Dünyanın Ucundaki Yerler ve Güzellikleri, Ölmeden Önce Gezmelisiniz

0
Advertisement

Ölmeden önce Dünyamızda gezme hayalleri kuruyorsanız, Dünyanın ucundaki bu yerleri görmeden gezinizi tamamlamayın. İşte dünyanın ucundaki zenginlikler.

Dünyanın Ucundaki Yerler ve Güzellikleri

İzlanda

İzlanda

1960’larda ABD Ay’a ilk insanı göndermeyi planladığında, NASA uzmanları, Apollo astronotlarının eğitimi için Ay yüzeyini andıran bir yer ararken, İzlanda’da karar kılmışlar. Bunun seçimde, adanın izole yapısının yanı sıra, vahşi coğrafi koşullarının da payı büyük. Ateş ve buzla dans eden İzlanda, bugün etkin durumda 30 kadar volkana ve çok zengin termal kaynaklara sahip. Ülke nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı başkent Reykjavik’ten kuzeydoğuya doğru berrak bir günde bakıldığında, 96 km. ötedeki sönmüş Snaefellsjökull Volkanı’nın buzdan takkesini görmek mümkün. Jules Verne’in 140 yıl kadar önce kaleme aldığı “Dünyanın Merkezine Seyahat” romanında, kahramanlarımızın dünyanın kalbine giriş için seçtiği kapı, işte bu volkanın ta kendisi!


Tazmanya

Tazmanya, Avustralya

Hakkında bildiklerimiz, “Tazmanya canavarı” deyimiyle sınırlı olan bu ada, Avustralya’nın 240 km. güneyinde, Antarktika’ya ise 2.000 km. mesafede yer alıyor. Sık yağmur ormanlarına, vahşi dağlara, okaliptüs koruluklarına ve geniş tarım arazilerine sahip Tazmanya’nın yüzde 20’si, Dünya Kültür Mirası’na dahil edilmiş durumda. Ayrıca adanın üçte biri, milli park statüsünde koruma altında. Adaya adını veren kişi, 1642’de güneybatı sahillerine ayak basan Abel Tasman. Uzak konumundan dolayı Tazmanya, önceleri Batılılar tarafından suçluların gönderildiği bir sürgün yeri olarak kullanılmış.


Patagonya

Patagonya, Arjantin

Latin Amerika’nın güney ucundaki buzullar ve fiyortlar diyarı Patagonya’ya ilk kez Portekizli kaşif Macellan ayak basmış. Günümüzde bir bölümünü Arjantin, bir bölümü ise Şili toprakları içinde kalan Patagonya’da, insandan çok koyun yaşıyor. Hayvancılıkla uğraşmak için çok elverişli düzlüklere sahip olan bölgede tekstil devi Benetton en büyük toprak sahiplerinden biri durumunda. Firma, bu topraklarda beslediği koyunlardan elde ettiği ham yünü kullanıyor. Dünyanın en güneyindeki yerleşim yeri kabul edilen Ushuaia, Patagonya’da. Tierra del Fuago (Ateş Toprakları) olarak bilinen bölgenin başkenti Ushuaia, yıllarca Güney Kutbu’na giden kaşiflerce bir geçiş noktası olarak kullanılmış. Bu bölge her yerden öyle uzak ki, 1840’lara kadar Arjantin’in suçluları yolladığı bir açık hava cezaevi idi.


Grönland

Grönland

Dünyanın en büyük adası Grönland’ın yüzde 81’i buzullarla kaplı. Buraya önce, 10. yy’da İzlanda’dan gelen vikingler ayak basmış. 18. yy’da ise Danimarka’nın adadaki kolonizasyonu başlamış. Grönland hâlâ resmen Danimarka Krallığı’nın bir parçası sayılsa da, 1979’daki bir düzenleme ile görece özerk bir yönetime kavuşmuş. Büyük bölümü yerleşime elverişli olmayan bu dev adada yaşayanların sayısı, günümüzde 56.000’i buluyor. Ada ticaretinin yüzde 95’ini ise deniz ürünleri oluşturuyor. Kanada, Alaska ve Sibirya’nın bazı bölümlerinde yaşayan Inüit yerlileriyle akrabalığı bulunan ada sakinleri, hâlâ geleneksel yaşamlarına sıkı sıkıya bağlı.


Alaska

Alaska, ABD

Son sayımlara göre 736.732 nüfusa sahip Alaska’da, henüz insan ayağının değmediği birçok nokta bulunuyor. Bu sayede ziyaretçiler, doğanın sunabileceği en özel deneyimlerden bazılarını burada yaşayabiliyorlar; buzuldan kopan, apartman büyüklüğünde bir parçanın denize düşmesini seyretmek veya deniz kayağı ile sessizce ilerlerken, yakından geçen bir kambur balinanın yarattığı dalgayla ürpermek gibi… Tarihin çeşitli dönemlerinde kürk, kereste, altın. balık ve petrol gibi ürünlere yaşanan hücum, Alaska’nın tarihini değiştirmiş. Bu göçlerin yarattığı insan mozaiği öyle renkli ki, Anchorage kentinde yapılan bir araştırma, bölge sakinlerinin 83 farklı dili konuştuğunu göstermiş.

Advertisement

Leave A Reply