Dünyadaki Eski Düğün Gelenekleri, Dinlere Göre Düğün Adetleri

0
Advertisement

Eski zamanlardaki düğün gelenekleri, dinlere göre düğün adetleri nelerdir? Tarih boyunca düğün kutlamaları nasıl olmuştur, düğünün tarihçesi

Dünyadaki Eski Düğün Gelenekleri

Düğün; evlenmeyi kutlamak üzere yapılan bir tören ve eğlencedir. Evlilik müessesesinin kurulduğu ilk devirlerden beri insanlar düğünlere büyük önem vermişlerdir. Bugün dünyanın dört köşesinde düğün âdetler eski çağlardan kalmadır. Fakat artık yavaş yavaş düğünler eski önemlerini kaybetmekte, yeni evlenen çiftler aileleri ve yakınları arasında küçük bir kutlama töreniyle yetinmektedirler.

Eski çağlarda düğünlerin debdebe içinde, hemen bütün kasaba ve şehir halkını günlerce oyalayacak şekilde yapılmasının en belli başlı sebebi, dini inançlardı.

eski Mısır düğün

Eski Düğün Gelenekleri

Tarih Öncesi çağlarda, kötü ruhların yeni evlilerden uzak kalmasını sağlamak için şaşaalı düğün yapmak âdetti O çağlardaki inanışa göre düğün ne kadar kalabalık, eğlenceli olursa, kötü ruhlar da yeni evlilerden o kadar çabuk uzaklaşırdı, Evlilikte yeni evlilerle ilgili olarak ortaya çıkan boş inanların çoğu o çağlardan günümüze kadar gelmiştir.

eski-misir-dugunu

Advertisement

Eski Mısır’da, gelin arabasının önüne eski ayakkabı atmak arabanın bir kenarına eski ayakkabı bağlamak âdetti Gelinin babası düğün günü kızının eski bir pabucunu damadına verirdi. Böylece, kızının sorumluluğunu damada devrettiğini anlatmış olurdu. Portakal çiçekleri yeni evlilerin çok çocuk sahibi olmaları için bir nevi temenni yerine geçerdi Onun için, eski çağlardaki düğünlerde düğün evini, düğün eğlencelerinin yapıldığı salonlar portakal çiçekleriyle süslemek âdetti. Bu âdet, günümüze kadar gelmiştir. Yeni evlilerin ,üzerine pirinç taneleri serpmek de Eski Mısırlılar’dan kalma bir gelenektir. Bu da yeni evliler çok çocuk sahibi olsunlar diye yapılırdı. Pirinç tanelerinin, aynı zamanda, gelinle güveyi kötü ruhlardan koruyacağına inanılırdı.

Gene Eski Mısır’da güneş tanrı sayıldığı için gelin, düğün sırasında güneşe bakarsa, bu çok çocuğu olacağına işaret sayılırdı.

Nişan yüzüğünü de Eski Mısırlılar icat etmişlerdir O çağlarda evlilik kadın için âdeta esaret sayıldığından, erkek evleneceği kızın parmağına yüzük taktığı andan itibaren onu kendine mal etmiş sayılırdı Evlilikte yüzük âdeti bugün dünyanın her yanında yerleşmiş bir gelenektir. Anglosaksonlar, nişanlılık devresinde yüzüğü sağ ele rakarlar, evlendikten sonra ise yüzük sol ele geçer.

Roma'da düğün

Roma’da Düğün

Düğün pastası yapmak, Eski Romalılar devrinden kalma bir âdettir. İlk düğün pastaları, un, tuz ve sudan yapılma bir nevi hamurdu. Zamanla düğün pastalarına daha fazla önem verildi, bugünkü süslü şeklini aldı. Düğün pastalarının içine yüzük saklamak da bazı memleketlerde âdettir. Pastanın yüzüklü kısmını tabağına alan kimse yakında evlenecek demektir.

Beyaz renk temizlik ve masumiyeti temsil ettiği için, tarihin eski çağlarından beri gelin elbiselerinin beyaz renkte olmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca, gelinin düğün töreni tamamlanıncaya kadar yüzünü de kapalı tutması şarttı. Birçok memleketlerde gelinin düğün günü üzerinde bir eski, bir yeni, bir de mavi giyim eşyası bulundurması uğur sayılırdı, Gerek kötü ruhları gelinden uzaklaştırmak bakımından, gerekse kurulacak evliliğin geline saadet getirmesini sağlamak bakımından bu üç çeşit giyim eşyasının bulunmasına bilhassa önem verilirdi.

Advertisement

Eski Yunanistan’da düğünler daha çok iki tarafın aileleri arasında yapılır, dini bir mahiyet taşırdı. Düğünde bol bol yemek, dans etmek âdetti. Ne kadar çok gülünür, eğlenilirse yeni kurulan yuvanın da o kadar mesut sonuçlar yaratacağına inanılırdı.

Dinlere Göre Düğün Adetleri

musevi-dugunu

Musevilerde düğün bazen bir hafta sürerdi. Gelinle güveyin başları zeytin dallarından yapılma taçlarla süslenirdi Geçecekleri yollara fındık, buğday taneleri serpiştirilir, gelinle güveyin de başlarına arpa atılırdı. Bu sonuncu gelenek, yeni evlilerin çok çocuk sahibi olmalarını sağlamak için yapılırdı. Düğün sırasında bol bol şarkı söyleyip dans etmek de âdetti.

Hristiyan aileleri çocuklarının eşlerini kendileri seçerlerdi. Aile meclisleri toplanıp karâra vardıktan sonra gençlerin, bu karara itiraz etmeye hakları yoktu. Bazı ailelerde kız çocuklar 3 yaşındayken nişanlanırlardı. Eski devirlerde kızların en geç 15-16 yaşına kadar evlenmiş olmaları gerekirdi. 20’ye yaklaşıp da evlenmemiş olan kızlara evde kalmış nazarıyla bakılırdı. Zaman geçtikçe, genç kızların evlenme yaşları da ilerledi. XVI yüzyılda bir genç kızın 17 yaşına kadar evlenmesi gerekirdi. Ortaçağ’da ve daha sonraları asil Hristiyan ailelerinde düğün çok önemli bir olaydı. Kızlarını, oğullarını evlendiren asil aileler, düğün için servetlerinin yarısını harcamaktan çekinmezlerdi. Düğünün debdebeli olması ailenin şerefini yükseltirdi. Hele saraylarda yapılan düğünler, tarihe geçecek kadar şaşaalı olurdu. Napoli Kralı Alfonso evlenirken düğün yemeğine 30.000 kişi çağırmıştı.

Hristiyanlığın ilk çağlarında evlenen genç kız gene babasının adını kullanırdı. Bazı hallerde soyadının sonuna kocasının da soyadını eklediği olurdu.


Leave A Reply