Delhi Kenti Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Hindistan’ın kuzeyinde yer alan ve Birlik Toprağı statüsündeki Delhi kenti, tarihi ve tarihsel eserleri ile ilgili genel bilgiler.

Delhi - Kutb Minare

Delhi – Kutb Minare

DELHİ, DİLLİ ya da DEHLİ, Hindistan’ın kuzeyinde, “Birlik Toprağı” statüsünde kent. Yamuna Irmağı’nın batı kıyısında, Aravalli Sıradağlarının kuzey eteğinde üçgen biçiminde doğal bir kale oluşturan Delhi sırtının ucunda kuruludur.

Kent iki bölümde oluşur: Nüfusun 2/3’ünün yaşadığı, kuruluşu, Türk-Moğol egemenliğinden önceki dönemlere kadar uzanan ve Delhi olarak bilinen eski kent ile Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi, Dekkan Yarımadası’nın ortasına yakın bir yerde, Kalküta, Bombay, Karaçi gibi büyük kentlere eşit uzaklıkta, kara, deniz ve hava yolları ağının kavşak noktasında yer alır. Yeni Delhi’yi de içine alan kent, ülkenin önde gelen ticaret, endüstri (pamuklu dokuma, çorap, tel, lastik, deri, kimyasal maddeler, kauçuk, metal eşya, boya, bitkisel yağ vb), kültür (Delhi Üniversitesi, 1922; Hindistan Teknoloji Enstitüsü, 1961; çeşitli koleyler, kitaplıklar, Ulusal Çağdaş Sanat Galerisi vb) merkezlerinden biridir. El sanatları (özellikle fildişi, altın, gümüş işlemeciliği; pirinç, bakır dövmeciliği, çömlekçilik, el dokumacılığı), kentin canlı ticaret yaşamında önemli bir yer tutar. Genelde kara ikliminin gözlendiği Delhi’de, tarım alanlarında tahıl ürünleri (akdarı, buğday, arpa), sebze ve meyve yetiştirilir.

Tarih. Kuruluşu İÖ 15. yüzyıla kadar inen Delhi’nin eski yerleşmesi olan İndraprastha’dan günümüze herhangi bir kalıntı ulaşamamıştır. Bugün Kutb Minar’ın bulunduğu alanda Dilli adını taşıyan bir kentin varlığı bilinir. Raca Dilli’nin kendi admı verdiği bu yerleşme daha sonra Delhi’ye dönüştü İS 1170’te son Dilli Hükümdarı Prithavi Raca, Dilli Kenti’ni genişletti ve yapılarla donattı. Bu dönemde Dilli’nin adı Kila Rai Pathora’ya dönüştü. 1193’te Prithavi Raca’yı öldüren ve Gurlar Devleti’ni kuran Guri Muhammet Dilli’yi ele geçirdi. 1206’da komutanlarından Kutbettin Aybek bağımsızlığını ilan ederek Dilli Sultanlığı’nı kurdu. 1398’de Timur Hindistan’ı egemenliği altma aldı ve Dilli’yi ele geçirdi. 1526’da Timur’un torunlarından Babur, hükümdar İbrahim Lodi’yi Panipat’da öldürerek kendini Hindistan hükümdarı ilan etti. Babur Agra’yı başkent seçtiyse de oğlu Hümayun antik İndraprastha Kenti yakınlarında Dinepannah adıyla yeni bir başkent kurdu. Ancak kentin yapımı tamamlanamadan Babur, Afgan Sultanı Ser Şah’a yenildi. Ser Şah kenti yeniden yaptırdı ve kaim duvarlarla çevirdi. Bugün Purana Kila’ da bu kentin duvarlarının bir bölümü günümüzde de sağlamdır. Ekber’in torunu olan Şah Cihan 1628’de tahta geçince Firuzabad’ın 4 km kadar kuzeyinde yeni bir kent yaptırarak Şahcihanabad adını verdi. Günümüzdeki Delhi bu kentin devamıdır. Daha sonraki yıllarda bu kent Moğol İmparatorluğu’nun merkezi oldu. Delhi’yi, 1757’de Eegzibin torunlarından Şah Abdali yağmaladı; 1771’de Evrengzibin torunlarından Şah Alem, Marathalar tarafından tahta çıkarıldı, ancak 1803’te Delhi İngilizlerin eline geçti. İngilizlerin yönetimi ele almalarından sonra hızlı bir gelişme gösterdi. 1858’de sivil yönetim Kalküta’yı başkent yaptı. Ancak Delhi önemini yine de yitirmedi.

1 Ocak 1877’de Kraliçe Viktoria’nın, Hindistan imparatoriçesi olduğunu gösteren belge burada okundu. 12 Aralık 1911’de ise Kral V. George, başkentin Kalküta’dan Delhi’ye taşındığını bildirerek burada taç giydi. Kent planlama komitesi imparatorluğun başkentine en uygun yer olarak Delhi’nin 5 km kadar güneyinde bulunan Raisina tepesinin gerisindeki bölgeyi seçti. Delhi sırtlarıyla Yamuna Irmağı arasında uzanan bu alan, hem kentin gelişmesi hem de sağlık açısından uygundu. Bu tarihten sonra başkent Yeni Delhi’ye taşındı. Delhi ise, önemini günümüzde de korumayı sürdürdü.

Tarihsel Eserler. İslâm ve Hindu mimarlığının en güzel örneklerini yansıtan birçok tarihsel eser, günümüzde de ayaktadır: Kutb Minare, Kuvvetul İslâm Camisi, Mescidi Cuma, Kırmızı Kale, Hümayun Türbesi, Yamuna Irmağı kıyısında ulusal anıtlar.

Advertisement

Leave A Reply