İçinde ve anlamında din kelimesi geçen atasözleri nelerdir? Din konulu atasözleri ve anlamları, bu atasözlerinin açıklamaları.
Kaynak : pixabay.com
Din İle İlgili Atasözleri
- “acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır”
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. - “dinsizin hakkından imansız gelir”
acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir. - “iki kişi dinden olursa bir kişi candan olur”
iki kişi yalan yere yemin edip dinden çıkarak bir kimsenin cinayet işlediğine tanıklık ederlerse o kimse asılır. - “kötü söz insanı dininden çıkarır”
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. - “yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder”
bir iş, uzmanına değil de o işten anlamayana yaptırılırsa istenilen değil, ters bir sonuç elde edilir. - “gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar”
kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder. - “sonradan görme, gâvurdan dönme”
sonradan görmeler fazla iyi niteliklere sahip değildir. - acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
Dinsizin Hakkından İmansız Gelir:
ANAFİKİR: Kötü birini ancak ondan daha kötü olan biri yola getirebilir. Din, insanları doğru yola ulaştıran inançlar bütünüdür. Din kurallarına inanmayan kişinin de doğru yoldan gittiği kabul edilemez. Onun yanlış yoldâ olduğunu, dine inanan birinin söylemesi yararsız olur. Çünkü ikisinin bakış açıları birbirinden farklıdır. Onu ancak kendisinden daha çok kötü olan biri yola getirebilir. Çünkü onun nasıl düşündüğünü bilir, ona göre davranır.
Ismarlama Hac Kabul Olunmaz:
ANAFİKİR : Kişi, bizzat yapması gereken işleri başkalarına yaptırmamalı.
Giriştiğimiz işlerin hepsini bizzat bizim yürütmemiz her zaman mümkün olmaz. Olsa bile bizim çok yorulmamıza, sağlığımızı yitirmemize neden olur. Böyle olumsuz sonuçlara yol açmamak için, bazı işlerimizi başkalarına yaptırmamız gerekebilir. Ancak böyle bir durumla karşı karşıya kalınca, hangi işleri başkalarına yaptıracağımızı, hangilerini bizzat bizim yapmamız gerektiğini iyice düşündükten sonra kararlaştırmalıyız. Öyle işlerimiz olur ki onları ancak biz yürütürsek, bir yarar elde edebiliriz. Başkaları ise bu gibi işlere verdiğimiz önemi bilmeyip, gereğince yürütmeyebilirler.
