Efem Bilir Kararını Ne Demektir? Deyimin Anlamı ve Hikayesi Açıklaması

0
Advertisement

Efem Bilir Kararını ne demektir, ne anlama gelir? Efem Bilir Kararını deyiminin anlamı ve hikayesi nasıldır, açıklaması, hakkında bilgi.

Efem Bilir Kararını Anlamı;

Birisinin bir başkasına menfaati uğruna dalkavukluk etmek zorunda kalındığı zamanlarda kullanılan bir deyimdir. Doğrusunu patron bilir anlamında kullanılır.

Efem Bilir Kararını

Deyimin Hikayesi;

Zamanın birinde Uşak’ın Simav taraflarında İslamoğlu adında bir efe yaşarmış. Halka ilişmez ama kadı, ağa, müftü kısmına çok çektirirmiş. Bu tutumunun bir sebebi varmış elbette.

Rivayete göre efe, gençliğinde köyünden bir kıza gönül verir. Kızın da gönlü ondaymış. Allah’ın emriyle kızı efeye nişanlayıp düğün hazırlıklarına başlarlar. Derken köyün ağasının şımarık oğlu: “Ben o kızı isterim” diye tutturur. Ağa biricik oğlunu kıracak değil ya. “Madem oğlum istiyor, bu köyde ağa oğluna varmayacak kız, kız vermeyecek adam mı var?” diye duruma el koyar. Kızın babasına baskı yapmaya başlar. Efe bakmış, nişanlısı elden gidecek, bir gece vakti kızı atının terkisine atıp, dağa kaçırır.

Ağanın kışkırtmasıyla kızın babası efeyi dava eder. Üzerine zaptiye gönderirler. Ancak bir türlü ele geçiremeyince sinsi bir tezgâh kurarlar. Kadıyı da tezgâha dâhil ederler. Kadı bir ferman çıkartır: “İslamoğlu dağa kaldırdığı kızı babasına geri getirirse af olacak ve kızla evlendirilecektir.” Kız buna inanmaz. Ama narin kızcağızın böyle dağda bayırda eziyet çekmesine gönlü dayanmayan efe inanmak ister ve kızı babasına gönderir. Ancak ağa kadıya da rüşvet vererek, başka bir karar aldırır. Kız ağanın oğluna verilecektir. Ancak bahtsız genç kız duruma isyan eder, kına gecesi kendisini bir ağaç dalına asarak canına kıyar.

Advertisement
Efe olanları duyunca dünya başına yıkılır.

Bir gece köye inip ağayı, oğlunu, nikâh kıyan imamı kurşuna dizer. Artık dağdan başka sığınacak yeri yoktur. Ahali efeyi haklı bulduğundan ele vermez. Böylece uzun bir süre izini kimse bulamaz. Ancak efenin işi yarım kalmıştır. Tezgâhın içindeki kadıdan da hesap soracaktır. Nihayet o gün de gelir.

Kadının tayini başka bir yere yapılınca, efe yolları tutar. Dar bir geçitte kadıyı ve yanındakileri kıstırır. Arabacılar can derdiyle her şeyi bırakıp kaçışırlar. Kadı ile ailesi efenin karşısında dımdızlak kalır. Kadı korkudan diz çöküp af diler. Kadının eşi de ne kadar altın gümüşü varsa efenin önüne döker. “Bey bizi affet” diye yalvarır. Kadının yalvarmaları bir yandan, ağlaşan çocuklar bir yanda. Efenin yüreği yumuşar: “Peki seni affettim. Ama bir şartım var. Ben saz çalacağım, sen de köçek gibi oynayacaksın.” Canını kurtaran kadı keyiften dört köşe: “Elbette oynarım efem çal sen” der. Efe çalar kadı oynar… Hatta bu o kadar uzun sürer ki, adamcağız oynamaktan kan ter içinde kalır. Hanımı yalvarır efeye: “Yetmez mi efendi.” diyecek olur. Kadı karısını susturur: “Sen sus, karışma! Efem bilir kararını.” der.

Bu ifade, birinin menfaati uğruna amirine yalakalık etmek zorunda kaldığı zamanlarda, “son sözü o söyler” anlamında kullanılır.


Leave A Reply