Dinlemek İle İlgili Atasözleri Deyimler Anlamları Açıklamaları, Dinleme Konulu

0
Advertisement

İçinde dinlemek, dinlemenin önemi geçen atasözleri, deyimler nelerdir, bu atasözleri ve deyimlerin anlamları. Dinlemek hakkında atasözleri, deyimler ve açıklamaları.

Dinlemek İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

Arka resim kaynak: pixabay.com

Dinlemek İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları

ATASÖZLERİ

  • * az söyle çok dinle:
    kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir.
  • * bir dokun bin ah işit (dinle) (kâseifağfurdan):
    insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter.
  • * bir söyle on dinle:
    az konuşup çok dinlemek yararlı olur.
  • * gönül ferman dinlemez:
    gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
  • * hocanın dediğini yap (söylediğini dinle), yaptığını yapma:
    öğreten kimseler doğruyu bilirler ama çoğu zaman bunu kendileri yapmazlar.
  • * iki dinle bir söyle:
    çok konuşmak doğru değildir.
  • * kendi söyler kendi dinler:
    ne söylediği anlaşılmaz, söylediği şeylere önem verilmez.
  • * kös dinleyen, davula kulak vermez:
    başından büyük olaylar geçmiş kişi küçük dertleri sorun etmez.
  • * tatlı söz dinletir, tatsız söz esnetir:
    güzel bir konuşmayı dinlemeyi herkes sever, sıkıcı bir konuşma dinlemek zorunda kalanlar, sıkıldıklarını belli etmekten kendilerini alamazlar.
  • * ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır:
    büyüklerin verdiği her öğüt yaşadıkları veya tanık oldukları bir olaya dayanır, bir büyüğün kulak ardı ettiğimiz sözünün önemini, başımız derde girip sızlanmaya başladığımız zaman anlarız.
  • * sakalım yok ki sözüm dinlensin:
    ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir.
  • * söyleyenden dinleyen arif gerek:
    kapalı konuşan bir kişinin ne demek istediğini ancak o konudan haberdar olan kişi anlar.
İki Dinle Bir Söyle:

ANAFİKİR : Çok dinlemek çok konuşmaktan daha yararlıdır.

Başkasıyla iyi anlaşmak için, onların düşüncelerim iyi tanımamız gerekir. Bu da söylenenleri iyi dinlemekle sağlanabilir. Yeterince dinlemeden konuşmaya kalkanlar, büyük yanılgılara düşebilirler. Sözleri yanlışlıklarla dolu olur. Ama az konuşup çok dinleyen, hem bilmediği çok şeyleri öğrenir, hem de iyi dinlediği için ona saygı duyulur; o konuştuğu zaman, sözleri daha dikkatlice dinlenir. Çok konuşmak marifet değil, değerli olan az konuşup çok dinlemektir.

Ulu Sözü Dinlemeyen Uluyakalır:

ANAFİKİR: Büyük sözü dinlemeyen kişinin başına türlü felaketler gelir.

Yaşça büyük olan yakınlar, zaman zaman, gençlere edindikleri deneyimlerin sonuçlarını değerlendirerek, çeşitli uyarılarda bulunurlar. Amaçları, zamanında kendilerinin yaptıkları bir hatayı çocuklarının yapmasını önlemek veya başkalarının başına gelen kötü bir durumun sevdikleri çocuklarının başına gelmemesini sağlamaktır. Çünkü onların karşılaşacakları kötü bir duruma onlarla birlikte kendileri de üzüleceklerdir. Bütün bunlara rağmen, bazı dikbaşlı çocuklar, büyüklerinim sözünü dinlemez, hatta onlarla alay etmeye kalkarlar. Böylelerinin başına mutlaka beklenen kötü durum gelir. Zamanında söz dinlemedikleri için pişman olurlar, ama yararı olmaz.

Gönül Ferman Dinlemez:

ANAFİKİR : Hiçbir güç, gönlü sevdiğinden vazgeçiremez.

Advertisement

Sevgi büyük bir güçtür. Seveni sevdiğinden ayırmak için kimsenin gücü yetmez. Baskı ile kişiyi sevdiğinden ayırmaya çalışmak boşunadır. Böylesine güçlü bir duyguyu olduğu gibi kabullenmek, sevenleri saygı ile karşılamak gerekir. Çünkü en güzel şeyler sevgi tohumuyla boy vermişlerdir. Sevgi yaşamın ana kaynağıdır. Kişileri sevgiden yoksun bırakmak demek, onları insanlıklarından uzaklaştırmak demektir.

DEYİMLER

  • * anlayıp dinlemek:
    bir olayı iyice anlamak.
  • * başını dinlemek:
    kafasını dinlemek: “Robenson, akıllı Robenson’um / Ne imreniyorum sana bilsen / Göstersen adana giden yolu / Başımı dinlemek istiyorum” -C. S. Tarancı.
  • * cankulağı ile dinlemek:
    çok dikkatli dinlemek: “Atölyede duyduğum kelimeleri, cümleleri cankulağı ile dinliyor, bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum.” -B. R. Eyuboğlu.
  • * ferman dinlememek:
    yasa, kural, yol yöntem tanımamak.
  • * kafa (kafasını) dinlendirmek:
    tasa veya zihni yoran sorunlardan kendini uzaklaştırmak: “Kırmak da istemiyorum zavallı garibancığı, ama ben de buraya kafamı dinlendirmeye geldim.” -M. İzgü.
  • * kafa (kafayı veya kafasını) dinlemek:
    1) zihni yoran sorunlardan uzak kalmak; 2) sessiz, sakin kalmak: “Bir dakika kafamı dinleyip başka şeylerden bahsetmek ihtiyacı duyduğum zaman…” -S. F. Abasıyanık.
  • * kendini dinlemek:
    1) hastalık kuruntusu içinde bulunmak; 2) yalnız, sakin kalmak.
  • * koyun kaval dinler gibi dinlemek:
    hiçbir şey anlamadan dinlemek: “Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk’ı okuyor, hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı.” -A. H. Çelebi.
  • * kös dinlemek:
    türlü olaylar yaşadığı için bilgi ve deneyim sahibi olarak benzer veya daha basit olaylar karşısında aldırış etmemek: “Politikacılar onun olumlu isteklerini kös dinler mi, dinlemezler mi o zaman görürüz.” -H. Taner.
  • * laf dinlemek:
    söz dinlemek.
  • * yarım kulak dinlemek:
    umursamadan, önem vermeden dinlemek: “Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu.” -Ç. Altan.
  • * söz dinlemek (tutmak):
    söylenen bir sözü, verilen bir öğüdü benimsemek, davranışlarını bunlara uydurmak.
  • * lafı kıçından dinlemek:
    konuşulan konuyu ilgisiz, üstünkörü veya önem vermeden dinlemek.
  • * kulak asmamak:
    dinlememek
  • * kulak kesilmek:
    pür dikkat dinlemek
  • * kulak misafiri olmak:
    istemeden dinlemek


Yorum yapılmamış

  1. siteniz çok güzel sitenizle bana yardım ettiniz çok teşekkürler sitenizi beğendim…….çok güzel

Leave A Reply