Dişlerin Yapıları ve Gelişimleri

0
Advertisement

Dişlerin yapısı nasıldır? Yetişkin insanlarda diş sayısı, süt dişlerin yerine gelen dişler, özellikleri, dişler hakkında bilgi.


Ergin bir insanın, normal olarak, otuz iki dişi vardır ve her bir çenede on altı diş bulunur. Üst çenenin her iki tarafında iki kesici, iki köpek, iki küçük azı ve üç azı dişi vardır. Durum alt çenede de aynıdır.

Dişlerin düzeni hayvanlarda beslenme tarzına ve aldığı besine çok bağlıdır. İnsanlar omnivor (yani her çeşit besini yiyen) bir hayvan olduğuna göre dişleri ne herbivor (otyiyen) hayvanların öğütücü dişleri ve ne de karnivor (etyiyen) hayvanların parçalayıcı dişleri gibi özellikler göstermez. Kesici dişler (ön dişler) memelilerin en çoğunda keski şeklinde olup ısırmaya ve kesmeye yarar. Köpekdişleri etyiyen av hayvanlarında çok iyi gelişmiş olup yaralama ve parçalamaya elverişlidirler. İnsanlarda bu diş küçük olup bir kesici diş ödevi görür. Birçok otyiyen hayvanlarda bu diş kaybolmuştur İnsanlardaki küçük ve büyük azı dişleri öğütmeye ve çiğnemeye yararlar. Bu dişlerin üst yüzeyinde üçgen veya koni biçiminde çıkıntılar bulunur ve bu çıkıntılar çene kapandığı zaman diğer çenede bulunan girintilerle tam olarak karşılaşırlar. Çiğneme hareketleri, bu suretle, dişlerin bir değirmen taşı gibi besini öğütmesini sağlar.

Dişlerimiz yapacakları işe göre şekillenmiş olduğu halde, yapılan belli bir kalıba göre yapılmıştır. Dişetlerinin üstünde bulunan kısım, dişin taç kısmını teşkil eder. Dişetinin içinde bulunan ve çene kemiğine gömülmüş bir torba içinde kök bulunur. Dışın gövdesi kemiğe benzer sert bir maddeden (dentin) yapılmıştır. Bunun içinde kan damarları ve sinirler bulunan bir boşluk (özboşluğu) vardır Bu damarların ve sinirlerin kolları, protoplazma iplikçikleriyle birlikte, dentinin İçinde yayılmış bulunan ince kanallara girerler. Dentin çürüme sonucu veya dişçinin delgisiyle zedelendiği zaman buradaki sinirler uyarılarak acı duyarız. Dişlerin taç kısmının üzeri farklı kalınlıklarda bir mine tabakasıyla örtülüdür. Mine hemen hemen araları kalsiyum fosfatla doldurulmuş apatit kristallerinden yapılmıştır. Apatit kristalleri kalsiyum fosfatla kalsiyum fluorit veya kalsiyum kloritten meydana gelmiştir. Kalsiyum fosfat dişe sertliğini veren başlıca maddedir. Mine tabakasının kristalleri uzun olup hepsinin uçları yukarıya doğru, mine tabakasının yüzeyine gelmek üzere dizilmişlerdir. Kökün etrafında mine yerine seman bulunur. Bu, kemiğe benzer bir madde olup dişi çenenin kök çukuruna iyice bağlar. Ancak seman tabakası arasında, dişetleri ve öz-çukuruyla ilişiği bulunan bir doku tabakası, diş çevri zarı (peridont) bulunur. Kesici ve köpek dişlerinde bir tek kök, ön azılarda iki ve büyük azılarda üç kök bulunur.

Ergin bir insanda otuz iki diş bulunduğunu söylemiştik, fakat bir çocukta, yaklaşık olarak altı yaşına kadar ancak yirmi diş vardır. Bunlar süt dişleri olup ard arda dökülerek altı yaşından sonra yerlerine süreli dişler gelir. Süt dişleri takımında azı dişleri yoktur, küçük azı dişleri yerinde süt azı dişleri bulunur ve bu dişler azı dişleri gibi öğütme işini görürler. İlk süt dişleri kesici dişler olup, normal olarak doğumdan sekiz-on ay sonra çıkarlar. Bütün süt dişlerinin tamamlanması iki yaşını bulur. İlk süreli dişler yaklaşık olarak altı yaşında çıkarlar. Bunlar ön azı dişleridir. Bundan sonra süt dişlerinin yerine alt taraflarından gelişen süreli dişler gelir. İlk olarak kesici dişler, sonra küçük azılar ve nihayet köpek dişleri değişir. Süreli köpek dişlerinin çıkması on bir yaşına doğrudur, ikinci azı dişleri yaklaşık olarak on iki yaşında ve üçüncü azılar (akıl dişleri) ancak on sekiz yaşında veya daha sonra çıkarlar.

Dişler kemiğe benzer sert bir maddeden yapılmış olmalarına rağmen, köpekbalıkları ve yakınlarının plakoit pullarına benzer bir tarzda, çeşitli deri dokularından türevlenmektedirler. Gerek plakoit pulların ve gerek dişlerin ilksel balıkların vücudunu kaplayan kemik levhalardan türevlenmiş oldukları hemen kesin gibidir. Plakoit pullarda da tıpkı dişlerde olduğu gibi, etrafı dentin ve mineyle çevrilmiş bir özçukuru bulunur ve bu pullar elasmobranchiatların ağızlarında, az değişmiş bir şekilde olmakla beraber, diş vazifesi görürler.

Advertisement

Dişlerin deriden türevlenmiş olduğunun daha kesin bir delili de diş etlerinde gelişmelerini incelemekle elde edilir. İnsan dişleri şu tarzda meydana gelmektedir: Genç embriyoda deri, ileride çene kemiklerinin meydana geleceği yerde kalınlaşır (diş safhası). Bunun kenarında tomurcuğa benzer çıkıntılar oluşur. Bunlar başlangıçta her bir çenede on tane olup, ilk dişlerin tomurcuklarıdır.

Bu kalınlaşma daha sonra süt dişleri tomurcuklarından öteye doğru ilerler ve yavaş yavaş sureli dişlerin tomurcuklarını meydana getirmeye başlar. Embriyo yaklaşık olarak üç aylık olduğu zaman diş safhası, süt dişlerinin altında da süreli dişlerin tomurcuklarını oluşturmaya başlar. Süreli dişlerin tomurcukları da süt dişleri tomurcukları gibi gelişir, ancak gelişme daha yavaş olur.

Diş tomurcuklarının epitel dokusu içeriye doğru büyür ve içinde birçok hücrelerin bulunduğu çan şeklini alır (mine düğümü). Bu düğümün alt tarafında bağ dokunun hücreleri sıkışık bir durum alarak diş cisminin başlangıcı olan diş papilini meydana getirirler.

Papilin hücreleri büyür, çoğalır ve mine düğümünün altından sürerek basit bir diş şekli yapısı teşkil ederler. Mine düğümünün hücreleri büyür mine oluşturmaya başlar, aynı zamanda papilin bazı hücreleri de dentin oluşmaya başlarlar. Gerektiği gibi sert ve içinde kalsiyum ve diğer mineraller bulunan bir maddenin meydana gelebilmesi için kanın içinde tuzların ve vitaminlerin (özellikle D vitamininin) bulunmasına ihtiyaç vardır. Sert madde 20. haftada, artık çene kemiklerinin gelişmekte olan dişleri kavrayacak bir kap şeklini almasından sonra, meydana gelmeye başlar. Dişin taç kısmının meydana gelmesine kadar daha çok dentin ve mine oluşur. Gereken zaman dişin çeşidine göre farklıdır, fakat taç kısmı tamamlandıktan sonra, köklerin gelişmesile diş, dişetini yararak meydana çıkar. Kök, etrafını sararak büyümüş olan çene kemiği tarafından tamamen çevrilinceye kadar, bir müddet daha büyümeye devam eder. Kök büyümeye başlayınca papil dokusu tarafından seman oluşmaya başlar. Kök tamamen teşekkül ettikten sonra özboşluğu kapanır ve bundan böyle besin iletimi çok az olur, bu sebeple kökün büyümesi durmuş olur, fakat dokular ancak yaşama imkanı bulabilirler.

Süreli dişler sütdişlerinin alt tarafında çok yavaş olarak gelişmeye devam ederler. Süreli bir dişin taç kısmı tamamen teşekkül ettikten sonra kök kısmı büyümeye başlar. Bu durum sütdişlerinin alt kısmında gittikçe çoğalan bir basınç yaratır. Bunun sonucu olarak diş çevresi zarı ve seman, hatta sütdişlerinin köklerinin bir kısmı enzimler tarafından parçalanır ve birtakım özel hücreler, hemen hemen amibin beslenme tarzında görüldüğü tarzda, maddeleri soğururlar. Seman ve zar yok olduktan sonra, dişle çene kemiği arasında artık sıkı bir bağlantı kalmaz, diş gevşer ve nihayet düşer. Sütdişinin düşmesiyle yol açılmış ve şimdi hızla büyümeye başlayan süreli diş, dişetinin üstüne çıkarak ergin insanın süreli dişleri arasındaki yerini almış olur. Süreli diş belirli büyüklüğünü aldıktan ve diştorbası içinde iyice verileştikten sonra, tıpkı sütdişlerinde olduğu gibi, bunun da özboşluğu kapanır ve sonuç olarak dişin büyümesi durur. Dişeti lifli bir dokudan yapılmış sıkı bir kitle olup çene kemiklerine bağlıdır. Diştorbasının diş çevresi zarıyla devam eder ve taşımakta olduğu bol kanla bu zara besin ve oksijen sağlar. Diğer memelilerde ve az uygar olan ırkların bazılarında dişler, ömür boyunca sağlam kalırlar, fakat uygar olan memleket insanlarında diş hastalıkları gittikçe çoğalmakta ve çok defa dişler çekilerek yerine takma dişler konulmaktadır.

Advertisement


Leave A Reply