Cengiz Aytmatov Kimdir? Kırgız Yazarın Hayatı, Eserleri ve Edebiyattaki Yeri

4
Advertisement

Cengiz Aytmatov Kimdir ve ne yapmıştır? Cengiz Aytmatov hayatı, biyografisi, Cengiz Aytmatov eserleri hakkında bilgi.

Cengiz Aytmatov

Kaynak: commons.wikimedia.org

CENGİZ AYTMATOV
(12 Aralık 1928 – 10 Haziran 2008)

Kanlı Stalin rejiminin milyonlarca kurbanından biri olarak 1937’de, M. Dıykanbayeva’dan öğrendiğimize göre, Pantürkizm ve milliyetçilik suçlamasıyla gözaltına alınıp 1938’de 34 yaşında öldürülen ve benzer sebeplerle katledilen yüzden fazla Kırgız aydınıyla ÇonTaş’taki bir kerpiç fabrikasında hazırlanan toplu mezara gömülen Törökul Aytmatov’un oğlu olarak Talaş vadisindeki Şeker köyünde dünyaya gelen Cengiz Aytmatov, ilköğrenimini kendi köyünde tamamlar. Yetişmesinde ve yazarlığında ilk önemli tesiri, şifahi kültürü anlattığı masal ve efsanelerle kendisine aktaran bilge babaannesi Ayımkan’a borçlu olan Aytmatov, on yaşında toprağı işleyerek çalışmaya başlar ve on dördüne geldiğinde köyündeki kolhozun sekreterliğine getirilir. Aynı dönem vergi memurluğu da yapan geleceğin büyük yazarı, 1946’da Kazakistan’ın Cambul şehrinde Veteriner Teknik Okulu’nda yüksek tahsiline başlamış, burayı bitirdikten sonra da, 1948’de, Kırgızistan Tarım Enstitüsü’ne devam ederek 1953’te bu okuldan veteriner olarak mezun olmuştur.

İlk eseri Pravda gazetesinde yayınlanan “Gazeteci Cyuda” ile 1952 yılında yazarlığa adım atan Aytmatov, bu vadide devam etmek üzere 1956 – 1958 yılları arasında Moskova’daki Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde okur ve buradaki son yılında Novy Mir dergisinde yayınlanan “Cemile” adlı hikâyesiyle büyük ilgi görür. Louis Aragon’un dikkatini çeken ve yine onun tarafından “dünyanın en güzel aşk hikayesi” olarak tanımlanıp “Her şeyi görmüş, geçirmiş, okumuş şu Paris ‘te, Werther, Berenice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominicjue, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü, ben Cemile’yi okudum.” sözleriyle yüceltilerek Fransızca’ya çevrilen bu hikâyede, evliliklerinin ilk aylarında kocası askere giden Cemile adlı kadın kahramanın törelere aykırı olarak Danyar’la yasak bir aşk yaşaması ve bu sebeple memleketini terk etmek zorunda kalması konu edilmiştir. Bu hikâyenin yayınlandığı sene Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne giren Aytmatov, aynı yıl içinde Sovyet Yazarlar Birliği’ne seçilir ve bir süre sonra Literatumyi Kırgızistan dergisinin ve 1967’ye kadar, “Cemile”nin ilk yayınlandığı Novy Mir’in editörlüğü ile Pravda’nın Orta Asya muhabirliğini yapmaya başlar. 1963’te, içinde “Cemile” ve “Selvi Boylum Al Yazmalım” adlı hikâyelerinin de bulunduğu dört hikâyesinden mürekkep Steplerden ve Dağlardan Hikâyeler adlı kitabıyla Lenin Edebiyat Ödülü’nü kazanan yazar, 1968’de Büyük Sovyet Edebiyat Ödülü’nü alır ve aynı yıl Kırgızistan’ın millî yazarı seçilir.

Eserleri

Aytmatov’un neşredilen ilk romanı, II. Dünya Savaşı yıllarında erkekleri askere alınan köylerde, geride kalan insanların savaşın giderek ağırlaşan yükü altında çektikleri sıkıntıların işlendiği Toprak Ana’dır. Elveda Gülsan adlı romanında, can çekişen atının başında bütün bir geçmişinin muhasebesini yapan Tananbay’ın ve Gülsan isimli atın simgesel hikâyesi etrafında bir rejim eleştirisi yapan Aytmatov, 1970’te Beyaz Gemi romanını yayınlamış, 1976’da basılan “Sultan Murat” başlıklı hikâyesinde, çocukluk yıllarının köy kolhozunda şekillenen hatıralarını yansıtmıştır. Aytmatov, 1980’de yayınlanan Gün Olur Asra Bedel adlı romanında, tek bir güne sığan anlatının içinde, Gülsarı’da işlediği rejim eleştirisini daha ileri boyuta taşıyarak, Sovyet düzenini ve totalitarizmini bilhassa evrensel bir sembole dönüşecek mankurt motifiyle temelden reddetmiş, 1986’da basılan Dişi Kurdun Rüyaları adlı romanında, uyuşturucu kaçakçılarının, Kırgız çobanlarının, Akbar ve Taşçaynar adlı kurtların iç içe geçmiş öyküleriyle tabiat üzerinde insanın yarattığı yıkım ve Sovyet ideolojisinin sebep olduğu ahlâkî tefessühü, kısacası insan ve tabiatın tükenişini işleyerek genel bir yargıya göre yazarlık faaliyetini yerelden evrensel bir boyuta taşımıştır. Bütün bu sembolik rejim eleştirilerine rağmen edebî gücüyle takdir edilmeyi sürdüren Aytmatov, 1978’de Sosyalist İşçi Kahramanı ödülünü, 1983’te ikinci defa Büyük Sovyet Edebiyat Ödülü’nü kazanmış, parlamentoda Kültür ve Ulusal Diller Komitesi Başkanlığı ve Sovyet Yazarlar Birliği’nde Sekreterlik görevlerini deruhte etmiştir.

Eserlerinde Kırgız coğrafyasının efsane ve masallarını çarpıcı bir şekilde çağdaş hikâyelerinin içine yerleştirerek halkının çektiği ıstırapları anlatan Aytmatov, kendi edebiyatını, “Bence benim kitaplarımın en büyük özelliği gerçekleri yazmasıdır. Hayatın kendisini ve karşılaştığım acı, tatlı her şeyi olduğu gibi kitaplarıma aktardım ” sözleriyle tanımlamıştır. O, bazen doğrudan içine girilen, bazen sembollerle çevrelenerek hikâye edilen gerçek hayatla rabıtalı milli bir anlatının, öz kaynakların, mit ve folklorun kullanılmasıyla evrensel temaları ve insanlık durumlarını ifade edebilecek kuvvette nasıl inşa edilebileceğine dair muazzam bir edebi miras ortaya koymuştur. Aslında edebiyatın amacı da, tıpkı nerede doğsak ve yaşasak da evrensel temaları işleyen yazarlara, meselâ korkuyu işleyen bir Kafka’ya; kıskançlığı, intikam duygusunu işleyen bir Shakespeare’e; vicdan azabına anıt diken bir Dostoyevski’ye dünya edebiyatının malı olarak yakınlık duymamızı sağlayan o evrensel dile ulaşmaktır. Aytmatov, bunu, K. Nerimanoğlu’nun aktardığı şu sözlerle ifade etmiştir:

”Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi milli gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim ilk olarak yapmaya çalıştığım, kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatmaktır. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın milli hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu milli olanın ötesine doğru genişletmek ve “evrensel” olana ulaştırmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar “tipik insan” ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.”

Advertisement

Kaynak 2

Cengiz Aytmatov

Kaynak: commons.wikimedia.org

Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov; Kırgız kökenli yazar (Kırgızistan 1928-10 Haziran 2008, Almanya) Doğduğu Şeker Kirovski Köyü’nde öğrenime başladı, köy sovyetinde kâtiplik yaptı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra öğrenimini veteriner ve tarım okullarında sürdürdü (1953). Kırgızistan hayvancılık araştırmaları kuruluşlarında görev aldı. Öyküleri önce yerel basında çıktı. Moskova’daki Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde gerekli kursları izledikten sonra iki dille de yazmaya başladı. Sovyet Yazarlar Birliği’ne üye oldu (1957); 1963 Lenin Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra ünü yurdu dışında da yayıldı. 1967’de Kırgızistan milletvekili seçildi. Tek tek çevirilerle başlayan çalışmalar sonunda yurdumuzu ziyaret etme olanağını buldu. Tüm eserleri çeşitli çevirilerle Türkçeye kazandırıldı.

SSCB lideri Mihail Gorbaçov’un başkanlık sistemine göre beş yıl için devlet başkanı seçilmesinden (Mart 1990) sonra oluşturduğu Başkanlık Konseyi üyeliğine getirildi. SSCB’nin dağılması üzerine Rusya Federasyonu’nun Lüksemburg büyükelçiliğine atandı (1992).

Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 16 Mayıs 2008 rahatsızlandı ve böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya’ya getirildi. Almanya’nın Nürnberg kentindeki Klinikum Nord’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girdi.10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg’de hayatını yitirdi.

Başlıca eserleri:

Cemile (1959), Öğretmen Duyşen (1966), Beyaz Gemi (1966), Toprak Ana (1966), Selvi Boylum (1960), Erken Turnalar (1975), Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek (1980), Gün Olur Asra Bedel (1980), Fujiyama (1990).


4 yorum

Reply To mustafa Cancel Reply