Damat İbrahim Paşa Kimdir?

0
Advertisement

Osmanlı tarihinin belki de en ünlü veziri olan kanuni Sultan Süleyman’ın can yoldaşı Damat Pargalı İbrahim Paşa hayatı ile ilgili bilgiler.

DAMAT İBRAHİM PAŞA [Makbul] (Ölümü: 1536)

Kanuni Sultan Süleyman’ın 10 vezir-i âzamının ikincisi ve en ünlüsüdür.

Epir’de Parga kasabasının bir köyünde doğdu. En kuvvetli rivayete göre bir İtalyan balıkçısının oğludur. 8 yaşlarında Türk korsanları tarafından esir alınıp Manisa’da dul bir Türk kadınına satıldı. Onun tarafından evlât gibi yetiştirildi; müzik dahil, pek iyi bir tahsil gördü. Manisa’da sancakbeyi olarak bulunan Veliaht Şehzade Süleyman’ın dikkatini çekti; Şehzade tarafından maiyetine alındı, onun büyük teveccühünü kazandı. Kanunî Süleyman 1520’de padişah olunca, olağanüstü zekâsı, sevimli şahsiyeti, yüksek kültürü, birkaç dil bilmesi, tarih ve coğrafyaya vukufu, kemençe çalması gibi meziyetleriyle, sarayda yüksek memuriyetlere getirildi. Padişah’ın Belgrad (1521) ve Rodos (1522) seferlerine katıldı ve «hâsodabaşı» yani Türk imparatorluk sarayının en yüksek memuru oldu ki’, bu mevki protokolda vezirlik (mareşallik) ile eşitti.

27 haziran 1523’te Pirî Mehmet Paşa emekliye ayrılınca, Kanunî, usule aykırı olarak, kubbe vezirlerinden birini değil, İbrahim Ağa’yı vezir-i âzam tâyin etti. Kanunî ile yaşıt olduğu söylendiğine göre İbrahim Paşa o sırada 28 yaşlarında bulunuyordu. Rumeli Beylerbeyliği de Paşa’ya ek görev olarak verildi. 1524’te Yavuz’un kızı ve Kanunî’nin kızkardeşi olup pek genç yaşta dul kalan Hatice Sultan’la evlendi.

İbrahim Paşa aynı yıl, yanına Başdefterdar (maliye bakanı) İskender Çelebi’yi ve kalabalık bir yüksek memur topluluğunu alarak, büyük bir donanma ile Mısır’a gitti. Kahire’de üç ay kaldı, imparatorluğa yeni bağlanmış olan ve devletin en önemli eyaleti sayılan Mısır’ın durumunu büyük bir başarıyla düzenledi. Macaristan’ın fethiyle sonuçlanan ve Kanunî’nin en ünlü seferi olan 1526 Mohaç seferinde, Viyana kuşatmasının yapıldığı 1529 Almanya seferinde de Padişah’a refakat etti, usule aykırı olarak, onunla bir örnek giyinip yan yana at sürdü. 1528’de yıllık tahsisatı 3 milyon akçeye çıkarıldı. 1532’de Padişah’ın Almanya üzerine yaptığı 5. sefere de katıldı.

Advertisement

İbrahim Paşa’nın İkbal Devri

İbrahim Paşa bu sjralarda ikbalin en yüksek noktasında bulunuyordu. Charles-Quint (Şarlken) in kardeşi Kıral Ferdinand’Ia birbirlerine «kardeş’un» diye mektup yazıyorlardı. İbrahim Paşa, Almanya büyükelçisine Türkiye’nin meselâ Diyar-ı Bekir (bugünkü Diyarbakır) sancakbeyinin Ferdinand’dan daha çök geliri ve askeri olduğunu söylüyor, Charles-Quint’in «imparator» sıfatının asla kabul edilemiyec-eğini, Avrupa’da tek imparator blarak ancak Padişah’ın bulunduğunu bildiriyordu. Hükümet işlerini Paşa, Padi-şah’tan bağımsız olarak idare ediyordu. Özel hayatında da hükümdardan son derece iltifat görüyordu. Denebilir ki, Osmanlı tarihinde bir padişahtan bu kadar yakınlık gören hiçbir sadrazam olmamıştır.

İran üzerine sefere karar verilince, İbrahim Paşa, padişahtan önce, 27 ekim 1533’te büyük bir ordu ile İstanbul’dan ayrıldı. İran üzerinde büyük fetihlerde bulunduktan sonra, Halep’e geldi, orada Cezayir Beylerbeyi Barbaros Hayrettin Paşa’yı kabul ederek kendisini kaptan-ı deryalığa atadı. Yeniden İran üzerine yürüyüp 6 ağustos 1534’te Tebriz’e girdi. Bu âna kadar serdar-ı ekrem (başkomutan) olarak savaşı yürüten İbrahim Paşa, 28 eylülde Kanunî’nin Tebriz’e gelmesi üzerine, bu sıfatını kaybetti. 1 aralık 1534’te Bağdat alındı. 4 ay Bağdat’ta kalan Paşa, Başdefterdar İskender Çelebi’yi haksız olarak idam ettirdi ki, Kanunî’nin gözünden düşmesinin en önemli bir sebebi budur. Bağdat’tan Tebriz’e gelen ve oradan padişahla İstanbul’a dönen- İbrahim Paşa Almanya’ya karşı Fransa’ya iktisadî yardım olmak üzere şubat 1536’da bîr anlaşma imzaladı. «Kapitülâsyonlar» denilen ticarî müsaadeler Fransa’ya bu anlaşma ile verilmiştir.

Hürrem Sultan İbrahim Paşa’ya Karşı

Bu derece yükselişinden dolayı İbrahim Paşa’nın aleyhine kuvvetli bir cereyan ortaya çıkmıştı. İbrahim Paşa’nın aleyhinde çalışanların başlıcası Hurrem Haseki-Sultan’dı. Çünkü, veliahtiiğe kendi oğullarından birini getirmek için, Veliaht Şehzade Mustafa’yı ortadan kaldırmak istiyordu. Halbuki Damat İbrahim Paşa, Şehzade Mustafa’yı tutuyordu.

Hurrem Sultan, ilk merhale olmak üzere yıllardan beri İbrahim Paşa’yı yıkmak için çalışıyordu^ Paşa’yı tutan Hafsa Valide-Sultan’ın ölümü, Hurrem’in etkisini artırdı. Paşa ise, yükselişini hazmedememiş, menşeini unutup .gurura kapılmış, aşırı hareketleriyle Padişah’ı bile gücendirmiş durumdaydı. Sonunda Kanunî, 15 mart 1536’da Paşa’yı, Topkapı Sarayı’nda kaldığı bir gece, ansızın boğdurdu. Cenaze, Galata’da Canfeda Tek-kesi’ne gömüldü.

Advertisement

13 yıla yakın iktidar mevkiinde kalan Damat İbrahim Paşa, İstanbul’da, Mekke’de, Selânik’te, Kavala’da, Hezargrad’da, Niğbolu’da, Filibe’de, Silivri’de pek çok hayır eseri yaptırmıştır İdamından sonra serveti Hazi-ne’ye alındı. Bugünkü Sultanahmet Meyda-nı’nda olan büyük sarayı, en muhteşem Osmanlı saraylarından biriydi. Eyüp Sütlücesi’n deki yazlığı da pek ünlüydü. Yüksek bir asker olmayan İbrahim Paşa, orta derecede bir idareci, fakat dış siyasette başarılı bir diplomattı. Hükümetin başında bulunduğu yıllar Türk tarihinin en parlak bir safhasına rastlar.


Leave A Reply