Dîvân ı Hümâyun Üyeleri ve Görevleri Nelerdir? Divanı Hümayun Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Divanı Hümayun ne iş yapar, kimler üyeleridir? Divanı Hümayun’un üyelerinin görevleri, çalışma şekli hakkında bilgi.

Dîvân-ı Hümâyun Üyeleri ve Görevleri

Divanı Hümayun Üyeleri ve Görevleri

Divanı Hümayun Üyeleri ve Görevleri
Divanı Hümayun

  • • Divan, Osmanlı merkez teşkilatının en önemli organı olup ilk kez Orhan Gazi devrinde kurulmuştur.
  • • Divan’da ülke meseleleri görüşülür ve karara bağlanırdı. Farklı inançtan olan herkese açık olan divan’da son sözü söyleme yetkisi padişaha aittir.
  • • Bu durum şunu gösteriyor ki, divan bir karar organı olmaktan ziyade padişahın danışma organıdır.

Divan toplantıları Kubbealtı adı verilen yerde yapılırdı ve Fatih devrine kadar başkanı bizzat padişahtı. Fatih Sultan Mehmet divan üyelerinin görüşlerini daha rahat söyleyebilmesi için divan başkanlığını sadrazama bırakmış ve kendisi de perde arkasından (pes-i perde) görüşmeleri takip etmiştir.

Bu uygulama sadrazamlık makamının önemini artırmıştır.
• Divan teşkilatı işleyiş olarak bugünkü Bakanlar Kuruluna benzer. Yalnız divanda önemli davalara da bakıldığından yani bir mahkeme gibi çalıştığından bu yönü ile bakanlar kurulundan ayrılır.

• Padişahın divan başkanlığını sadrazama bırakmasıyla birlikte divan üyeleri aldıkları kararları arz odasında padişahın onayına sunardı.

Divan üyelerini ve görevlerini şu şekilde sıralamak mümkündür.

Advertisement

Padişah

  • • Kuruluş dönemi boyunca divanın tabi başkanı idi.
  • • Fatih’ten itibaren divan başkalığını sadrazama bırakmış ve toplantıları perde arkasında izlemeye başlamıştır.

Sadrazam (Vezir-i azam)

  • • Padişahın yardımcısı ve mutlak vekili olup padişahın mührünü taşırdı.
  • • Padişahın katılmadığı zamanlarda “serdar-ı ek-rem” ünvanı ile orduya komutanlık etmiştir.
  • • Fatih’ten itibaren divan başkanlığı görevini üstlenmiş ve önemi daha da artmıştır.
  • • Sadrazam olabilmenin şartı Türkçe bilmek ve Müslüman olmaktı.
  • • Kuruluş yıllarında daha çok Türk kökenli kişiler bu makama gelirken Fatih devrinden itibaren devşirme kökenli kişiler sadrazam olmaya başlamışlardır.
  • • Sadrazam konaklarına “Paşa kapısı” veya “Babıali” adı verilir.
  • • Bazen ikinci derecedeki devlet meseleleri bizzat sadrazamın konağında görüşülürdü. Bu görüşmenin yapıldığı divana ise ikindi divanı adı verilirdi.

Kubbealtı Vezirleri

  • • Devlet yönetiminde sadrazama yardımcı olurlardı.
  • • Vezir sayısı önceleri sadece bir iken Kanuni devrinde bu sayı yediye kadar çıkmıştır.
  • • Bir kişinin vezir olabilmesi için beylerbeyi, sancakbeyi gibi görevlerde bulunması gerekiyordu.

Kazasker

  • • Askeri sınıfa ait şer’i ve örfi davalara bakardı. Önceleri bir tane iken sonraları Anadolu ve Rumeli kazaskeri olmak üzere sayıları ikiye çıkmıştır.
  • • İlk kazaskerlik makamı I. Murat devrinde kurulmuştur (1362).
  • • Kazaskerlik için Türk soyundan olma şartı aranıyordu.
  • • Kazaskerler kadı ve müderrislerin atama ve görevden alma işine de bakıyorlardı.

Defterdar

  • • Devletin her türlü mali işlerinden sorumlu olan kişidir.
  • Defterdar bütçeyi hazırlayıp padişaha sunardı.
  • • Anadolu ve Rumeli defterdarı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Rumeli kıdem bakımından üstündü.

Nişancı

  • • Padişahın yazmış olduğu ferman ve beratlara tuğrasını çekerdi.
  • • Fethedilen arazileri yazar, gelirlerine göre ayırır ve dağıtımını yapardı (Tapu, kadastro işleri)
  • • Reisülküttap, nişancıya bağlı olarak çalışan katiplerdendi ve 17. yüzyıldan itibaren dışişlerinden sorumlu olmuştur.

Kaptan-ı Derya

  • • Donanmanın başkomutanı idi.
  • • 16. yüzyıldan itibaren önemi artmış ve vezir rütbesi almışlardı.
  • • Vezir rütbesi aldıktan sonra İstanbul’da divan toplantılarına katılmıştır.

Şeyhülislam (Müftü)

  • • Divanın daimi üyesi değildi. Görüşü alınmak üzere divan toplantılarına katılırdı.
  • • Divanda alınan kararların İslam dinine uygun olup olmadığına karar verirdi.
    Şeyhülislamın verdiği kararlara fetva denir. Şeyhülislamlık makamının etkili olması Osmanlı Devleti’nin teokratik bir yapıya sahip olduğunu gösterir.
  • • İlk Osmanlı Şeyhülislamı II. Murat döneminde yaşayan ve Fatih Sultan Mehmet’in de hocası olan Molla Fenari’dir.
  • • Şeyhülislamlar Kanuni devrinde sadrazamla eşit duruma gelmiştir.

Yeniçeri Ağası

  • • Divanın tabii üyesi olmayıp, divanda alınan kararları yeniçerilere bildirirdi.
  • • Divanda yeniçeriler ile ilgili bir karar alınacağı zaman görüşüne başvurmak üzere toplantıya çağrılırdı.

Reis-ül Küttab

  • • Onaltıncı yüzyılda Divanın tabii üyesi olmuştur. Yazışmaları yapardı.
  • • 17. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin yabancı devletlerle ilişkileri artınca Reis’ül Küttab dışişleri görevine getirilmiştir.

Rumeli Beylerbeyi

  • • Merkez Manastırdır. Anadolu Beylerbeyliğinden rütbece üstündür. Ülkenin yönetiminin kolaylaşması için I. Murat döneminde ihdas edilmiştir.
  • • Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi önceleri Ankara daha sonra Kütahya olmuştur.

****Divan Teşkilatı II. Mahmut döneminde kaldırılmıştır. Yerine Avrupa-i tarz bakanlıklar (nazırlıklar) kurulmuştur.

Divan Teşkilatında Yapılan Değişiklikler

  • *19. yüzyılda Divan-ı Hümayun kaldırılarak yerine Babıali kuruldu.
  • *Sadrazamlık makamı yerini Başvekil’e bıraktı (1826).
  • *Divan üyeleri yerine nezaretler (bakanlıklar) kurulmuştur.
  • *Veziriazamın yardımcısı olan Sadaret Kethüdası – yerine Dahiliye Nezareti, Reisülküttablık yerine 5 Hariciye Nezareti kuruldu.
  • *Darphane hazinesi yerine Maliye Nezareti kuruldu. Ayrıca Evkaf (Vakıf) ve Ticaret Nezaretleri kurulmuştur.
  • *II. Mahmut döneminde farklı meclis ve komisyonlar kurulmuştur.
  • *Tanzimat döneminde ise okullar için Maarif Nezareti, imar faaliyetleri için Nafia Nezareti ve ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için Seraskerlik (Savunma Bakanlığı) makamı oluşturulmuştur.
  • *Tanzimat döneminde ise Meclis-i Al-i Tanzimat, Şuray-ı Devlet ve Divan-ı Adliye gibi meclisler kurulmuştur.

Divanı Hümayun Hakkında Bilgi

Günümüzdeki Bakanlar Kurulu’na benzer özellikleri olan ‘ Divan Kurulu, önemli siyasi, idari, adli, askeri ve mali her türlü şikayet ve davalara bakardı. Osmanlılarda Divan, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı yerdir.

Bugünkü Bakanlar Kurulu niteliğindeki Divan Kurulu günümüzdeki Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay’ın görevlerini de yerine getirmekteydi. Devletin birinci derecedeki siyasi, idari, adli, askeri, örfi ve mali bütün işleri burada görüşülür ve karara bağlanırdı.

Osmanlı Devleti’nde Divan Kurulu’nun başlıca görevleri şunlardı:

  • ✓ Devlete karşı olan hareketlerin yok edilmesi, ve sorumlularının cezalandırılması,
  • ✓ Nüfus hareketlerinin kontrol altında tutulması
  • ✓ Osmanlı egemenliğindeki Gayrimüslim ülkelerde Osmanlı hukukunun uygulanması
  • ✓ Padişahın ferman ve buyruklarının dışında genel konularda kanun hazırlanması
  • ✓ Kadı ve naiplerin çalışmalarının genel denetiminin yapılması,
  • ✓ Üst mahkeme görevi yapılması ve yargıda düzeltme (temyiz) yapılması
  • ✓ Vakıf, eğitim ve tüm idari hizmetlerin denetiminin yapılması, buralara görevliler atanması, yeni fethedilen bölgelerin resmi defterlere işlenmesi,
  • ✓ Olağanüstü durumların yaşandığı dönemlerde önlemler alınması
  • ✓ Gerekli görülen bölgelerde yönetim birimlerinin ve mahkemelerin kurulması
  • ✓ Para bastırılması, hazineden para çıkarılması ve vergi işlerinin düzenlenmesi

Divan, her din ve milletten halka açıktı. Herkes Divan’a doğrudan şikayette bulunabiliyordu.

Osmanlı Devleti’nde Divan Kurulu, Orhan Bey döneminde Türkiye Selçuklularının Divan’ı örnek alınarak kurulmuştur. Kuruluş Dönemi’nde, padişahın başkanlığında toplanan Divan Kurulu bir karar alma organı olmuştur. Fatih döneminden itibaren Divan üyelerinin görüşlerini daha rahat söyleyebilmeleri için padişahlar Divan toplantılarına katılmamışlardır. Bu dönemden itibaren sadrazamların devlet işleyişindeki yetkileri artırılmış ve Divan başkanlığına sadrazamlar getirilmiştir. Divanda alınan kararlar sadrazam tarafından padişaha sunulduktan sonra uygun görülürse uygulanırdı. Böylece Divan Kurulu bir danışma kurulu haline gelmiştir.

Advertisement

Divan Kurulu’nun günümüzdeki Bakanlar Kurulu’ndan farklı olan özelliği; üyelerinin halk tarafından seçilmemiş olması ve yargı yetkisini kullanmasıydı. Divan Kurulu; 19. yüzyılda II. Mahmut tarafından kaldırılarak yerine Avrupa tarzında nazırlıklar (bakanlıklar) kurulmuştur.


Leave A Reply