Duhan Suresi Özellikleri, Açıklaması ve Ayet Ayet Türkçe Meali, Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Duhan Suresi nedir? Duhan Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir, kaç ayetten oluşur? Duhan suresinin konusu ve anlamı hakkında bilgi

duhan suresi

Duhan Suresi Hakkında Bilgi

Duhan Suresi; Kuran-ı Kerim’in 44. sûresidir. Mekke’de inmiştir. 59 âyetten oluşur. Duhan, Türkçede ‘duman’ anlamına gelir. Bir âyette: “Ya Muhammed, öyleyse gökyüzünün apaçık bir duman getireceği günü bekle” denilerek bu sözcük anıldığından, sure de bu adla anılmıştır. Sûre, inanmayanların cezalandırılacaklarını anlatır.

Duhan suresinde kitaba ve peygamberlere inanmanın öneminden, inanmayanların dünya hayatında uğrayacağı sıkıntılardan ve ahiret hayatında çekecekleri azaptan bahsedilmektedir. Ayrıca iman edip kötülükten sakınanların ebedi mutluluğa erecekleri ifade edilmektedir.

Duhan Suresi Anlamı;

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

  • 1. Hâ Mîm.
  • 2,3. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübârek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.
  • 4,5,6,7. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
  • 8. Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.
  • 9. Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.
  • 10. Göğün açık bir duman getireceği günü bekle.
  • 11. İnsanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır.
  • 12. İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
  • 13. Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine açıklayan bir peygamber gelmişti.
  • 14. Sonra ondan yüz çevirdiler ve “Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!” dediler.
  • 15. Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski halinize döneceksiniz.
  • 16. Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız.
  • 17. Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber gelmişti.
  • 18. O şöyle demişti: “Allah’ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim.”
  • 19. “Allah’a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.”
  • 20. “Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığındım.”
  • 21. “Bana inanmadınızsa benden uzak durun.”
  • 22. Sonra Mûsâ Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi.
  • 23. Allah da şöyle dedi: “O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz.”
  • 24. “Denizi açık halde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
  • 25. Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.
  • 26. Nice ekinler, nice güzel konaklar!
  • 27. Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler!
  • 28. İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık.
  • 29. Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
  • 30,31. Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.
  • 32. Andolsun, onları, bir bilgi üzerine âlemlere üstün kıldık.
  • 33. Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.
  • 34,35. Bunlar diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.”
  • 36. “Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin.”
  • 37. Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba’ kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi.
“Tübba”, Yemen hükümdarlarına verilen addır.
  • 38. Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık.
  • 39. Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar.
  • 40. Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır.
  • 41. O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.
  • 42. Yalnız, Allah’ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.
  • 43,44. Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir.
  • 45,46. O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.
  • 47. “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.”
  • 48. “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”
  • 49. “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?”
  • 50. “İşte bu şüphelenip durduğunuz şeydir!”
  • 51. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler.
  • 52. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
  • 53. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.
  • 54. İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
  • 55. Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler.
  • 56. Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.
  • 57. Bunlar Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır.
  • 58. Biz Onu senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
  • 59. Artık sen bekle; onlar da beklemektedirler.

Advertisement

Leave A Reply