Advertisement
İçinde ve anlamında damla geçen atasözleri ve deyimler nelerdir? Damla ile ilgili atasözleri ve deyimlerin anlamları ve açıklamaları.
Damla İle İlgili Atasözleri
- akmasa da damlar
çok değilse bile az çok bir gelir veya kazanç sağlar. - dam dolusu tükenmiş, damlayan tükenmemiş
az da olsa sürekli gelir, ne denli çok da olsa, giderek tükenen hazırı yemekten daha iyidir. - damlaya damlaya göl olur
azar azar olagelen şeyler birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağı için küçümsenmemelidir.
Damla İle İlgili Deyimler
- ağzından bal damlamak (akmak)
çok tatlı konuşmak: ‘Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın.’ -A. İlhan. - bardağı taşıran damla
sabır tüketen aşırı davranış veya durum: ‘Son tartışmamızın bardağı taşıran damla olduğu belli oluyordu.’ -E. Bener. - (birine) damla inmek
felç olmak. - damlaya uğramak
yüreğine inmek, felç olmak. - kaleminden kan damlamak
1) yazıları acı ve dokunaklı olmak; 2) etkili yazmak: ‘Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.’ -T. Buğra. - yanağından kan damlamak
çok sağlıklı olduğu benzinden anlaşılmak: ‘Sağımızdaki, yanağından kan damlayan iri Çerkez’i gösterdim.’ -Ö. Seyfettin. - yüzünden kan damlamak
çok sağlıklı olmak, sağlığı yüzünün renginden belli olmak.
Damla Nedir? Sözlük Anlamı
- “Damla”
1. Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı
“Elime bir damla yağmur düştü.” – H. E. Adıvar
2. Damlalıkla kullanılan ilaç
“Burun damlası. Göz damlası.”
3. Kalbe inen inme, felç
“Damladan ölmüş.”
4. Çok az miktar
“Keyfin damlası karıştığı zaman, hak hak olmaktan, adalet adalet olmaktan çıkar.” – F. R. Atay
5. Damla biçiminde olan (ziynet)
“Damla elmas.” - “damla inmek ”
felç olmak - “damlaya uğramak ”
yüreğine inmek, felç olmak - “damla damla ”
1. Damlalar biçiminde
“Koşan elbet varır, düşen kalkar / Kara taştan su damla damla akar” – T. Fikret
2. Azar azar - “damla taşı ”
Yapılarda süs ögesi olarak kullanılan damla biçiminde taş - “bir damla ”
1. Çok az
“En korktuğum, en çekindiğim adamlar, gözlerinde bile bir damla çocukluk ışığı kalmamış olanlardır.” – N. Hikmet
2. Çok küçük (çocuk) - “damla hastalığı ”
Organizmadaki ürik asidin atılmayarak vücudun bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve eklem yerlerinde birikmesinden ileri gelen, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan hastalık, nikris, gut - “damla sakızı ”
İri taneli, parlak ve çok sevilen bir sakız türü - “kandamlası ”
Asya ve Avrupa’da ılıman bölgelerde yetişen kırmızı veya sarı çiçekli otsu bir bitki (Adonis) - “damla taş”
1. Tıraş edilmeyerek yuvarlak ve cilalı bırakılmış, değerli veya yarı değerli taş
2. Sarkıt