Dünyada Atletizmin Tarihsel Gelişimi, Atletizm Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?

0
Advertisement

Atletizm ne zaman ortaya çıktı? Dünyada atletizmin tarihçesi, tarihsel gelişimi, önemli aşamaları hakkında bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Atletizm

Kaynak: pixabay.com

Bilinen ilk yerleşim alanları olan Eski Mısır ve Mezopotamya’da bulunan kalıntılar, atletizm tarihinin klâsik olimpiyat oyunlarından 1000 yıl öncesine dek gittiğini kanıtlamaktadır. Eski Mısır ve Mezopotamya’da atletizmle ilgilenildiği, tapınak ve türbelerde bulunan görsel ve yazınsal kalıntılardan anlaşılmaktadır. Eski Mısır uygarlığında sopa dövüşü, boks, güreş, akrobatlık, okçuluk, su yarışları, binicilik ve top oyunları yapılmaktaydı. Fakat elde edilen bilgiler bu sporların günümüzdekinden farklı olduğunu ve halkın büyük çoğunluğundan kısıtlandığını göstermektedir. Firavun ve çevresindeki soylu tabakanın gösterilere büyük önem verdiği bilinmektedir.

Düzenli sporların en eskisi olan atletizmin temel dalları olan koşma, atma ve atlama, ilk beslenme yolu olan avcılığın en önemli parçalarıydı. Atletizmi ilk yarışma konusu yapanlar İrlandalılar ve Yunanlılardır. Eski ingiliz ve irlanda yazıtlarında, irlanda’daki atletik yarışmaların yer aldığı Tailteann Oyunları’nın milâttan 2000 yıl öncesine kadar gittiği yazılmaktadır. Eski Yunan’da da atletizm aynı devirlere rastlar. Homeros, ilyada’da, cenaze törenleri için düzenlenen atletizm yarışmalarından söz etmektedir. Olimpiyat oyunları M.Ö. 776’da Olympia’da başlamış, bu ilk organizasyon 1000 yıldan daha uzun süre devam etmiştir.

Eski olimpiyat oyunlarının içinde atletizmin özel bir yeri vardı. Bu oyunlar sırasında; koşu, uzun atlama, disk atma ve cirit atma dallan güreşle birleştirilerek antik pentatlon oluşturulmuştu. Olympia’daki oyunlara büyük önem veren Yunanlılar, Yunanca konuşmayanlara yarışma hakkı vermemiş ve kadınlara oyunları izlemeyi yasaklamıştır. Olimpiyat oyunlarının bu ilk yarışlarını kaç kişinin izlediği bilinmemektedir, ancak Olympia’nın 50 bin kişilik izleyici kapasitesine göre yapıldığı bilinmektedir.

Oyunlarda yarışacak sporcular bir ay önceden Olympia’ya gelirler, bu sürede hem moral, hem psikolojik, hem de dinsel yönden hazırlanırlardı. Sporcuların hazırlıkları belirli kurallarla sınırlandırılmıştı ve kontrol edilirdi. Koşu, ilk on üç olimpiyatta yapılan tek spordu. Koşu yarışları uzunluklarına göre üçe ayrılırdı. “Stadia” en kısa yarıştı ve yaklaşık 85 metre uzunluğundaydı. “Diaulos” 365 metre, “dolichos” ise 24 adet “stadia”dan (2040 m) oluşurdu. M.Ö. 708’de pentatlon ve güreş, M.Ö. 688’de boks, M.Ö. 680’de de atlı savaş aracı koşusu oyunlara dâhil edildi.

Oyunlarda kazanan sporculara dallardan yapılan basit bir balta hediye edilir, bedava yiyecek verilir ve sakin bir yaşam sürmeleri sağlanırdı. Roma imparatorluğumun, Yunanlıları egemenliği altına almasından sonra oyunlar anlamını yitirmeye başladı. M.S. 393’te imparator 1. Theodosios oyunları tamamen kaldırdı. Olimpiyat oyunlarının kaldırıldığı 4. yy. ile 12. yy. arasında atletizm konusunda hiçbir kayıt olmadığı gibi, atletizmi konu alan herhangi bir sanat eserine de rastlanmamaktadır. 12. yy. ile 16. yy. arasındaki dönemde zamanın temel askerî eğitimi olan okçuluğa ters düştüğü için diğer sporlarla birlikte atletizm de krallar tarafından sürekli yasaklanmıştır. Ancak 17. yy.da soylular, uşaklar ve askerler arasında sonuçları üzerine iddiaya girilen yürüyüş yarışları düzenlenmeye başlanmıştır. Bunu 18. yy.da hız ve uzun mesafe koşuları izlemiştir.

Advertisement

M.S. 393’te olimpiyat oyunlarının kaldırılmasıyla sönen atletizmin ateşi 1825’te Londra’da yapılan düzenli yarışlar ile yeniden alevlendirilmiştir. Modern atletizmin başlangıcı olarak, İngiltere‘de ilk resmî yarışların yapıldığı 1840 yılı kabul edilir.

1861’de ilk atletizm kulübü İngiltere’de, “Mincino Lane Athletic Club” ismiyle kuruldu ve 1866’da İlk şampiyona düzenlendi. 1877’de İngiltere ve İrlanda atletleri ilk uluslar arası karşılaşmayı yaptılar. Bunu 1895’te New York Atletizm Kulübü ile Londra Atletizm Kulübü arasında düzenlenen karşılaşma izledi. Bu yıllardan başlayarak atletizm; ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa’da yayılmaya başladı. Atletizmin gelişmesinde, olimpiyat oyunlarının yeniden yapılması etkili olmuştur. 1835’ten sonra Yunanistan’da bu yönde çalışmalar yapılıyordu, ancak oyunların yeniden düzenlenmesi fikrini ilk kez bir Fransız arkeolog ortaya atmıştır. Bu kişi Baron Pierre de Coubertin adıyla bilinen Fransız Charles Louis de Feddy’dir. Baron Coubertin 1852’de, olimpiyatın mabedi olarak kabul edilen Olympia’da kazılar yapmış ve olimpiyat ruhunu yeniden canlandırmayı düşlemişti.

23 Temmuz 1894 tarihinde Baron Coubertin’in öncülük ettiği Kültürel Sporlar Kongresi yapıldı ve olimpiyat ruhunun yeniden canlandırılması fikri tartışıldı. Bu gelişme atletizm için hayatî önem taşır. O yıllarda demiryolu ağı ve telgraf alanında kaydedilen ilerlemenin insanları ve kültürleri birbirine daha da yakınlaştırmasının da bir sonucu olarak bu fikir on iki ülkenin yetkileri tarafından kabul edildi ve yeni organizasyonun ilk oyunlarının 1896’da, olimpiyat oyunlarının doğum yeri olan Atina’da yapılması kararlaştırıldı. Bu ilk olimpiyat oyunlarında on üç ülkeden 285 sporcu, 10 branşta ilk olimpiyat madalyalarını kazanmak için yarıştılar. Olimpiyat oyunları ve uluslar arası yarışmaların gelişimi nedeniyle atletizm için ivedilikle uluslar arası bir yönetim kurumuna gereksinim vardı. Kural ve tüzüklerin evrensel ilkeleri ve amatörlüğün tüm dünyada kabul edilebilecek ortak tanımı ile birlikte dünya ve olimpiyat oyunları rekorlarının güvenilir şekilde kaydı gerekliydi.

olimpiyatlar

Kaynak: pixabay.com

1912’de Stockholm Olimpiyat Oyunları yapıldıktan sonra, 17 Temmuz 1912 tarihinde Uluslar Arası Amatör Atletizm Federasyonu (International Amateur Athletics Federation-IAAF)’nun oluşumu için Stockholm’de bir kongre yapıldı. Bu tarihi toplantıya Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Şili, Danimarka, Mısır, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Norveç, Rusya, isveç, ingiltere ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere toplam 17 ülke katıldı. IAAF, inceleme mahiyetinde olmasına rağmen bu kongreyi ilk toplantı olarak kabul etmektedir. Bir yıl sonra (1913) Berlin’de toplanan kongre ilk tüzüğünü kabul etti ve ilk üyelik listesinde 34 ülke yer aldı. J. Sigfrid Edström (isveç) başkan, Kristian Hellström fahrî sekreter seçildi. Uluslar arası yarışmalar için ilk teknik kurallar 1914 yılında Fransa’nın Lion kentinde yapılan üçüncü kongrede yeni fahri sekreter Hilding Kjellman (İsveç) tarafından takdim edildi ve üyelere benzer kuralları kendi ülke yarışmalarında kabul edip uygulamaları için gerekli bilgiler verildi.

2001 yılında Edmonton’da yapılan 43. Kongre’de IAAF, Uluslar Arası Atletizm Federasyonları Birliği olarak yeniden isimlendirildi ve merkezini Monako’ya taşıdı. Günümüzde lAAF’a bağlı 210 ülke bulunmaktadır. Üye federasyonların temsilcileri iki yılda bir IAAF’ın karar verme organı olan IAAF Kongresi’nde toplanmaktadır. 1917’de Fransa’da kurulan bir ulusal örgütle bayanlar da atletizm yarışmalarına katılmaya başladılar. Katılımın artması nedeniyle 1921’de Bayanlar Spor Federasyonu (FSFI) kuruldu. 1924 yılında yapılan Paris Kongresi’nde, IAAF, FSFI’nın beş bayan yarışının (100 metre, 800 metre, 4×100 metre, yüksek atlama ve disk atma) Paris Olimpiyat Oyunları’nda yer alması teklifini destekledi.

1928 Oyunları IAAF ve FSFI’nın ortak gözetimi altında beş dalda yapıldı, ancak 1936’da İAAF’in bayan atletizm yarışmalarını da müsabakalara katmasıyla FSFI feshedildi. Bu tarihten sonra bayanların yarıştıkları dallar giderek arttı. 1930′ dan itibaren kapalı salon yarışları Avrupa’da yaygınlaşmaya başladı. 1960’larda pistler sentetik maddelerle kaplanarak tartan pistler yaygınlaştırıldı. Atletizm 1896’dan beri olimpiyatların en temel spor dallarından biri olmuştur. Resmen tanınan ilk Dünya Kupası 1977’de, ilk Dünya Atletizm Şampiyonası 1983’te yapıldı. Olimpiyatlarda bayanlar arası yarışmalar düzenli olarak 1967’de yapılmaya başlamıştır. Olimpiyat oyunlarının dışında kalan uluslar arası yarışma kriterlerinin ve katılacak atletlerin saptanması konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklar 1979’da Atletizm Kongresi’nin (TAC) kurulmasına yol açmıştır.

Advertisement

Özünde sporda dürüstlük esas alınmasına rağmen, zamanla profesyonel bir kimlik kazanan atletizmde günden güne spor dışı zorlamalar görüldü. Örneğin, 1988 Olimpiyat Oyunları 100 m birincisi, 100 m ve 60 m dünya rekorları sahibi Kanadalı Ben Johnson, doping yapmaktan suçlu bulundu ve rekorları iptal edildi. Bunun üzerine ABD ve Rusya, uluslar arası alanda sporcuların ilâç kullanımını denetlemek için harekete geçtiler ve rekortmen atletlere rastgele doping testi uygulamayı kararlaştırdılar. 1990’da da atletizm yetkililerinin gündemine dopingin yanı sıra gizli profesyonellik de girdi.


Leave A Reply