Denizaltının Tarihçesi, Denizaltıların Dünyada ve Türkiye’de ki Gelişimi

0
Advertisement

Denizaltı tarihine kısa ve özet bir bakış. Denizaltını kim icat etti, tarihçesi, tarihteki gelişimi, Türk denizaltıcılığı ve gelişimi

Denizaltı

Denizaltının Tarihi;

İlk denizaltıyı 1620’de Alman Cornelius Drebbel’in yaptığı kabul edilir. Bu, kürek yardımıyla sualtında ya da su üzerinde ilerleyebilen deriyle kaplı geniş bir tekneydi. 18. yüzyılda birçok denizaltı tipi geliştirildi. Bunlardan Turtle (Kaplumbağa) adlı olan tek kişilik denizaltı, Amerika İç Savaşı sırasında kullanıldı. Nautilus adlı öteki bir denizaltıyı Robert Fulton geliştirdi ve birçok başarılı dalışlar yaptı. 1890’da İngiliz G. W. Garett, buhar gücüyle ilerleyen bir denizaltı yapmayı başardı. Aracın buhar makinesi, istenen buhar basıncı elde edilinceye kadar yüzeyde çalıştırılıyor, daha sonra buhar kazanı söndürülüp denizaltının dalması sağlanıyor ve elde edilen buhar basıncı denizaltıyı birkaç mil götürmeye yetiyordu.

Bu sistemi, daha sonra İsveçli mühendis Thorstem W. Nordenfelt geliştirerek sualtından 14 mil gidebilen bir denizaltı yapımında kullandı. Bu gelişmeleri John P. Holland’ın yaptığı ve benzinle işleyen denizaltılar izledi. Bu denizaltılardan birinin 1900’de ABD Deniz Kuvvetleri’ ne katılmasıyla birlikte denizaltılar savaşlarda etkin bir rol oynamaya başladı. 1902’de periskobun bulunması denizaltıların torpillerle silahlandırılmasıyla denizaltılar daha önem kazandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında denizaltıların en büyük sakıncaları 48 saatten fazla sualtında kalamamalarıydı.

Çünkü denizaltı akümülatörlerinin dolabilmesi ve hava alabilmek için yüzeye çıkmak zorundaydı. 1942’de Almanlar şinorkel adlı, biri temiz hava çekmeye, ötekisi kirli havayı atmaya yarayan iki borudan oluşan bir havalandırma sistemini denizaltılara yerleştirdiler. 1944’te Helmuth Walter yönetiminde bir grup bilgin, havadaki oksijen yerine oksijenli su (hidrojen peroksit H2O2) kullanan bir gaz türbinini denizaltılara uyguladılar.

Nükleer enerjiyi denizaltılarda kullanma düşüncesi İkinci Dünya Savaşının ilk yıllarda ABD’de ortaya atıldı. 1946′ dan başlayarak denetimi fisyon enerjisini türbine bağlı bir kapalı devrenin su buharına aktaran bir reaktör yapımına başlandı. Proje Nautilus adlı denizaltının yapımıyla sonuçlandı. Bu denizaltı tüm konvansiyonel denizaltıların karşısında ideal bir silah görünümündeydi. 1954’te denize indirilen 3.500 tonluk bu denizaltı, reaktörünün birinci dolduruluşuyla 26 ayda 69 bin deniz mili seyir yaptı ve 1958’de Kuzey Kutbu’nun altından geçti. Atom gücü, 35-40 deniz mili hızla sürekli olarak sualtında seyretmeyi sağlayarak-denizaltılarda bir devrim yarattı.

Advertisement

Türk Denizaltıcılığının Tarihi:

1885’te Abdülhamit ve Abdülmecit adları verilen iki denizaltı Taşkızak Tersanesi’nde monte edildi. Denizaltılar Sarayburnu’nda ve İzmit Körfezi’nde başarılı dalışlar yaptılar ve dünya denizcilik tarihine ilk kez hedefe torpido atan denizaltı olarak geçtiler. Ancak denizaltıcılığımız Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesiyle birlikte geriledi, parasal sıkıntılar, yolsuzluklar bu değerli gemilerin Sütlüce’ye çekilerek çürümeye terk edilmesine neden oldu. 1915’te Çanakkale Boğazı’nı geçmeyi başaran Turquoise adlı Fransız denizaltısı Akbaş yöresinde karaya oturduğu sırada Müstecip Onbaşının kulesinden vurmasıyla teslim alındı. Bu denizaltıya Müstecip Onbaşı adı verildi.

Sonradan Müstecip Onbaşı ismini almış olan Fransız Turquoise denizaltısı

Sonradan Müstecip Onbaşı ismini almış olan Fransız Turquoise denizaltısı

Cumhuriyetin ilanından sonra ilk denizaltı alma girişimi 1924’te gerçekleştirildi. 1925’te Hollanda’ya I. İnönü ve II. İnönü adlı iki denizaltı sipariş edildi. 1929’da İtalya ile yapılan anlaşma gereğince 4 destroyer ve 2 denizaltı yapımı kararlaştırıldı. Sakarya ve Dumlupınar adları verilen bu denizaltılar 1931’de denize indirildi. 1935’te Almanların İspanya için yaptığı E I adlı denizaltı, İspanya İç Savaşı’nın çıkmasıyla Türkiye’ye satıldı ve Gür adını aldı. 1936’da Almanya ile ortaklaşa Ay sınıfı denizaltılarının üretimine başlandı.

İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Almanya’da yapılan Saldıray ve Batıray adlı denizaltılardan ancak Saldıray Türkiye’ye gelebildi. Atılay ve Yıldıray adlı denizaltıların yapımıysa Taşkızak Tersaneleri’nde gerçekleştirildi. 1939 yılının ilk aylarında İngiltere’ye dört denizaltı sipariş edildi. Reis sınıfı diye adlandırılan bu denizaltılardan Burak Reis ve Uluç Ali Reis’i İngiliz Deniz Kuvvetleri savaşta kullandı. Uluç Ali Reis 1943’te Türkiye’ye verildi. Oruç Reis adlı denizaltıları teslim almak için genç havacı öğrencilerle birlikte İngiltere’ye gönderilen denizaltı mürettebatını taşıyan Refah şilebi Mersin’den ayrıldıktan sonra (23 Haziran 1941) torpidolandı ve denizaltılar 1942’de İngiliz mürettebatla İskenderun’a gönderildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Truman doktrini gereğince Türkiye’ye filo tipi denizaltılar gönderildi.

Denizaltı – Kaynak 2

Denizaltı; deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş gemisidir. Bir denizaltının istenilen derinliğe inebilmesi ve çıkabilmesi aracın ağırlığının değiştirilebilmesiyle olasıdır. Bu işlem, su sarnıcı adı verilen bölmeler aracılığı ile gerçekleştirilir. Bu bölmelere alman su belirli bir noktaya gelince, denizaltının yoğunluğu, içinde bulunduğu sıvının yoğunluğuna eşit duruma gelir. Böylece Arşimet itmesiyle cismin ağırlığı birbirini dengeler ve denizaltının yüzebilirliği sıfıra inerek aracın istenen derinlikte dengede kalması sağlanmış olur. Yüzeye çıkmak gerektiğinde bölmelerdeki su basınçlı hava yardımıyla boşaltılır. Denizaltının yapımı sırasında dikkat edilmesi gereken başka bir ilke, aracı etkiyen basıncın derinliğe bağlı olarak artmasıdır (Her 10 m’de 1 kg/cm2). Bu nedenle su sızdırmazlık ve basınca dayanıklılık denizaltı teknolojisinin en önemli konularını oluşturur.

Dalış sırasında denizaltının hareketleri bir anlamda uçağınkilere benzer. Çünkü hareket üç boyutlu düzlemde yer alır. Bu nedenle denizaltılarda sağa ve sola dönebilmeyi sağlayan dümenin yanı sıra aşağı ve yukarı yönelmeyi sağlayan kanatçıklar bulunur. Bunlar biri önde öteki arkada olmak üzere iki çifttir. Denizaltının yol alması sırasında en gerekli araçlardan biri periskoptur. Saldırı sırasında denizaltının yerinin belli olmamasını sağlama yanı sıra bir sekstantla birlikte kullanıldığında yüzeye çıkmadan aracın konumunun belirlenmesinde kullanılır. Dalış sırasında yön, jiroskopik pusulayla saptanır. Ayrıca çeşitli engellerin ya da sualtı ve suüstü araçların yerlerinin belirlenmesinde sonar adlı aygıt kullanılır. Modern denizaltıların gereçleri arasında-yer alan elektronik hesaplayıcılara bağlı jiroskoplardan oluşan eylemsizlik platformu adlı aygıt ise denizaltıların şaşırtıcı bir kesinlikle komuta edilebilmelerine yardımcı olur. Denizaltının deniz savaşlarında en etkili silahı torpidolardır. Nükleer denizaltılarda bu araçlar, nükleer başlıklı füzelerle silahlandırılarak hareketli birer füze haline getirilmişlerdir. Günümüzde de denizaltılardan atılan Polaris, Poseidon ve Trident füzeleri, ABD Deniz Kuvvetlerinin caydırıcı nitelik taşıyan en önemli araçları arasında yer alırlar.

Advertisement


Leave A Reply