertisement

Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor…
Türk’üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.

Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı…

Fahri ERSAVAŞ


Çanakkale Geçilmez

Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir

Samet Mehmet Bora


Çanakkale Kahramanları

Malım, mülküm
Eşim, dostum
Yarim demediniz
Hiç tereddütsüz
Gidip can verdiniz

Elimde bardağım
Çayımı rahat içebiliyorsam
Çünkü siz orda öldünüz

Daha onbeşinde, onaltısında
Kurşunlara yürüdünüz
Helal edin hakkınızı

Advertisement

Yapabildiğim tek şey bugün
Bir Elhamla, iki damla gözyaşı
Ruhunuz şadolsun
Çanakkale Kahramanları

Ayşe Adlım


Çanakkale

Bir efsanedir Çanakkale Savaşı,
Kalktı binlerce şehidin naaşı,
Destanlaştı Mehmet oğlu Koca Seyit Onbaşı
Vurdu kardaş,kardaşı…

İnglizler kurdu tuzakları,
Siper ettiler zavallı Anzakları
Düşmanlar Türk’ün gücünden ürktü,
Baş mimarımız Atatürktü

Kahramanca savunduk tepeyi,dağı,bayırı
Destanın adı Anafartalar,Seddülbahir; Conkbayırı
Bayrakları bayrak yapan kandı,Çanakkale’de döktük kanı,

Satmadık hiçbir zaman bu cennet vatanı
Tarihin akışını değiştiren,
Türk’ün şan ve şerefini zirveye eriştiren,
Vatana sevgi duygusunu geliştiren,

İman gücünü bayraklaştıran,
Ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran,
Görkemli bir destandır Çanakkale
Mayın gemimiz Nusred’ti
Yüce Rabbim’e bin şükür bize yardım etti

Şehid oldu binlerce er,
Çanakkale ebedileşen zafer…
Çanakkale 250 Bin şehidin kefensiz yattığı,
Türk’ün şanına şan kattığı,
Ve bir devrin battığı yerdir…

Şuheda yetmez sana abide,anıt,
İşte Çanakkale en büyük kanıt…


Gün o gündü

ne çok eskidi düşler ufak adımlarla
ne çok sonbahar
dündü yüreğimizin bir taka gibi çırpınışı
akan günde aç açık

terleyen avuçlarımızın şarkılarını mırıldandığımız
kavrulan yazı
umursamadığımız kışı
devrimi sevdayı barışı

Advertisement

sözlerimiza bayrak ettiğimiz gündü
ne çok eskidi yeminler ufak yalanlarla
ne çok döneklik
dündü karanlıktan hesap sorduğumuz

kahırlı gecelere boşverip ay ışığında
sorgülanan ömürleri güneşe verdiğimiz
yüreklere kazınan bir sevdaydı bağımsızlık
altıncı filo’nun yüzüne tükürdüğümüz gündü

ne çok eskidi yurtseverlik uzak pazarlarda
ne çok dolar
ne çok hainlik
dündü çanakkale anafartalar
ve o ‘mavi gözlü dev’
sömürgeciye karşı haykırdığımız gün

dündü
dündü
gün o gündü


Çanakkalem

Seni anlatmaya yetmez bu diller
Senin tarihini bilmez bu eller
Seninle ölmeye vaat edenler
Toprağın altında rahat edendir

Çanakkalem o ne büyük zaferdir
Yirmi bir düşmana bir türk biçilir
Uğrunda çarpışan erler seçilir
Bu destan için bir anıt dikilir

Üstüne şanlı al bayrak dikilir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir
Zaferden zafere gark olan günler
Yediden yetmişe verdi ümitler

Toprağa sarılan canım bedenler
Yılmadan ölümle raks edenlerdir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir
Denizde karada çarpışan asker

Vurulmuş yinede bu derdi çeker
Kutsaldır yücedir vatan her sefer
Nusretin düşmanı yardığı yerdir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir

Dağlardan inen bu şanlı melekler
Karışan şafakta verir bize fer
Senindir bu zafer sevin muzaffer
Şanının adının konduğu gündür

Çanakkalem o ne büyük zaferdir
İlkbahar sabahı açılan güller
Sevgi bahçesine konmayı bekler
Bir toprak uğruna ezilen erler

Advertisement

Şehitler tahtında Rabbe gülendir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir
Tazecik zihinler bu günü beller
Yıkılmaz çanakkalem yıkılmaz derler

Ecdadın kanıdır sulanan yerler
Her şey vatan için şeref içindir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir
O gün bir buluttur kendine çeken

O gün bir umuttur mahvolup giden
O mucize ile hayrete düşen
Denize dökülen düşman şahittir
Çanakkalem o ne büyük zaferdir


Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Türk tarihinde unutulmaz vardır şanın şöhretin
Çanakkale boğazında Türkün gücünüde öğrettin
Mehmet’in dünyaya neler yapacağını gösterdin.
Toprağında akıl almaz kahramanlık var Çanakkale

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de
Düşman bataryaları mevzilere ateş kustukça
İmanlı Mehmet’im göğsünü siper ettikçe
Göğüste mermi parçalanıp yere düştükçe

Her günün bir başka destandır Çanakkale
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de
Düşman zırhlılarından mermi yağmuru yağar
Mehmet din imanı havada mermiyi tutar
Mermiler havada sevdalanır birbirini öper
Dillere sen destan oldun şan Çanakkale

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de
Düşman gemileri tabyalara mermi yağdırır
Nüsret gemisi gece boğaza mayın döktürür
Düşman zırhlılarını birebir boğaza gömer.
İmanın imansıza hükmettiği sen Çanakkale
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Her iki yakanda mevziler uzayıp gider
Her atılan mermi düşmanı sulara gömer
Yirmi altı sayısının sırrını boğazda çözer
Düşmana geçit vermeyen sen Çanakkale

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Çanakkale’nin geçit vermez bayırları
Düşman her taraftan kesti yolları
Mehmet’im süngü harbiyle attı onları
Türk’ün ateşle imtihanı sen Çanakkale
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Havada uçuşup giden top mermilerinden
Mehmet oğlu Hasan’ın kolu ayrılır gövdesinden
Şehit düşer çok akar Conkbayırın teklerinden
Yeni bir destan yazılır sende Çanakkale
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Düşman şaşkındır, aptaldır ilerleyemez bile
Türkoğlu savaşta bile aklına getirmez hile
Kınalı yiğitler kurbandır gözünü kırpmaz gine
Her gün bir destan yazılır Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Advertisement

Mermi bitmiştir cephane kalmamış elde
Osman oğlu Mehmet Erzurumlu gidiyor önde
Tekbir getirerek süngü ile savuruyor boğaza
Her gün ayrı bir destan yazılı Çanakkale’de

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Sebtülbayır sırtlarında Osman İzmir süngüyle dövüşür
Asil kahraman asker yaralı düşmanla suyu bölüşür
Sağlam kahpe düşmanla mertçe hesap görülür
Mehmet merhametiyle destanlaşır kardeş Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Kimisi yamyamdır, kimisi Hindu itin dolu
İngiliz şerefsizi, alçak domuz yavrusu
Fransız kancığı, kahpenin doğurduğu
Sulara gömer Denizli Kemal Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

57. alay kahramanca savaşır Anzak koyunda
Kahramanlık yaratır düşmanın her hücumunda
Mermiye karşı süngü ile savaşır Allah’ın huzurunda
Destanlar yazar Mehmet Çanakkale’nin Anzak koyunda
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Komutanı emretmiş ölmeyi, asla geri dönmemeyi
57.alay şehit düşer erinden komutanına kadar
Yarbay Hüseyin Avni Bey gösterir kahramanlılığını
Birliğin önünde savaşarak kanı döker son damlasına kadar
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

25 Nisanda Conkbayırında saldırıyor kahpe düşman
Kanlı savaş 9 ağustosa kadar sürüyor, yenilgi tadıyor düşman
Ahmet’im, Osman’ım, imanla duvar ordu geçirmedi oradan
En kanlı savaşı verdi, şahadet şerbetini içti Conkbayırı Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Üst teğmen Nazif Çakmak şimşek gibi gözleri bakıyor oradan
Küçük ve büyük Anafartalar ovasını gözlüyor koruyor oradan
Nazif Çakmak 28 Temmuz 1915 de şahadet şerbetini içmiş orda
Ruhuyla bekliyor kahraman komutan vatanı Çanakkale’de

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Mehmet çavuş ile coşkulu bir ruh ile anıtında buluşuyoruz
Düşmana taşla sopayla saldıran eşsiz kahramanla tanışıyoruz
Ahi rette şefaat etmesi şartı üzere abideden çavuşumdan ayrılıyoruz..
Ağlayarak topluca Çanakkale’de başka bir şehitliye varıyoruz
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Bomba sırtına tırmanıyoruz, kahramanların yanına kafileyle ağlayarak
Ellerinde kuranlar gözlerimizin önünde tekbir getirerek saldırıyorlar
Okumayı bilmeyenler kelimeyi tevhit getirerek düşmana saldırıyorlar
Kanlı sırtı savunan peygamber komşuları Çanakkale’de yatıyor
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Mehmetçiciği saygı anıtı önünde bizde seni saygı ile selamlıyoruz
Ey kahraman asker senin merhametini tüm gönülden alkışlıyoruz
Senin gibi bir neslin evladı olduğumuz için Allah için övünüyoruz
Yaralı düşmanı kucaklayıp düşmana teslim eden asker Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Büyük kemikli kitabesini ağlayarak gururla topluca okuduk öyle
Söyleyin dünya tarihçileri, tarihte böyle ikinci bir ırk var mı? Söyle
Beş aylık çeliğe karşı imanın direnişinin kahramanlığını cihana söyle
20 Aralıkta kahpe ardına bakmadan boşaltır kemikli mevzisini öyle

Advertisement
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Büyük Anafartalar mezarlığında yürüyoruz birlikte ağır ağır
20.alay komutanı Halil Bey gel adaşım dadaşım yanıma diyor.
21.alay komutanı Yarbay Ziya Bey, Halid yanımıza geliyor
Hangi yüzle bu Çanakkale şehitleri huzuruna geldiniz diyor
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Dur deme boşuna dinlemem seni,
O topraklarda yatan dedemdir görecem onu
Bana bıraktı miras bu çenet vatanı
Şu anda kahramanlık destanını yazdığın yerdeyim atam
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Nuri Yamut Paşa anıt yaptırtır
Şehit kemiklerini tekbirlerle toplattırılır
Türkün tarihine vefa örneği bir sayfa katar
Şu Çanakkale ilçesi Gelibolu da
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Seyit onbaşı anıtı muhteşem durur
200 kiloluk mermiyle agemenmunu vurur
Düşman yenilgi acısı içinde kendini bulur.
Şu geçit vermez boğaz olan Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Şanlın Nusret gemisi gece karalığında mayın döşüyor.
Yenilmez armada mayına çarpıyor derin sulara gömülüyor
Oceanla gemisi aynı akıbetle Türkün gazabını yaşıyor
Şu geçit vermez boğaz olan Çanakkale’de

Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Anzak koyunda inanılmaz mucizevî savaşlar verdik
Bu savaşta genç kınalı ana kuzusu fidanlar verdik
Tarihe türkün yenilmezlik rekorunu bir daha yazdık
Gördüğün masmavi olan yeşille bütünleşen Anzak koyunda
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Atalarım yapmış Seddulbahır kalesini boğaza hâkim bir yere yapılır
İngilizlere bu savaşta tarihin en acı yenilgisini burada yaşatılır
Ertuğrul koyu çıkarması İngiliz bir adım atamadan o mezar yapılır
O gün haçlılara karşı tarihte altın sayfalarda yer alacak zafer yazılır
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Havuzlar şehitliği kahramanlığın destanlaşan bir diğer adı
Şehitlere selam söyle ana doludan muhabbet et şefaat iste
Dikkat et adımlarına her adımda alta yatan atandır sızlar kemiği
Türkün destanlarından biri havuzlar şehitliğinde yazıldı böyle
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

Horasan ereniyim geldim dedeler namazgâhız da namaz kılıp yatmaya
Sizlerle birlikte olup biz torunlarınız için sohbet edip sizden şefaat istemeye
Benim felah gecemde gönül sarhoşluğu içinde sizinle birlikte hakka varmaya
Mehmet oğlu Halil yeniden dünya geldi manevi hazla sabah ezanlarıyla Çanakkale’de
Destanlara destan olan yurt Çanakkale’de

 

Çanakkale Savaşı Resimli Anlatım İçin Tıklayınız.

 

Advertisement


Leave A Reply