Yaşanmış gerçek bir hikayeden yararlanılarak çekilmiş olan ve etkileyici bir hikayesi olan Dalgaların Peşinde (Chasing Mavericks) filminin önemli replikleri ve film diyalogları.
“Dalgaların Peşinde” (Chasing Mavericks), gerçek bir hikayeden esinlenilerek yapılmış 2012 yapımı bir Amerikan spor drama filmidir. Film, denizdeki büyük dalgaları avlamaya çalışan bir genç surfer olan Jay Moriarity’nin hikayesini anlatmaktadır.
Filmin başrolünde Gerard Butler, Jay Moriarity’nin efsanevi surfer Frosty Hesson rolünde yer alıyor. Jonny Weston ise Jay Moriarity rolünde yer alıyor. Film, Moriarity’nin 16 yaşında Maverick’s adı verilen büyük dalgaları avlamak için Hesson’dan eğitim alışını ve hayatındaki diğer zorlukları anlatıyor.
Filmin yönetmenleri Curtis Hanson ve Michael Apted’dir. Filmin senaryosu Kario Salem tarafından yazılmış ve Peter Mel ve Mark Foo gibi gerçek hayattaki büyük dalgaları avlayan insanların katkısıyla geliştirilmiştir.
“Dalgaların Peşinde”, hem Moriarity’nin hikayesi hem de Mavericks dalgalarının efsanesiyle ilgilenenler için ilginç bir film olabilir. Ayrıca, surfing, dayanıklılık, ve mentor-öğrenci ilişkileri hakkında da ilham verici mesajlar içermektedir.
- Bizler denizden geliriz. ancak bütün denize ait değiliz. Bizim gibi olanlar, gelgitlerin çocukları bizler ona tekrar geri dönmeliyiz.
- Bir dahaki küçük buluşmanızda, neden atari salonuna gitmiyorsunuz? Ya da ölmemeni sağlayacak bir şeylere.
Çünkü o dalgaları saymayı seviyor.
Ne demek dalgaları sayıyor?
Her turda gelen dalgaların aralarındaki süre ne kadar artarsa bu büyüdükleri anlamına gelir. - Normal dalgalarda sörf yapmak, her şey yolundayken gösterdiğin performansa bağlıdır.Ama, dev dalgalarda sörf yapmak
tamamen farklıdır. Her şey ters giderken göstereceğin performansa bağlıdır. O dalganın üzerindeki bir çarpışma saatte 80 km hızla betona çarpmak gibidir. Ve üstünde sana doğru gelen binlerce ton su vardır. - Çeşit çeşit çocuklar vardır Frosty. Bazıları senden olur, bazıları da sana gelir. Bu çocuk, o dalgayı öyle ya da
böyle sürecek. Biliyorsun. Bunu yaparken ölse bile.
Sen yapmaz mıydın bunu? - ‘Maverick’ler gibi dalgalar pestilini çıkarırken seni dakikalarca suyun altında tutar. Eğer nefesini normal şartlarda en az dört dakika tutamazsan o zaman bu işi de yapamazsın.
- Dalgayla kafa kafaya çarpışabilirsin ya da doğanın kurallarını gözlemlersin.
Çünkü yeteri kadar iyi bakarsan her zaman bir yolu vardır. - Su yutuyorum.
Solungaç geliştirsen iyi olur. - – Ne oldu?
– Ne demek ne oldu? 4.5 metre boyunca bir köpekbalığı gördüm.
– Seni çok korkuttuğuna eminim, ancak sorum bu değildi. Niçin panikledin?
– Sanırım korktum.
– Pekala, bilmen gereken bir şey var.
Korku ve panik, farklı iki duygudur. Korku sağlıklıdır, panikse ölümcüldür. - Eğer ölümüne korkuyorsun, nasıl panik yapmazsın?
Korkuyu ve korktuğun şeyi tanıyarak. Sadece denizde değil, hayatında da. - Deniz altında ne kadar uzun kalırsan, zihnin o kadar seninle oynar. Bir dakika, bir parmağa eşittir. Sayacak parmağın kalmadığında başının belada olduğunu anlarsın.
- Sana sadece uzun zaman önce söylemem gereken bir şeyi söylemek istiyordum.
Ki önemi de yok artık. Riske girsen de, o dalgaya çıksan da ne olursa olsun seni seviyorum. - Bir babanın nasıl olmaması gerektiğini bilmiyorum ama nasıl olması gerektiğini biliyorum.
- Kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama sürekli buralarda uzun bir süreliğine bulunamayacağımı düşünüyorum. Bu yüzden o dalgaya çıkmalıyım. Çünkü doruğa ulaştığım vakit o anı özümseyeceğim ve bir parçası olacağım. İşte o anda, gerçekten
yaşadığımı bileceğim. - Cesareti ile yalnızca neşesi boy ölçüşebilirdi.
