Clara Zetkin Kimdir? Kadınlar Gününün Mimarı Mücadeleci Kadının Hayatı

0
Advertisement

Clara Zetkin kimdir ve ne yapmıştır? Marksist-Leninist politikacı ve kadın hakları savunucusunun hayatı ve mücadelesi hakkında bilgi.

Clara Zetkin (1857 – 1933)

Yıllardır kutladığımız Kadınlar Günü’nün mimarı, politikacı Clara Zetkin, kadın hakları mücadelesine katkıda bulunan önemli şahsiyetlerden birisidir. Clara Eissner 1857 yılında doğduğunda babası Gottfried, Saksonya’nın küçük bir köyünde öğretmenlik yapmaktaydı. Annesi Josephine ise, kadınların eşit haklara kavuşması için çeşitli aktivitelerde görev alan, feminist bir kadındı. Kültürlü bir ailede, kitaplarla geçen çocukluğunun ardından, babasının emekli olması nedeniyle Clara ve ailesi Leipige taşınırlar.

Clara Zetkin

Burada öğretmenlik eğitimi almak ister. Ancak o günlerde bir kız çocuğu için bu imkân mevcut değildir. Bu nedenle büyük çabalar sonucunda kadın hakları savunucusu Auguste Schmidt’in kolejinde öğretmenlik eğitimi almaya başlar. 1878 e kadar kaldığı bu okulda, sosyalist hareketle tanışır. Kadın ve işçi sorunları ile ilgilenmeye ve çeşitli faaliyetlere katılmaya başlar. Aynı yıl Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) üyesi olur, daha doğrusu bu partiye katılır. Maalesef o dönem yasaları kadınların partilere üye olmasını da engellemiştir çünkü. Gelecekteki kocası Rus devrimcilerinden Almanya’da sürgün hayatı yaşayan Marksist Ossip Zetkin’le tanışır. Kafasında daha da oturan Marksist fikirleri yerinde gözlemlemek için Rusya’ya bir yolculuğa çıkar. Döndüğünde, işçi ve kadın hare-kederi için adım atma konusundaki fikirleri yerli yerine oturmuştur, var gücüyle SPD’de kadın işçi hareketi için çalışmaya başlar. Ancak, Almanya’da anti sosyalist kanunun çıkmasıyla, Ossip Zetkin sınır dışı edilir.

Paris Yılları

Zetkin Paris’e gider. Bir süre sonra Clara da yurt dışına gider. İlk durağı Avusturya ardından Zürih olacaktır. Burada Almanya için propaganda yazıları yazmaya devam eder, çeviriler yapar. 1882’de Paris’e geldiğinde Ossip Zetkin’le tekrar karşılaşırlar, birlikte yaşamaya başlarlar. Ossip, 1889’da tüberkülozdan ölene kadar bir daha ayrılmazlar. Kostja ve Maxim adlı iki de çocuk sahibi olurlar. Paris günleri çift için para yönünden sıkıntılı geçer, ancak sosyalist hareketleri son hızıyla sürdürürler, Clara özellikle kadın işçiler üzerinde yoğunlaşmaya başlar.

1889’da Paris’te düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonalde sekiz kadın delegeden birisi olur. Kadının siyasal hakları ve çalışma koşulları üzerine bir de konuşma yapar. 1890da sosyalist kanununda yapılan değişiklikten faydalanarak Almanya’ya geri döner, “Die Gleichheit” (Eşitlik) adlı kadın dergisinin editörlüğünü yapmaya başlar. Yirmi beş yıl boyunca başında bulunacağı dergide, kadın işçilerin sorunlarını ve ekonomik bağımsızlığın önemini, kalemini sakınmadan sık sık dile getirecek, çocuklar ve ev hanımları için eğitici ekler yayınlayacaktır.

Advertisement

Clara Zetkin

Dünya Kadınlar Günü

Clara Zetkin 1910 yılında, onun isminin bu günlere taşınmasında etkili olan en önemli olayı gerçekleştirir. 1857’de Kopenhag Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda tekstil fabrikasında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını teklif eder ve bu öneri oy birliğiyle kabul edilir. 8 Mart kadınların oy hakkı için mücadelelerinin en önemli simgesi haline gelir. 191 l’de Avrupa’da bir milyondan fazla kadın kendilerine eşit haklar tanınması için seslerini yükseltirler.

Yaklaşan savaşın izlerinin yavaş yavaş ortaya çıktığı günlerdir. Yakın arkadaşı Rosa Luxemburg ile birlikte, SPD üyeleriyle birlikte savaş karşıtı gösteriler düzenlemeye başlar. 1915’te Berlin’de düzenlediği savaş karşıtı bir konferans için binlerce kadın bir araya gelir. (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) 1919’da III. Enternasyonalde kadın eğitiminin önemine ve komünist mücadeledeki yerine dair bir konuşma yapar. Savaş karşıtı söylemleri nedeniyle tutuklanır, üstelik partisi ile arası bozulmuştur. Aynı yıl yakın arkadaşı Almanya Komünist Partisi kurucularından Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht öldürülür. O da öldürülme şüphesi içindedir. Bu tarihten sonra sağlığı da bozulmaya başlar.

Rusya’ya ve İtalya’ya gider. Yükselen faşizme karşı yazılar yayınlar, konferanslar verir. Ömrünün geri kalan kısmını Rusya ve Almanya arasında geçirecektir. Kadın ve çocukların sorunlarıyla ilgilenir, işçilerin yaşadığı ortamları yakından gözlemler. 1932 yılında Reichstag’ın (Parlamento) başkanı olur. Orada Hitler karşıtı bir konuşma yapar. Son nefesine kadar çalışarak 20 Haziran 1933’te hayata gözlerini yumar.


Leave A Reply