Advertisement
İçinde ve anlamında Dar kelimesi geçen atasözleri ve deyimler, bu deyimlerin atasözlerinin anlamları ve açıklamaları.
Dar İle İlgili Atasözleri ve Anlamları
- ” çağrılan yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme”
kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. - “güvenme varlığa, düşersin darlığa”
varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler. - “kul sıkışmayınca (daralmayınca, bunalmayınca) Hızır yetişmez”
yardım hep en zor anda gelir. - “oynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar demiş”
kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, çeşitli engellerin işi güçleştirdiğini söyleyerek yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır. - “varlığa darlık olmaz”
zengin olanın gücü her şeye yeter. - ” varsa (var mı) pulun herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun dardır yolun”
zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez. - “şeytanın dostluğu darağacına kadardır”
kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkartıp ölüme kadar sürükleyebilir ama ölümün eşiğinde onu kaderiyle baş başa bırakır. - Dar İle İlgili Deyimler ve Anlamları
- ” başı dara düşmek”
sıkıntıya girmek - “başı daralmak”
para yönünden sıkıntıya, darlığa düşmek - “başı darda kalmak”
parasızlıktan dolayı sıkıntıda olmak. - “(bir yerden) kendini dar atmak”
güçlükle ve ivedi olarak bir yere sığınmak, kaçmak - “(birine) dünyayı zindan (zehir) etmek (dünyayı başına dar etmek)”
bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak - ” (birine) meydanı dar etmek”
birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak
“canını (bir yere) dar atmak”
bir tehlikeden güçlükle kurtularak bir yere sığınmak.
- “dar gelmek”
sıkıntı ve huzursuzluk vermek - “dar kaçmak”
istemediği bir çevreden kendini dışarı atmak. - ” dara boğmak”
birinin güç durumundan yararlanmak. - “dara düşmek”
para sıkıntısına düşmek - ” dara gelmek”
1) aceleye gelmek; 2) mecbur olmak. - “dara getirmek”
aceleye getirmek. - ” darağacına çekmek”
idam cezası alan bir kimseyi asmak - ” darda bulunmak”
bir şeyin sıkıntısını çekmek - “darda kalmak”
1) paraca sıkıntı içine girmek; 2) zor duruma düşmek - “eli dar (darda) olmak”
para sıkıntısı içinde olmak. - ” göğsü daralmak (tıkanmak)”
1) güçlükle nefes almak; 2) mec. içi sıkılmak - ” dünya başına dar olmak (gelmek)”
çok sıkılmak, büyük bir çaresizlik içinde kalmak. - ” içi daralmak”
sıkılmak, bunalmak - ” içine daralma gelmek”
sıkıntı basmak, sıkılmak - ” nefes darlığı çekmek”
solumada sıkıntı yaşamak - ” nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)”
1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak 2) mec. bunalmak, sıkılmak 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek. - ” ufku daralmak”
ileriyi görememek, bakış açısı geniş olmamak - ” yüreği daralmak”
sıkılmak, bunalmak, içi daralmak