Advertisement
İçinde ve anlamında doğruluk, doğru olmak geçen atasözleri, deyimler ve anlamları. Doğruluk hakkında atasözleri deyimler ve açıklamaları.
Doğruluk İle İlgili Atasözleri – Deyimler
ATASÖZLERİ
- ***baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar
yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez. - ***doğru bilinmeyince eğri bilinmez
doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir. - ***doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz. - ***doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek
doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır. - ***doğru söyleyenin tepesi delik olur
sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen kişi çok düşman kazanır. - ***doğru söz acıdır
eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir. - ***doğru söz yemin istemez
sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur. - ***doğruluk minarede kalmış onun da içi eğri
doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir. - ***doğrunun yardımcısı Allah’tır
işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Tanrı her zaman yardım eder. - ***eğri oturup doğru konuşalım
birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz. - ***eğriye eğri doğruya doğru
gerçek neyse aynen belirtilmelidir. - ***herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez
herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz. - ***minare de doğru, ama içi eğri
doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir. - ***tutulmayan uğru, beyden doğru
suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
DEYİMLER
- ***belini doğrultmak
yeniden durumunu düzeltmek: Belini biraz doğrultmuş, borçlarını ödemiş, daha rahat bir yaşam düzeyine erişmişti. -M. Mungan. - ***burnunun dikine (doğrusuna) gitmek
öğüt dinlemeyerek kendi bildiği gibi davranmak: Soruların yanıtlarını buldum mu ne gezer ama nedense aptal kafam burnunun dikine gitmeyi sürdürdü. -A. Ümit. - ***doğru bildiği yoldan ayrılmamak (şaşmamak)
her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak: Bunları asla yapmayacağımı biliyorsun, su testisi su yolunda kırılır; ben doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım -H. Topuz. - ***doğru bulmak
uygun görmek, onamak: Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz? - ***doğru çıkmak
gerçek olduğu anlaşılmak: Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım. -A. Ağaoğlu. - ***doğru doğru dosdoğru
en doğrusu şudur ki anlamında kullanılan bir söz: doğru doğru dosdoğru, bu işi yapan odur. - ***doğru durmak
1) dik durmak; 2) uslu durmak. - ***doğru oturmak
uslu oturmak. - ***dumanı doğru çıksın
iyi ve güzel olmasa bile yönteme uygun olsun anlamında kullanılan bir söz. - ***dünyalığı doğrultmak
yaşamı süresince yetecek parayı kazanmak. - ***eğri gemi doğru sefer
kullanılan araç yetersiz ancak yapılan iş isteğe uygun anlamında kullanılan bir söz. - ***eğrisi doğrusuna gelmek
olmayacak gibi görünen bir iş, bir girişim, rastlantı sonucu olumlu bitmek. - ***eline eteğine doğru
her türlü kötülükten uzak olan, dürüst. - ***geçimini doğrultmak
geçinmek için yeteri kadar para kazanmak: Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı. -S. Ayverdi. - ***iyi iş (doğrusu)
tkz. beğenilmeyen bir olay, bir durum karşısında şaşkınlığı anlatan bir söz. - ***sermayeyi doğrultmak
ticaret için ortaya konan anaparayı batırmadan işletmek ve para kazanmak:Köyden kopup, yabancı işçi olup, beş altı yılda sermayeyi doğrultup, yurtta özel teşebbüsçü bir yarım yamalak kapitalist olma özlemi görülüyor çoğunda. -H. Taner.
2 yorum
anlamları nerde
What