Dağ İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Dağ Geçen

0
Advertisement

İçinde dağ kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Dağ hakkında deyimler ve anlamları.

Dağ İle İlgili Deyimler ve Anlamları

Arka resim kaynak: pixabay.com

Dağ İle İlgili Deyimler ve Anlamları

  • *** alçacık dağları ben yarattım demek
    çok kurumlu olmak, kendini çok beğenmek.
  • *** aralarında dağlar kadar fark olmak
    aralarında her yönden büyük ayrılıklar bulunmak, benzer nitelikler çok az olmak.
  • *** dağ (dağlar) gibi (kadar)
    1) çok büyük, çok iri, çok güçlü: “Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin” -F. N. Çamlıbel. 2) pek çok: “Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.” -A. Kulin.
  • *** dağ (dağları) devirmek
    çok zor işleri başarmak.
  • *** dağa çıkmak
    1) eşkıyalık etmek; 2) hükûmete karşı gelmek için dağlara çekilmek.
  • *** dağa kaldırmak
    birini, herhangi bir amaçla, zorla dağa veya ıssız bir yere götürüp orada tutmak: “Yalnız Efe’den kimsenin şikâyeti yokmuş. Ne kimseyi dağa kaldırırmış ne de fidye istermiş.” -Ö. Seyfettin.
  • *** dağda büyümüş
    kaba ve görgüsüz kimse.
  • *** dağdan gelip bağdakini kovmak
    sonradan geldiği bir yerde, kendinden önce gelen kişinin yerini almaya çalışmak.
  • *** dağlara düşmek
    büyük bir üzüntü dolayısıyla insanlardan kaçıp ıssız yerlerde yaşamak.
  • *** dağlara taşlara
    kötü bir durumdan söz edilirken “hepimizden ırak olsun” anlamında kullanılan bir söz.
  • *** dağların misafir aldığı mevsim
    şaka yaz mevsimi.
  • *** dağların şenliği (gelin anası)
    şaka kaba, anlayışsız kimse: “Hay kör olası, dağların şenliği, bak şimdi de hanımın saksısını devirdi.” -M. Ş. Esendal.
  • *** güvendiği dağlara kar yağmak (güvendiği dal elinde kalmak)
    yardım ve yarar beklediği kimse, yer veya şeyden iyilik gelmemek.
  • *** küçük dağları ben yarattım demek
    çok böbürlenmek, kibirlenmek: “Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet … varken … o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar.” -H. Taner.
  • *** alçacık dağları ben yarattım demek
    çok kurumlu olmak, kendini çok beğenmek

Dağ Nedir? Sözlük Anlamı

  • “Dağ”
    Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü
    “Dağ (2. Anlam)” 1. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan
    2. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık
    3. Büyük üzüntü, acı
  • “dağ adamı ”
    Kaba saba, görgüsüz kimse, dağdan inme
  • “dağ alası ”
    Eti kırmızı bir tür küçük alabalık (Salmo alpinus)
  • “dağ anası ”
    Çok iri kadın, dağlar anası
  • “dağ armudu ”
    Ahlat
  • “dağ aslanı ”
    Puma
  • “dağ ayısı ”
    1. Dağlarda yaşayan yabani ve tehlikeli ayı cinsi
    2. Şehir yaşayışına alışmamış çok kaba kimse
  • “dağbaşı ”
    Yasaların veya toplum kurallarının uygulanamadığı yer
  • “dağ başı ”
    1. Dağın zirvesi, doruğu
    2. Issız yer
    “Dağ başında gece yarısı beni kim görmek isteyebilir?” – M. Ş. Esendal
  • “dağ bayır ”
    Kır
  • “dağ bilimi ”
    Yeryüzü biçimlerini genellikle de dağların özelliklerini ve dış görünüşlerini inceleyen bilim, orografya
  • “dağ birliği ”
    Dağ şartlarına göre eğitilmiş askerî birlik
  • “dağ çamı ”
    Dağda yetişen bir tür çam
  • “dağ çayı ”
    Ada çayı
  • “dağ çayırı ”
    Dağlık bölgelerde derin ve rutubetli toprağa sahip alanlarda gelişen doğal çayır
  • “dağ çileği ”
    Dağda yetişen çilek, yaban çileği
    “Alabalıkları dağ köylüleri ırmaktan tutar getirirlerdi. Yanında andaç diye bir kâse dolusu dağ çileği yahut badem sunarlardı.” – A. Kutlu
  • “dağ dalak otu ”
    Yüksekliği 5-10 santimetre olan, yere yatık ve çiçekleri soluk sarı renkli bir tür dalak otu (Teucrium montana)
  • “dağ elması ”
    Yabani elma
  • “dağ eriği ”
    Çakal eriği
  • “dağ eteği ”
    Dağ yamacının alt bölümü
    “Gece boyunca kırlarda yürüdü, dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi.” – İ. O. Anar
  • “dağ evi ”
    Şehirlerin kirli havasından uzaklaşmak, tabiat varlıklarından ve güzelliklerinden yararlanmak için dağlık bölgelerde yapılmış ev
  • “dağ gölü ”
    Dağlar arasındaki çukur alanlarda, akan suların birikimi ile oluşan göl
  • “dağ havası ”
    Yüksek yerlerdeki serin ve temiz hava
  • “dağ iklimi ”
    Sert, kuru ve soğuk havanın hâkim olduğu iklim türü
  • “dağ ispinozu ”
    Sırtı kara benekli, karnı beyaz, erkeğinin gerdanı portakal renginde, ağaçlık yerlerde yaşayan ispinozgillerden bir kuş (Fringilla Montifringilla)
“dağ kavağı ”
Titrek kavak
  • “dağ keçisi ”
    Boynuzlugiller familyasından, ufak sürüler hâlinde yaşayan, çok çevik bir tür antilop, elik, yağmurca (Rupicapra tragus)
  • “dağ kestanesi ”
    1. Amerika’nın sıcak bölgelerinde yetişen sert yapılı ağaç (Sloane berteriana)
    2. Bu ağacın meyvesi
  • “dağ kırlangıcı ”
    Ebabil
  • “dağ kolu ”
    Sıradağlardan her iki yöne doğru uzanan dağ sırtı
  • “dağ köyü ”
    Dağlık yerlerde kurulmuş yerleşim yeri
  • “dağ lalesi ”
    Düğün çiçeğigillerden, mor renkli, çan biçimli tüylü çiçekleri olan otsu bir bitki, anemon (Anemone vulgaris)
  • “dağ merası ”
    Dağlar arasında hayvan otlatmaya elverişli bölge, dağ otlağı
  • “dağ nanesi ”
    Yüksekliği 20-50 santimetre arasında olan, sık beyaz tüylü, kuvvetli nane kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki (Cyclotrichium niveum)
  • “dağ oluşu ”
    Yer kabuğunun belli yerlerinde kıvrılma, kırılma ve yükselme olayları sonucu dağların oluşunu inceleyen bilim kolu, orojeni
  • “dağ otlağı ”
    Dağ merası
  • “dağ reyhanı ”
    Anık
  • “dağ serçesi ”
    Serçegillerden, orman ve bahçelerde yaşayan sırtı kahverengi, karnı kül rengi ve beyaz olan bir tür serçe, ağaç serçesi (Passer montanus)
  • “dağ servisi ”
    Sedir
  • “dağ sıçanı ”
    Kemiriciler takımının sincapgiller familyasından, postu beğenilen bir tür memeli (Marmota marmota)
  • “dağ taş”
    Her yer, her taraf
    “Dağda taşta insanların düzmeciliği yoktu.” – Halikarnas Balıkçısı
  • “dağ tavuğu”
    Çil
  • “dağ topu”
    Katır sırtında taşınan küçük top
  • “dağdan inme ”
    Dağ adamı
    “Kusura bakmayınız, dağdan inmedir o, ne yol bilir ne yordam!” – A. İlhan
  • “sıradağ”
    Ortak özellikler gösteren, aralarında uzunlamasına vadilerin bulunduğu dağlar dizisi
  • “yanardağ ”
    Magmanın yer içinden yüzeye çıktığı veya geçmişte çıkmış olduğu, genellikle koni biçiminde, tepesinde bir püskürme ağzı bulunan dağ, volkan
    “Vezüv ve Etna birer yanardağdır.”
  • “buz dağı ”
    Kutup bölgelerinde buzullardan koparak akıntılarla yer değiştiren büyük buz parçası, aysberg
  • “Hüt Dağı ”
    “Çok şişmek, kabarmak” anlamında kullanılan Hüt Dağı gibi şişmek deyiminde geçen bir söz
  • “Kafdağı ”
    Genellikle masallarda yer alan, dünyayı çevrelediğine inanılan, arkasında cinlerin, perilerin bulunduğu varsayılan, zümrütten hayalî bir yer
    “Bindim bir akdoğana / Doğan yolu şaşırdı / Kafdağı’ndan aşırdı” – Z. Gökalp
  • “gözdağı ”
    Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit
    “Küfürlerin arasında duyduğu sözlerden, bu gözdağının sabahki olayla ilintili olduğunu anlar gibiydi.” – A. Kulin


Leave A Reply