Dış İskelet Nedir? Dış İskeleti Olan Hayvanlar Özellikleri ve Görevleri

0
Advertisement

Dış iskelet nedir, özellikleri nelerdir? Dış iskelet hangi canlılarda bulunur, görevleri nedir, dış iskelet hakkında bilgi.

DIŞ İSKELET

Bir hindi yediğiniz zaman etlerini (kaslarını) kemiklerin dış tarafından sıyırırsınız. Fakat bir yengeç veya ıstakoz için evvelâ dış kabuğunu açmak ve ondan sonra içindeki eti almak gerekir. Hindinin kemikleri, dış tarafta bulunan etlerin bağlı bulunduğu bir iç iskeleti teşkil eder. Yengecin kabuğu ise, içinde bulunan etlerin bağlandığı bir iskelettir. Salyangozların, midyelerin ve yumuşakçalardan en çoğunun bir dış iskelet teşkil eden kabukları vardır. Diğer birçok hayvanların da, vücutlarının tamamını veya bir kısmını kaplayan bir dış örtüleri bulunur -balıkların ve sürüngenlerin pulları, deniz ve kara kaplumbağalarının kabukları, kuşların tüyleri, memelilerin kılları gibi— fakat bunların hiç biri eklembacaklıların kabuğu kadar koruyucu değildir.

Eklembacaklıların pek çoğu karada yaşar; burada kabuğun bir diğer ödevi de, ortamın sağlayamadığı desteği temin etmektir (suda yaşayan hayvanların ağırlığı, su tarafından desteklenmektedir). Bir eklembacaklının kabuğu, zırhlı bir elbiseye benzer; şu bakımdan ki, onun gibi oynak yerleri vardır. Oynak yerlerde bulunan kasların dizilişi, dış iskeletin parçalarını birbirine göre oynatacak tarzdadır. Kabuk eklemleri bulunan bacakların üzerini de kaplamaktadır (arthropoda kelimesi eklembacaklılar anlamınadır).

Bacaklardaki bu eklemler, iç taraflarında bulunan kaslarla hareket eden manivelalar gibidir. Özellikle eklemlerinin bu hareket kabiliyeti sayesindedir ki arthropodlar bugün yeryüzünde büyük bir başarıyla yaşamaktadırlar. Karada yaşayan omurgasızlardan hiçbiri ve suda yaşayanlardan ancak baştanayaklılar (cephalopodlar) bu kadar serbest ve kolaylıkla hareket edebilmektedirler. Dış iskelet koruyucu, destekleyici ve eklemli olmasından dolayı serbest harekete elverişli durumlarından gayrı her iki yöne doğru da su geçirmez özelliktedir. Bu son durum, en çoğunu böceklerin teşkil ettiği, karada yaşayan eklembacaklılar için çok önemlidir; zira güneşin kurutucu etkisiyle iç dokularda bulunan suyun buharlaşarak kaybolmasını önler.

Eklembacaklıların kabuklarının bu çok önemli faydaları yanı sıra, elverişsiz olan bir tarafı da vardır; vücudun büyümesi için bir engel teşkil eder. Vücut kabuğa nazaran daha ziyade büyümektedir. Bu sebepten kabuğun zaman zaman atılıp değişmesi gerekir. Büyüme ancak yeniden meydana gelmiş olan kabuğun henüz yumuşak olduğu kısa zaman zarfında olur. Kabuk sertleştikten sonra, tekrar değişinceye kadar büyüme duraklar. Eklembacaklıların en çoğu hayatı müddetince birkaç defa kabuk değiştirir; bu sebepten büyümeleri bir seri büyüme sıçrayışları halindedir.

Advertisement
Kabuklular

Kabuğunu değiştirmekte olan bir eklembacaklı, çıplak olmasından ötürü, korunmadan yoksundur, aynı zamanda kaslarının desteği bulunmaması bakımından hareketleri’ de çok yavaştır. Kabuk değiştirme devreleri arasında, eklembacaklıların vücudunun sert dayanağını kaybetmiş olmalarından ötürü büyüklükleri de sınırlıdır; zira, örneğin bir memeli kadar büyük olsalardı, destekten yoksun olan vücutları kendi ağırlıkları tarafından ezilecekti.

Bir yengecin kabuğu, dış görünüşü bakımından böceklerinkine nazaran çok farklı gibidir, fakat hakikatte eklemabacaklıların eri çoğunda dış iskeletin yapısı birbirine çok benzer. Kabuğun üstünü örten ve boynuzsu sert olan kısma kutikula denir. Kutikula, altında bulunan ve epiderma adını alan ve hücrelerden yapılmış olan bir tabakadan meydana gelir.

Kutikülanın yapısını gösteren basitleştirilmiş bir diyagram (solda) bir eklembacaklı, (sağda) bir krustace kutikulası.

Kutikula başlıca iki kattan, içte bulunan ve epidermanın hemen dışında olan endokutikul ve en dışta bulunan epikutikuldan meydana gelmiştir. Endokutikul, kitin denilen bir maddeden oluşmuş pek çok ince tabakalardan meydana gelmiş olup, dayanıklı ve bükülebilir durumdadır. Kitinin dış tabakaları proteinlidir. Çoğu zaman dış kutikula (eksokutikul) denilen bu kısım koyu renkte ve serttir; halbuki epidermaya yakın olan tabakalar bükülebilir durumdadırlar. Epikutikul başlıca iki tabakadan, kutikulayı su geçirmez bir hale getiren ve dışta bulunan balmumlu bir tabaka ve çok sert olan proteinli bir iç tabakadan yapılmıştır. Su geçirmeyen bir dış tabaka, sert tabakalar ve bunların daha iç tarafında esnek tabakaların bir araya gelmesiyle kutikula, kendine has özelliğini kazanmış olur.

Kabuklularda (yengeç, istakoz ve benzerleri) endokutikulun dış kısımlarında kalsiyum tuzları birikmiştir. Eklembacaklıların zırhlı örtüsü her tarafta aynı kalınlıkta değildir. Bu zırh oynak yerlerde ince ve bükülebilir bölgelerle birbirine bağlanmış olan ayrı ayrı levhacıklardan (skleritler) meydana gelmiştir. Oynak yerlerde kutikula sert olmadığından iskelet kolaylıkla kıvrılabilir, bazen de eksokutikul hiç bulunmaz ve endokutikulanın ancak yumuşak olan iç kısmı vardır. Uçuşun sertlik ve bükülebilme özelliklerine dayandığı böceklerde, eksokutikul kanatları taşımakta olan vücut parçasında çok iyi gelişmiştir.

Kutikula, eklembacaklıların vücut ve bacaklarını örtmekle kalmaz, vücudun içine doğru da levhacıklar (apodemler) halinde uzantılar verir ki bunlar bazı kabuklularda (yengeç, İstakoz) çok gelişmiş olup endofragmal iskelet adını alır. Apodemler kasların bağlanacağı alanı genişletir, özellikle baş ve vücudun orta kısmına (toroks) bir iç destek ödevi görür, aynı zamanda Pazı iç organları destekler ve korur.

Advertisement


Leave A Reply