Cumhuriyetin İlk Dönemlerinde Gericilik ile Savaş

0
Advertisement

Cumhuriyetin ilanından sonra oluşan gerici ayaklanmalar ve olaylar ile Cumhuriyet rejiminin bu gerici olaylar ile yapmış olduğu mücadele hakkında bilgiler.

Cumhuriyeti bütün kurumları ile yurtta yaymak, geliştirmek görevini üzerine almış olan genç milletin 2. Büyük Millet Meclisi’nde Atatürk’e karşı olanlar, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Bu partiye eski İttihat ve Terakki Fırkası üyeleri, Meşrutiyetçiler, yenilikleri kendi kafalarına uygun bulmayanlar katıldı. Milleti, Atatürk’ün getirdiği, getirmeye hazırlandığı büyük yenilikler için yetişkin bulmuyor, devrimlerin erken olduğunu söylüyorlardı. Bunlar düşüncelerini yaymaya, gazetelerde yazmaya kadar vardılar.

Çok geçmeden, bu ekilen kötü tohumlar, zararlı filizlerini verdi. Terakkiperver partisinin programındaki din duygularını okşayan maddeler, saltanat idaresinin gölgesinde halkı ezenler, tekkelerin, medreselerin kapatılması ile çıkarları bozulanlar, yüzyıllar boyu ihmale uğrayan Doğu illerindeki halkı kandırarak cumhuriyete karşı isyan çıkarttılar. Şeyh Sait, bazı şeyhlerle birlikte, bu ayaklanmanın başına geçti (11 şubat 1925).

Cumhuriyet Hükümeti bu geri kafalı isyancıları ezmek için üzerlerine ordu gönderdi. Büyük Millet Meclisi, 4 mart 1925’te, «Hiyanet-i Vataniye» kanununa ek bir madde koyarak «Takrir-i Sükûn» kanununu çıkardı. Cumhuriyeti, yenilikleri korumak için sert davranıldı. Biri Ankara’da, biri Doğu illerinde olmak üzere iki «İstiklâl Mahkemesi» kuruldu.

Cumhuriyet hükümetinin devrimleri korumak için aldığı bu sert tedbirler sayesinde gericiler, bozguncular her yerde sindirildi.

Doğudaki ayaklanma bastırılıp, asiler cezalandırıldıktan sonra, karıştırdığı fesattan dolayı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da kapatıldı. Gericiler umduklarını bulamamışlardı. Ne yapmak isterlerse karşılarında Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ü buluyorlardı. İktidar koltuğuna oturmak için yurdu ikiye bölüp kardeş kanı akıtmaktan çekinmeyenler, isteklerine ulaşmak için Atatürk’ü ortadan kaldırmak istediler.

Advertisement

Bunlar gizli, kapaklı çalıştılar, ölüm planını hazırladılar. Atatürk 1926’da Batı Anadolu’da bir inceleme gezisine çıkmıştı. İzmir’e uğradıktan sonra 9 yıldır görmediği İstanbul’a gidecekti. Suikast bu sırada İzmir’de yapılacaktı. Yalnız, suikastçılardan biri, nasılsa, yüreğinde bir pişmanlık duyarak, yapılacak kötülüğü hükümete bildirdi. Bunun üzerine 16 haziran 1926’da suikastçılar yakalandı. İstiklal Mahkemesi, Ankara’dan İzmir’e geldi, bunların duruşmasını yaptı. Suçu ortaya çıkanları ölümle cezalandırdı.

Serbest Fırka Denemesi

1926’da 3. Büyük Millet Meclisi seçimi yapıldı. Bu Meclis, adalet ve idare işlerinde yenilikler getiren kanunlar kabul etti. Ayrıca, Demiryolu işini, yurt kalkınmasını ele aldı.

Meclis’in son yılında (1930), Atatürk çok partili sistemin ilk denemesini yaptı. Halk Partisi’nden ayrılan bazı milletvekillerinin de katıldığı Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Serbest Fırkacılar cumhuriyetçi ve laik olmakla birlikte, devletçiliğe karşı serbestçiliği tutuyorlardı.

Milletin hangi görüşü beğendiğini anlamak için, Meclis kendi kendini dağıtarak seçime gidecekti. Fakat fırsatçılar, din perdesi altında iş görenler, devrim düşmanları, partiyi amaçlarına uydurmaya kalkınca bu kötü gidişi gören Serbest Fırka liderleri partilerini kapattılar (17 ekim 1930).

Menemen Olayı

Advertisement

Bu partinin gölgesine sığınarak yurdu zehirlemeye kalkanların kışkırtmaları ile, Menemen’de bazı yobazlar ayaklandı. Derviş Mehmet adında biri, başına topladığı serseri müritleriyle, Menemen kasabasını bastı (23 ocak 1930). Yurdu ve Cumhuriyet’i bu geri kuvvetlere karşı korumak üzere harekete geçen genç yedek subay Kubilay yobazların bir kurşunu ile şehit düştü. Cumhuriyet Hükümeti, her zaman olduğu gibi bu yobaz ayaklanmasını da derhal bastırdı, elebaşılarını cezalandırdı.

Artık her türlü gericilik hareketlerine son verilmesi gerektiği böylece herkese duyurulmuş oluyordu. El altından yapılan fesat çalışmalarının hiçbir sonuç vermiyeceği muhakkaktı. Türk milleti kendine çizdiği medeniyet yolunda yılmadan yürüyeceğini, onu bu yoldan alıkoymaya çalışanların hüsrana uğrayacağını her fırsatta gösteriyordu.


Leave A Reply