Ekonomide Bölüşüm Nedir?

0
Advertisement

Ekonomide bölüşüm nedir? Ekonomide bölüşüm faktörünün özellikleri, etkileri, unsuru ve yapısı hakkında bilgi.

Ekonomide Bölüşüm Nedir?

Bölüşüm

Üretilen mal ve hizmetlerin üretenler arasında pay edilmesine bölüşüm denir. Bir ülkede, bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin net toplamının parayla ifadesine milli gelir adı verilir. Milli gelirin o ülkede yaşayan vatandaşlar arasındaki bölüşümü gelir dağılımı adını alır. Gelir dağılımı, kişisel ve fonksiyonel (işlevsel) gelir dağılımı ya da bölüşümü olmak üzere iki şekilde ele alınabilir.

Kişisel gelir dağılımı, ulusal gelirin ülke nüfusuna bölümüyle elde edilir. Buna kişi başına düşen millî gelir adı verilir. Bu tür dağılımda önemli olan kişi başına düşen gelirin miktarıdır. Bu miktar herkes için eşit olacağından toplumdaki dağılımın eşitsizlik derecesini göstermez.

Fonksiyonel gelir dağılımında, gelirin hangi hizmet karşılığı elde edildiği, yani üretime hangi görevle katkıda bulunularak pay alındığı önemlidir. Bu dağılımda, üretime emekle katılarak üretimden alınan pay, maaş ya da ücret; üretime doğal kaynaklarla katılarak elde edilen gelir, rant; üretime sermayeyle katkıda bulunarak üretimden alınan pay, faiz; üretime teşebbüsle katkıda bulunarak elde edilen gelir, kâr adını alır.

Görülüyor ki bir ülkedeki insanlar ülkenin üretimine çeşitli faktörlerle katkılarda bulunarak farklı adlar altında üretimden pay almaktadırlar. Bu da bize üretimin bir iş bölümü ve iş birliği sayesinde gerçekleştiğini göstermektedir.

Advertisement

İşin çeşitli mesleklere ya da kendi içinde bölümlere ayrılmasına iş bölümü adı verilir. İşin, doktorluk, avukatlık, terzilik gibi çeşitli mesleklere ayrılmasına mesleki iş bölümü, kendi içinde bölümlere, uzmanlık alanlarına ayrılmasına teknik iş bölümü diyoruz. Örneğin, otomobil üreten bir fabrikada bir otomobilin çeşitli kısımlarının farklı bölümlerde yapılması teknik iş bölümüdür.

Bir malın üretiminde çeşitli aşamalar söz konusudur. Mesleki iş bölümünde bir kişi ya da aile, bu aşamaların tümünü kendisi yaparak üretimi gerçekleştirmek isterse bu durum hem çok zor, sıkıntılı, zaman alıcı olacak hem de üretim çok düşük düzeyde olacaktır. Oysa, üretimin farklı aşamaları, farklı kişiler tarafından gerçekleştirilir ve herkesin kendi alanında uzmanlaşması sağlanırsa emeğin verimi artacak, üretim çok daha fazla olabilecektir. Yani teknik iş bölümü sayesinde herkesin yapacağı iş farklılaşacak, basit bir işlem hâline gelecek, herkes kendi işinde uzmanlaşabilecek, sonuçta üretim artacaktır. Örneğin; bir toplu iğneyi bir kişi yapmaya kalktığında, 20 tane üretebilmekte; 10 kişi aralarında uygun bir iş bölümü yaptığında, bu rakam 48.000’e çıkabilmektedir. İş bölümü, uzmanlaşma için uygun bir zemin yaratmakta, uzmanlaşma da yeni buluşları hızlandırıcı etkilere yol açarak daha ileri teknolojilerin üretime sokulmasına, üretim ve refah artışına olanak vermektedir.

İş bölümünün bu yararları yanında sakıncalı yönleri de vardır.

Teknik iş bölümünde hep aynı işi yapmak insanları otomatlaştırır, iş yaşamını monoton hâle getirir. Bu nedenle, bireylerin yaptıkları işten zevk almalarını engeller, bireylerde bunalım yaratır ve psikolojik bozukluklara yol açar.

Uzmanlaşma için gerekli olan eğitim fazla zaman gerektirir ve masraflıdır. Üretilen ürünler, üretenler dışında bağımsız bir kimliğe bürünür. Bunun sonucu, üreten kişiler, ürettikleri ürün üzerindeki kontrollerini yitirirler. Bu süreç yabancılaşma adını alır. Bu farklılaşma biçimini en somut hâliyle seri üretim yapan fabrikalarda görmek mümkündür. Örneğin; bir araba fabrikasında yalnızca cıvata sıkan bir çalışanın parça ısmarlama, kalite kontrolü yapma yetkisi yoktur. Hatta yanındaki çalışanın yaptığı işi bile bilemez. Bu durumda kişinin ortaya çıkacak olan arabada cıvata sıkmak dışında hiçbir kontrolü olmayacaktır. Dolayısıyla da ürettiği ürüne yabancılaşacaktır. Ayrıca yalnızca yaptığı işi düşünen bu çalışanın yaptığı iş üzerinde görüş bildirme yetkisi de yoktur. Bu ustabaşı ya da mühendislerin işidir. Yaptığı iş üzerindeki bu kontrolsüzlük kişinin pasif kalmasına ve ürettiği fikirleri kullanamamasına neden olacak ve kendine yabancılaşmasını sağlayacaktır. Kişi tek yapması gerekenin cıvata sıkmak olduğu düşüncesine alışacaktır. Sonuç olarak, uzmanlaşma; cıvatasıkma, kalite kontrol, mühendislik vb. gibi işin her parçasının ayrı bir çalışanı ve bunların eğitimini gerektiren masraflı ve zaman alıcıdır. Ayrıca cıvata sıkmak gibi işin çok küçük bir bölümünü üstlenen bir çalışanın işine ve kendisine yabancılaşmasına neden olabilmektedir.

Birçok kimsenin bir işi aynı zamanda ve birlikte yapmalarına iş birliği denir. Köydeki imece geleneği iş birliği örneğidir. Her gün bir kişinin tarlasında çalışan insanlar, işi daha az yorularak ve daha kısa zamanda yaparlar. Tek başına yapılamayacak olan işler, iş birliğiyle kolayca yapılabilir. Böylece insanlar arasındaki “biz” duygusu da artar.

Advertisement


Leave A Reply