Cirit Oyunu Tarihçesi

3
Advertisement

Cirit oyunu nasıl ve ne zaman doğmuştur? Türklerde cirit oyunu, cirit oyununun tarihi, gelişimi, tarihçesi hakkında bilgi.

Cirit OyunuCirit Oyunu Tarihçesi

Cirit, Türklerin varlık gösterdikleri her yerde ve her dönemde uyguladıkları bir spor oyunudur. Eski Yunanlı yazar Ksenephon, cirit oyununa benzeyen, mızraklı bir süvari oyununu kendi toplumuna önermekte ise de ilk kez Orta Asya Türkleri tarafından oynanmıştır. Hatta ciridin dinsel bir kökeni olduğu da kabul edilmektedir.

Cirit, Türkler tarafından Orta Asya bozkırlarından Anadolu’ya taşındı ve burada da çok benimsendi. O dönemlerde bir binicilik oyunu olmasının yanı sıra biniciler için sağladığı bedensel ve askeri eğitimle birlikte savaş öncesi atları formda tutmak ve eğitmek amacıyla oynanmaktaydı.

Türkler ciritten büyük zevk alırlar ve sık sık cirit yarışmaları düzenlerlerdi. Zamanla düğünlerde, özel günlerde, bayramlarda ve tüm öteki eğlencelerde cirit oynamak bir gelenek hâline geldi. Genellikle sonbaharda, harman kalktıktan sonra yapılan düğünler, cirit oyunu ve ciritte koşacak atlar için uygun bir zaman olarak kabul edilirdi.

Soğuk kış günlerinde, atlar dinlenmeye alınır, formlarını kaybetmemeleri için ara sıra ava çıkartılırlardı. ilkbahar geldiğinde ise atlar yavaş yavaş açılır, önceleri kısa, daha sonra uzun mesafeli koşular ve çeşitli hareketler yaptırılarak cirit oyununa hazırlanırdı. Bu ara vermeksizin yapılan çalışmalar ve yorgunluklar cirit oyunu için mükemmel bir hazırlıktı. Cirit oynayacak oyuncuların da çok iyi yetiştirilmesine özen gösterilirdi. Cirit oynanacak olan yer ve zaman önceden belirlenirdi. Kentin ya da kasabanın sokaklarında çığırtkanlar dolaşarak bir yandan davul çalar, bir yandan da; “Atına güvenen, oyununa kıvanan, önümüzdeki cuma günü (…) yere buyursun! Deeeeee!” diye bağırırlardı. Cirit oyunlarının başlayacağı, bir hafta kadar süre ile yöre halkına bu şekilde duyurulurdu. Duyuru üzerine cirit oyununa katılmak isteyenler ahırlarındaki cirit atlarını tımar ederek, kısa koşularla başlayan ve küçük alanlarda çeviklik çalışmaları ile devam eden ön hazırlıklarını yapmaya başlarlardı. Bu dönem hem biniciler, hem de atlar için heyecanlı bir hazırlık dönemiydi. Hatta çığırtkanın ve davulun sesini duyan tecrübeli cirit atlarının yerinde duramayarak kişnedikleri, eşindikleri ve şaha kalktıkları gözlenirdi.

Advertisement

Genellikle iki boy ya da şehir arasındaki cirit oyunları çok iddialı olur ve heyecan doruğa çıkardı. Her iki tarafın da destekleyenleri oyunları izlemek için günler öncesinden oyun alanının çevresinde toplanırlardı. Cirit, o kadar sevilen bir oyundu ki, her zaman kalabalık ve coşkulu bir izleyici topluluğu tarafından seyredilirdi.

Cirit, Osmanlı imparatorluğu döneminde de, Eski Türklerdeki özünü korudu. Ancak bazı kuralları ve uygulama biçimleri değiştirilerek yeni bir cirit oyunu geliştirildi. Çok sevildiği için Osmanlı şehir ve kasabalarının hemen hepsinde de cirit alanlarının yapılmasına özen gösterildi. Osmanlılarda cirit oyunu halk arasında olduğu gibi, padişah ve saray ileri gelenleri tarafından da zevkle uygulanırdı. Ancak “Saltanat Binişi” denilen organizasyonlarda saray adına oynanan cirit ile halk arasında oynanan cirit farklı idi. Saray çevresinde düzenlenen cirit oyunlarına, yabancı elçiler ve konuklar da davet edilirdi. Bunda amaç, diğer ülkelere ülkedeki binicilik becerisinin ne düzeyde bulunduğunu göstermekti.

Enderun-u Hümayun’un kuruluşundan sonra Enderun ağaları arasında bir tutku hâline dönüşen cirit oyunu, zamanla şahsi kapışmacaya dönüşünce oyun yasaklandı. Halk arasında düzenlenen cirit oyunlarında ise hatalı atışlarla ölen ciritçilerin sayısının artması üzerine, Sultan II. Mahmut ciridin halk arasında da oynanmasına izin vermedi. Ancak yasaklar etkili olamadı ve halk kısa bir süre sonra bu oyuna tekrar başladı.

Cirit günümüzde eski önemini büyük ölçüde yitirmişse de Anadolu’nun bazı bölgelerinde gösteri niteliğinde de olsa varlığını sürdürmektedir. Oyunun önemini kaybetmesinin nedeni at yetiştiriciliğinin eskisi denli yaygın olmamasıdır. Cirit oyununu eski canlılığına kavuşturmak için Binicilik Federasyonu yöresel yarışmalar düzenlemektedir. Kars, Erzurum, Artvin, Bayburt ve Konya’da gösteri niteliğinde yaşatılmaktadır.


3 yorum

Reply To İDAL Cancel Reply