Dominik Cumhuriyeti Nerededir? Özellikleri, Konumu, İklimi, Ekonomisi, Ülkeler Rehberi

0
Advertisement

Dominik Cumhuriyeti ile ilgili bilgi, başkenti, yönetim biçimi, ekonomisi, haritası, bayrağı, komşuları, coğrafi konumu, tarihi hakkında bilgi.

Dominik Cumhuriyeti bayrağı

Kaynak: pixabay.com

Dominik Cumhuriyeti

  • Yüzölçümü: 48.734 km2.
  • Başkenti: Santo Domingo de Guzman.
  • Dil: İspanyolca.
  • Din: Hıristiyan (Katolik % 90), Protestan, Musevi, Budist.
  • Para birimi: 1 Dominikan pesosu= 100 centavos.
  • Başlıca kentleri: Santiago de Los Ca Balleros, La Romana, San Pedro de Macoris, La Vega, Barahona.

Dominik Cumhuriyeti Orta Amerika’da bir devlettir. Dominik Cumhuriyeti, Büyük Antiller’de Hispaniola Adası’nın orta ve doğu bölümlerini içerir. Karaibler’in, Küba’dan sonra ikinci büyük devleti olan ülke; batıdan Hispaniola Adası’nı paylaştığı Haiti, kuzeyden Atlas Okyanusu, güneyden Karaib Denizi, doğudan Mona Boğazı ile çevrilidir.

Yüzey Şekilleri:

Kuzeydoğu-güneydoğu doğrultusunda uzanan birbiriyle bağlantılı dört sıradağ, ülkenin başlıca yüzey şekillerini oluşturur. Önemli ırmaklar, bu dağlar arasındaki çöküntüler içinde yer alır. Volkanik kayalardan oluşan Orta Cordillera adanın omurgası sayılır. Antiller’in en yüksek noktası olan Pico Duarde (3.175 m), Orta Cordillera üzerindedir. Güneybatıda Cul de Sac Çöküntüsü ile birbirlerinden ayrılan Sierra de Neiba ve Sierra de Bahoruca sıradağları uzanır. Bu çöküntü havasındaki zengin bir tuz yatağı olan Ehriquillo Gölü (520 km2) deniz düzeyinden 45 m aşağıdadır. Orta Cordillera ile güneybatıdaki sıradağlar arasında uzanan Cibao Çöküntüsü, geniş bir tektonik çukurluktur. Ülkenin iki önemli ırmağı, Yaque del Norte (400 km) ve Luna (380 km) bu çukurluğu akaçlar. Atlas Okyanusu kıyısı boyunca MonteCristi ile Samana Yarımadası arasında uzanan Kuzey Sıradağı, aynı zamanda ortaya çıkmış az kıvrıntılı oluşumdur.

Dominik Cumhuriyeti

Kaynak: pixabay.com

İklimi:

17.-20. enlemler arasında, yengeç dönencesinin güneyinde yer alan ülke, genelde tropikal deniz ikliminin etkisindedir.

Vadilerde, kıyı ovalarında ortalama sıcaklık 24°-27° C’dir. Yükselti arttıkça sıcaklık düşer. 1.500 m’nin üzerine çıkıldığında don olaylarına, kar yağışına sık sık rastlanır. Günlük ve yıllık sıcaklık ortalamalarının büyük bir değişiklik göstermediği adada, Atlas Okyanusu’ndan esen alizeler, iklimi yumuşatır.

En yağışlı dönem mayıs-kasım ayları arasındadır. Kuzey ve doğuda Atlas Okyanusu kıyılarında yıllık yağış tutarı 2.500 mm’ nin üzerine çıkarken, bu oran Orta Cordillera ile Sierra de Neiba arasında 1.000 mm’ye, Enriquillo Çöküntüsü’nde 500 mm’ye düşer. Öteki Antil ülkelerinde olduğu gibi ülke, kasırga kuşağı üzerinde yeraldığından, özellikle ağustos-eylül ayları arasında bu tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadır.

Advertisement

Bitki Örtüsü ve Hayvanlar:

Adanın dağlık yapısından kaynaklanan çeşitli yükseltiler, zengin bitki türleriyle kaplıdır. Yarı kurak Cul de Sac’ta kaktüsler, çalılık ve fundalıklar; nemli ve düşük yükseltili bölgelerde maun, abanoz, bakkam ağacı ormanları; yükseklerde parazitler, eğreltiler; kumluk topraklarda çamlıklar ve az nemli kesimlerde savanlara rastlanır. Ülke, kemirgenler, sürüngenler, papağan, pelikan ve flamingo gibi kuş türleri yönünden zengindir.

Toplumsal Yapısı Ve Ekonomisi:

18. yüzyıl sonunda nüfusun büyük bölümü Avrupa kökenliyken, günümüzde Mulatlar (% 60) çoğunluktadır. Bu durum, İspanyolların soyundan gelenlerle Afrikalı Zenci kölelerin soyundan gelenlerin karışması sonucu ortaya çıkmıştır. Nüfusun % 28’ini Beyazlar, % 11’ini Zenciler oluşturur. Zenciler, Haiti sınırında ve güneyde şekerkamışı yetiştirilen bölgelerde yoğunlaşmışlardır. Ekonomik güç, genelde Beyazların elindedir.

Dominik Cumhuriyeti

Kaynak: pixabay.com

Din:

Din özgürlüğü, anayasal güvence altındadır. Kilise kayıtlarına göre nüfusun % 90’ı Katolik, geriye kalanı Protestan, Musevi ve Budisttir. Uzak bölgelerde ve Haiti sınırında doğal Afrika dinlerine bağlı olanlara da rastlanır. Katolik Kilisesi’nin gücüne karşın, etkinliği, İspanyol kültürünün etkisindeki öteki ülkelere oranla zayıftır.

Dil:

Halkın yaklaşık % 99’u resmi dil olan İspanyolcayı konuşur. Fransızca, çoğunluğu Haiti’den gelen ve şekerkamışı işletmelerinde çalışan yabancılar arasında konuşulur. Ancak, yerli halk, göçmenlerin yabancı dil konuşmalarını hoş karşılamaz.

Ekonomisi:

En büyük tarım bölgesi, kuzeyde Cibao Vadisi’dir. En önemli ürün, yıllık üretimi yaklaşık 10 milyon ton olan şekerkamışıdır. Yıllık 400 bin tonla ikinci ürünü oluşturan pirinci, kahve, kakao, manyok, domates, mısır, muz, tütün, portakal, avokado ve mango izler. Ülke topraklarının %’ 30’unu tarım alanları, % 13’ünü ormanlar oluşturur.

Hayvancılık. Tarım ve orman alanlarının yanı sıra, otlaklar geniş yer kaplar (% 43). Toplam 5.1 milyon baş canlı hayvan varlığı vardır. Yılda 45 bin ton sığır eti, 15 bin ton domuz eti işlenirken, balık üretimi 14 bin tondur.

Advertisement

Endüstri. En önemli endüstri ürünü şekerdir. Ayrıca çimento, yapay gübre üretilir. Öteki endüstri dalları arasında bira, ispirto, sigara, mukavva ambalaj kutuları, pamuklu ve yapay ipek dokuma sayılabilir. Son yıllarda kimya endüstrisi de gelişme içindedir.

Doğal Kaynaklar. Ülkenin dört büyük yeraltı kaynağı boksit, altın, gümüş ve ferronikeldir. Cabo Rojo’da saptanan boksit rezervleri 20 milyon ton kadardır. Yıllık boksit üretimi 150 bin ton, ferronikel üretimi 55 bin ton, altın üretimi 11 ton, gümüş üretimi 41 tondur. Enerji dışalımına büyük boyutlarda döviz ödendiğinden, son yıllarda petrol aramalarına ağırlık verildi.

Tarihçesi

Dominik Cumhuriyeti; Kristof Kolomb 1492’de, Hispaniola’yı bulduğunda, ada, Aravakların egemenliği altındaydı. Yerlilerin ilkin yakınlık göstermelerine karşın, bir yıl sonra İspanyol göçmenlerle ikinci kez gelen K. Kolomb, adada bıraktığı adamlarını öldürülmüş buldu. Önce geçici bir barış yapıldıysa da altın ve gümüşe karşı aşırı bir tutku besleyen İspanyollar, özgürlüklerini ellerinden aldıkları yerlileri çalıştırmaya başladılar. Yaklaşık 50 yıl içinde adanın 100 bin kişilik nüfusu, ağır baskılar ve hastalıklar sonucu yok oldu. 1493’te, İspanyollar, adanın kuzey kıyısında İsabella’da (bugünkü Puerto Plata yakınları) ilk sömürgeyi kurdular. 1496’da, sömürgenin yerini güney kıyısında Santo Domingo Limanı aldı. Santo Domingo, İspanyolların Karaibler’de giriştikleri sömürgeleştirme eylemlerinin merkezi durumuna geldi.

1500’lerde hızla gelişen ada, İspanyolların ilgisinin Meksika ve Peru gibi yeni alanlara yönelmesi sonucu önemini yitirdi. Tortuga Adası’ndan gelen korsanların batıda kurdukları işletmeler 1664’te Fransız Antiller Şirketi’nin eline geçti.Pyswick Antlaşması (1697) ile, İspanya, adanın batısındaki 1/3’lük bölümü Fransa’ya bırakmak zorunda kaldı. 1700’lerde, sonradan Haiti adını alan Fransız sömürgesi Saint Dominque hızla gelişirken, İspanyol sömürgesi zayıfladı.Basel Antlaşması (1795) sonucu, İspanyollar ellerinde kalan öteki toprakları da Fransızlara bıraktılar. Fransız sömürgesinde güç kazanan Haitili Zenci General Pierre Dominique Toussaint L’Ouverture, 1801’de adanın tümünde denetimi ele geçirdi. Napolyon’un gönderdiği birlikler 1802 ‘de L’Ouverture’ü yenilgiye uğrattı. Fransız güçleri adanın doğusundaki denetimlerini sürdürdülerse de; 1804′ te, eski İspanyol sömürgesi Santo Domingo’yu da sınırları içine alan Haiti, bağımsızlığını kazandı. 1808-1809’da Kreol ayaklanması sonucu, İspanyollar sömürgelerini yeniden kazandılar. Ancak, 1821’de bu kez İspanyollara karşı ayaklanan Kreoller, Jose Nunez de Caceres öncülüğünde, Kolombiya’ dan destek alarak bağımsızlıklarını duyurdular.

Devlet, zayıf oluşu nedeniyle, 1822’de Haiti Ordusu tarafından ele geçirildi. Juan Pablo Duarte’nin önderliğinde başlatılan bir ayaklanma sonucu, eski İspanyol sömürgesi Haiti’den koparak Dominik Cumhuriyeti adıyla 1844’te bağımsız oldu. Bağımsızlık hareketi içinde ayrılık baş göstermesi üzerine, Juan Pablo Duarte ve öteki ileri gelen önderleri tutuklayan General Pedro Santana devlet başkanı oldu. Santana’nın başkanlığıyla birlikte, Dominik’de hükümet darbeleri ve diktatörlük yönetimleriyle günümüze kadar süregelen iç kargaşa dönemi başladı. Haiti’den gelen saldırı tehlikesi sürdüğünden, Dominik, 1844-1849 ve 1855’te silahlı savunmaya başvurmak zorunda kaldı. 1861’de, Başkan Pedro Santana, yönetimi yeniden üstlenmesi için İspanya’ya başvurdu. Gerilla savaşları sonunda, 1865’te,İspanyollar büyük bir yıkım yaratarak adadan ayrıldılar. Santana’dan sonra Beunevantura Baez başkan oldu. Baez’in, 1874’te devrilmesinden, 1882’de Ulises Heureaux’nun (1882-1899) başkan olmasına kadar geçen dönemde düzensizlikler birbirini izledi. 1916’da, ABD Başbakanı Wilson’ın buyruğuyla, Amerikan deniz piyadeleri, karşıt siyasal güçleri etkisiz duruma getirmek amacıyla ülkeyi ele geçirdi. 1924′ te ABD güçleri adadan çekilince yeniden baş gösteren karışıklıklar 1930’da son buldu.

Rafael Estrella Urena ile General Desideriv Arias’ın 1930’da düzenledikleri darbe sonucunda, bu girişimin önderlerinden Rafael Leonidas Trujillo göstermelik bir seçimle devlet başkanı seçildi. Trujillo tam bir diktatörlük yönetimi uyguladı. 30 Mayıs 1961’de bir komando topluluğu Trujillo’yu öldürdü. Bu tarihde devlet başkanlığı görevini yürüten Balaguer’in yerine Bonnely geçici olarak başkanlığa getirildi. Aralık 1962 Seçimleri’ni kazanan Juan Bosch devlet başkanı seçildi. 1963-1965 döneminde askeri yönetim, huzursuzluğu ortadan kaldıramadı. Sosyalist bir yönetimin kurulmasından kaygı duyan ABD, 28 Nisan 1965’te ülkeyi ele geçirdi. Askeri yetkiler daha sonra Amerikan Barış Gücü’ ne aktarıldı. Gerilimli dönemin son bulmasının ardından Hector Garcia Godoy geçici devlet başkanı seçildi. Haziran 1966’da yapılan seçimleri Joaquin Balguer kazandı. Geniş bir kitlenin desteğini kazanan Balguer, 1970 ve 1974 seçimlerinde de görevde kaldı.

1978’de seçimlerini Dominikan Devrimci Partisi’nden Antonio Guzman kazandı. Guzman, altın ve ferronikel madenlerini devletleştirdi. Ağustos 1982’de yapılan başkanlık ve meclis seçimleri, kamuoyunun sol politikaları onayladığını ortaya koydu. DDP’ nin sol kanadından S. Jorge Blanco, devlet başkanı seçilirken partisi de parlamentoda çoğunluğu sağladı. 1985’te, işsizliğin % 30’u aşması, devalüasyon, yeni zamlar, DDP yönetimini büyük ölçüde yıprattı. Mayıs 1986’daki seçimler, DDP açısından büyük bir yenilgiyle sonuçlandı. Sosyal Hıristiyan Reformcu Parti’nin adayı Dr. Joaquin Balaguer, beşinci kez (1960, 1966, 1970, 1974, 1990) başkan seçildi. 1987’de, J. Balaguer, sağlık durumu bozulmasına karşın, silahlı kuvvetlerin desteğiyle yönetimi südürdü. Başkan Balaguer, ağustos ortasında, hükümeti feshettiğini duyurdu. 1989’da gücünü iyice yitiren Balaguer yönetimi, hükümet değişikliklerine ve bazı indirimlere karşın, haziranda başlatılan yeni bir genel grev dalgasının önüne geçemedi. 1996’daki seçimleri Leonel Fernández kazandı.

1966’da yürürlüğe giren bugünkü anayasada ya da yasama erki, çift meclisli Ulusal Kongre’ nin elindedir. 4 yıl süreyle seçilen Ulusal Kongre, 120 üyeli Millet Meclisi ile 27 üyeli Senato’dan oluşur. 18 yaşını bitiren yurttaşların oy kullanma hakkı vardır. Yürütme erki ise 4 yıllık süre için seçilen devlet başkanı ve başkanlar kurulu eliyle kullanılır. Ülke, başkent Domingo de Guzman Özerk Bölgesi ile 28 yönetim birimine ayrılmıştır.


Leave A Reply