Edebiyatta Anlatımda Bakış Açısı (Anlatıcı Bakış Açıları), Anlatıcı Türleri Nelerdir?

0
Advertisement

Anlatıcının Bakış Açısı, edebi eserlerin atmosferini ve anlatımını derinden etkileyen bir kavramdır. Bu yazıda, Anlatıcının Bakış Açısı’nın ne olduğunu, farklı türlerini ve örneklerini keşfedeceğiz.

Çocuk Edebiyatı

Kaynak : pixabay.com

Bakış açısını tanımlamamız gerekirse; oluşabilecek herhangi bir durum (olay, insan, varlık v.s.) karşısında göstermiş olduğumuz davranış biçimi ya da başka bir deyişle tavırdır. Bu tavrı oluşturan olgunlaştıran etmenler ise o anki ruh halimiz, mesleğimiz, yaşımız , cinsiyetimiz, kültür durumumuz ve tabii ki de hayat tecrübemizdir.

Anlatıcının bakış açısı, bir edebi eserde anlatılan olayların nasıl sunulduğunu belirleyen faktörlerden biridir. Anlatıcı, birinci, ikinci veya üçüncü şahıs olarak seçilebilir ve bu seçim hikayenin anlatım biçimini ve okuyucunun olayları nasıl algıladığını etkiler.

Birinci şahıs anlatıcının bakış açısı, olayların hikayeyi anlatan kişinin gözünden sunulduğu bir bakış açısıdır. Bu anlatıcı, hikayede yer alan karakterlerin duygu ve düşüncelerini doğrudan aktarabilir. Böylece, okuyucu hikayenin içindeki karakterlerle bir bağ kurabilir ve onların duygusal dünyasına daha kolay bir şekilde erişebilir.

İkinci şahıs anlatıcı ise hikayenin okuyucuya doğrudan anlatıldığı bir bakış açısıdır. Bu anlatıcı, okuyucuyu doğrudan hikayenin içine çeker ve onlara olayların nasıl yaşandığı hissini verir. Okuyucu, hikayenin içinde bir karakter gibi davranarak, olayların nedenleri ve sonuçları hakkında doğrudan bilgi sahibi olur.

Üçüncü şahıs anlatıcının bakış açısı, olayların tarafsız bir gözlemcinin gözünden sunulduğu bir bakış açısıdır. Bu anlatıcı, hikayedeki karakterlerin duygularını ve düşüncelerini açıklamak yerine, olayların nesnel bir şekilde aktarılmasına odaklanır. Bu bakış açısı, olayların tarafsız bir şekilde sunulmasını sağlar ve okuyucunun kendi yorumlarını yapmasına izin verir.

Advertisement

Sonuç olarak, anlatıcının bakış açısı, bir edebi eserin anlatım biçimini belirler ve okuyucunun hikayeyi nasıl algıladığını etkiler. Her bir bakış açısı, hikayenin farklı yönlerini vurgular ve yazarın mesajını okuyucuya farklı bir şekilde iletmeyi mümkün kılar.

Edebiyatın Konusu İnsandır

Kaynak: pixabay.com

Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı

Kahraman Bakış Açısı, birinci şahıs anlatıcı perspektifi olarak da adlandırılır ve hikayenin anlatımının bir karakterin gözünden yapıldığı bakış açısıdır. Bu perspektif, okuyucunun karakterin duygu ve düşüncelerine doğrudan bağlanmasını sağlar ve karakterin olaylara nasıl tepki verdiğini anlama imkanı sunar.

Bir örnek olarak, J.D. Salinger’ın “Çavdar Tarlasında Çocuklar” adlı romanını verebiliriz. Romanın ana karakteri Holden Caulfield, okuyuculara kendi iç dünyasından bahseder ve yaşadığı travmaların etkisiyle hayatı ve insanları nasıl algıladığını anlatır. Roman boyunca Holden’ın kendi dünyasında yaşadığını ve diğer karakterleri nasıl yargıladığını gözlemliyoruz.

Kahraman Bakış Açısı, okuyucuya karakterin duygu ve düşüncelerini anlatırken, diğer bakış açılarına göre sınırlı bir perspektif sunar. Yani, olaylar sadece karakterin gördükleriyle sınırlıdır ve diğer karakterlerin duygu ve düşünceleri doğrudan aktarılamaz. Bu sınırlama, okuyucuya karakterin deneyimlerini tam olarak anlamak için daha fazla düşünme ve yorumlama fırsatı verir.

Kısaca: Bu bakış açısında yöntemde kesinlikle bir “ben” vardır. Tanık, gözlemci ya da öykünün kahramanı bizzat bu “ben” olabilir. Hikayede tüm olaylar anlatan kişinin başından geçtiği için hem daha inandırıcı hem de kahramanın yaşadığı tüm duygulara ulaştığımızdan inandırıcılık seviyesi daha yüksektir.

Roman Nedir? Romanın Özellikleri ve Türk Edebiyatında Romanın Yeri

Kaynak: pixabay.com

İlahi Bakış Açısı

İlahi Bakış Açısı, Hakim-Tanrısal Bakış Açısı veya Üçüncü Şahıs Tanrısal Bakış Açısı olarak da adlandırılır ve olayların tanrısal bir gözlemci tarafından aktarıldığı bakış açısıdır. Bu bakış açısında, anlatıcı her karakterin duygu ve düşüncelerini bilir ve olayları en geniş açıdan görür.

Advertisement

Bir örnek olarak, John Milton‘ın “Kayıp Cennet” adlı eserini verebiliriz. Eser, Tanrı’nın ve Şeytan’ın bakış açılarından anlatılır ve tüm olaylar İlahi Bakış Açısı tarafından anlatılır. Okuyucu, her karakterin düşüncelerini ve hislerini anlamak için doğrudan karakterlerin iç dünyalarına bakmak yerine, tanrısal bir gözle olayları izler.

İlahi Bakış Açısı, olayları objektif bir şekilde gözlemleyen Gözlemci Bakış Açısı’na benzer. Ancak, İlahi Bakış Açısı, bir karakterin duygu ve düşüncelerini doğrudan ifade etme imkanı vermediği Gözlemci Bakış Açısı’ndan farklıdır. Bu bakış açısı, olayların insanlık dışı bir gücün perspektifinden aktarılması nedeniyle okuyucunun olaylara daha büyük bir perspektiften bakmasına ve insanlık hakkında daha genel bir anlayışa sahip olmasına olanak tanır.

Kısaca: Bu yöntem eserlerde kullanılan en eski yöntemdir. Bu yöntem yazara sınırsı zbir bakış açısı getirdiğinden avantajlıdır. Sadece kahramanın gözünden anlatılmadığı için kahramanın bilmediği noktalarda bilinebilmektedir. Karakterlerin, varlıkların ne düşündüğü ne hissettiği bu anlatım biçiminde rahatlıkla ulaşabilir bir bilgi durumundadır. Bu anlatım biçiminde yargı ve yorum da bulunabilir.

Edebiyat

Kaynak: pixabay.com

Gözlemci Anlatıcının Bakış Açısı

Gözlemci Bakış Açısı, üçüncü şahıs anlatıcı perspektifi olarak da adlandırılır ve olayların tarafsız bir şekilde anlatıldığı bakış açısıdır. Bu bakış açısında, anlatıcı olayları anlatırken karakterlerin iç dünyasına değil, sadece dış dünyasına odaklanır ve olayları gözlemci bir gözle aktarır.

Bir örnek olarak, Jane Austen‘in “Aşk ve Gurur” adlı romanını verebiliriz. Roman, İngiltere’nin geleneksel aile yapıları ve toplum düzeni hakkında bir gözlem niteliği taşır. Roman boyunca, olaylar tarafsız bir gözlemci tarafından anlatılır ve karakterlerin davranışları yargılanmadan tarif edilir. Bu bakış açısı, okuyucunun karakterleri kendisi değerlendirip, onların iç dünyasını yorumlamasına olanak tanır.

Gözlemci Bakış Açısı, karakterlerin iç dünyasına odaklanmak yerine olayların objektif bir şekilde anlatılmasına odaklanır. Bu bakış açısı, olayların daha geniş bir perspektifte anlaşılmasını sağlar ve okuyucuya daha tarafsız bir bakış açısı sunar.

Kısaca: Bu edebi anlatım tarzında oluşan tüm olaylar dışarıdan bir gözün anlatımı ile yapılmaktadır. Olayların tamamına nesnel bir yaklaşım tarzı bulunmaktadır. Bu yöntemde olaylar salt anlatılmaz, kişilerin iç dünyaları ile ilgili de fikir sahibi olunur ve karakter ile daha fazla yakınlaşma imkanı sağlanır.

Bir öykü, hikaye ya da roman yukarıda bahsedilen 3 farklı bakış açılarının bir karması şeklindede anlatılabilir. Aynı hikaye birbirinden oldukça farklı şekillerde anlatılabilir. Aynı olaya farklı bakış açıları ile farklı özellikler farkedilebilir hale gelebilir.


Leave A Reply