George Gordon Byron (Lord Byron) Kimdir? İngiliz Şairin Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

George Gordon Byron (Lord Byron) Kimdir? İngilizlerin romantizm akımının öncü şairi olan Lord Byron biyografisi, hayatı ve eserleri hakkında bilgiler.

George Gordon Byron (Lord Byron)

George Gordon Byron (Lord Byron) (Kaynak: wikipedia.org)

Gordon George Byron (1788-1824), Ünlü bir İngiliz şairidir. Londra’da doğdu. 1798’e kadar İskoçya’da Abardeen’de annesiyle beraber yaşadı. Öğrenimini, Horrow School’da ve Cambridge’deki Trinity College’de yaptı. İlk şiirleri 1807’de “Hours of Idleness” (Avarelik Saatleri) adıyla yayınlandı. “Edinburgh Review” de, bu şiirleri sert bir şekilde eleştiri yağmuruna tutulunca, Byron, “İngiliz Şairleri ve İskoç Tenkitçiler” adlı manzumesiyle dergiyi hicvetti.

1798’de büyük amcasından Byron’a Newstead Malikanesi ve Lordluk ünvanı miras kaldı. 1809’da mirasına sahip olacak yaşa gelince, Lordlar Kamarasındaki yerini aldı. Sonra bir Akdeniz gezisine çıkarak Portekiz, İspanya, Malta, Arnavutluk, Yunanistan ve Türkiye’yi dolaştı. Türkiye’de Efes ve Truva harabelerini gezdi. Çanakkale Boğazı’nı yüzerek geçti. Annesinin ölümü üzerine İngiltere’ye döndü. Yolculuğunu, bu arada tanıdığı Doğu kültürünü, geleneklerini, sanatını, tarihini, İtalya’nın ve Yunanistan’ın siyasi durumlarını dönüşünden sonra yayınlanan “Childe Harold” adlı şiirinde anlattı. Bu şiir özellikle 1812’de beşinci baskısından sonra, Byron’a büyük bir şöhret sağladı. O zaman Byron bunun için, “Bir sabah uyandım, kendimi meşhur olmuş buldum” demişti.

Byron, bundan sonra Londra’ya yerleşti, 1815’de asil bir ailenin kızı olan Anne Isabella Milbanke ile evlendi. Bir yıl sonra bir kız çocukları oldu. Fakat Byron’un, haşin, tuhaf, manasız hareketlerinden dolayı eşi kendisinden ayrılarak babasının yanına dönmek zorunda kaldı. Bu ayrılmaya, Byron’un üvey kız kardeşi Aurara Zeigh ile olan müsabeti de sebep gösterilir.

Bu yüzden toplum içindeki itibarını kaybeden Byron, bir daha dönmemek üzere İngiltere’den ayrıldı. Fakat hakkında yazılan eleştirmelerde belirtildiği gibi, söylentiler ancak onu denizleri aşıp Alplere kadar takip etti. Sonra azaldı ve silindi. Artık şiirleri her yerde okunuyor, her yerde seviliyordu. Şiirlerinde kendi hayatını ve kendi hüznünü anlatan Byron, romantik edebiyatın en sayılı şairlerinden olmuştur. İngiltere’den ayrıldıktan sonra bir süre Brüksel ve Waterloo’da kaldı, sonra tanınmış İngiliz şairi Mary Shelley ile beraber bir yıl İsviçre’de oturdu.

Byron’un doğuşundan, bir ayağı sakattı. Bundan dolayı duyduğu aşağılık duygusu, ayrıca babasız büyümesi onun kötü huylar edinmesine sebep olarak gösterilir. Acayip halleriyle, herkesten başka görünmek hevesiyle bazı çevrelerde pek aşırı sevgi ve ilgi kazanmıştı. Hatta ona benzemek için, bir çok kimse topal olmadığı halde baston kullanıyordu.

Advertisement

Tamamen maceraperest hatta serseri mizaçlı olan Byron, manasız bir Türk düşmanıydı. 1823’de Londra’dan Yunan isyanını idare edenlerin teşvikiyle “Hercules” gemisine binerek Yunanistan’a gitti fakat önemli bir yardımda bulunamadan hummaya yakalandı. 36 yaşında öldü. Londra’ya gönderilen naaşını sevenleri Westminister Kilisesi’nin mezarlığına gömdürmek istemişlerse de hükümet buna müsaade etmemiştir. Bugün mezarı, Newstead civarında bir köy kilisesi mezarlığındadır. Kalbi Yunanistan’da Mesolongion’da gömülüdür.

Hayatı süresince İngiltere’den ziyade Avrupa’da tanınan ve takdir edilen Byron’un en önemli eserleri: “Childe Harold’s Pilgrimage” (Childe Harold’un Ziyaretleri), “Turkis Tales” (Türk Hikayeleri), “Parasina”, “Prisoner of Chillon” (Chillon Mahpusu), “Don Juan”


Kaynak – 2

George Gordon Byron; İngiliz şairidir (Londra 1788 – Yunanistan’da Mesolongion 1824). Köklü ve soylu bir İngiliz ailesinin oğludur. 1798’de kendine Newstead Malikânesi ile Lordluk unvanı miras kaldı. Aberdeen’ de, Harrow School’da ve Cambridge’te okudu. İlk şiirlerini içeren Hours ouj idleness (Avarelik Saatleri) 1807, adlı eseri Edinburgh Review’un sert eleştirilerine hedef oldu, şair buna şiddetli bir taşlama olarak English Bards and Scotch Critics (İngiliz Ozanları ve İskoç Eleştiriciler) 1809, ile karşılık verdi.

George Gordon Byron (Lord Byron)

Ergin yaşta Lordlar Kamarası’na girdi. Portekiz, İspanya, İtalya, Malta, Arnavutluk, Yunanistan ve Türkiye’yi kapsayan iki yıllık bir Akdeniz gezisine çıktı, Çanakkale Boğazı’nı karşıdan karşıya yüzerek geçti, bu yolculuktan kendisine büyük ününü sağlayan Childe Harold’s Pilgrimage’nin (Çocuk Harod’un Kutsal Ziyareti) 1812 ilk bölümüyle döndü. The Giaour (Gavur), The Fiancee (Nişanlı Kız), The Pirati (Korsan). Lara, The Siege of Corinthı (Korent Kuşatması) 1813-1815 arasında yazdığı ateşli ama oldukça melodramatik şiirlerdir. 1816’da İngiltere’den ayrılıp Belçika’ya geçti, bir süre Brüksel ve Waterloo’da kaldı, oradan İsviçre’ye gidip şair Shelley ile yaşadı. The Prisoner of Chillon (Chillon Mahkûmu), Çocuk Harold’un üçüncü bölümü, The Dream (Düş), The Stances to Augusta (Augusta’ya Serzenişler) bu dönem içinde kaleme aldığı şiirlerdir.

Ekim 1816’da İtalya’ya geçip Manfred’i bitirdi, Çocuk Harold’un dördüncü bölümünü tamamladı (1817); Beppo (1818); Mazeppa (1819); The Prophesy of Dante (Dante’nin Kehaneti) 1819; Don Juan (1821); iki manzum dinsel oyun: Cain (Kabil) 1821 ile The Heaven and the Earth (Gökyüzü ve Yeryüzü) 1823, İtalya’da yazmış olduğu öteki eserleridir. Daha sonra, The Deformed Transformed (Sakatın Dönüşümü) 1823 ile de şairlik yaşamını noktaladı. Serüven düşkünü, hırçın mizaçlı, geçimsiz bir kişiydi. Yunan kültürü hayranı, Türk düşmanıydı. Temmuz 1823’te Yunanistan’da Mesolongion’a ayak bastıysa da ateşli bir salgın hastalığa yakalanarak 19 Nisanda öldü. Romantik edebiyatın ölümsüz ustaları arasında yer alan bir şairdir.

Advertisement


Leave A Reply