Eli Kulağında Ne Demek? Deyiminin Anlamı Hikayesi ve Örnek Cümleler

Eli Kulağında ne demek, ne anlama gelir? Eli Kulağında deyiminin hikayesi, anlamı, Eli Kulağında ile ilgili örnek cümleler.

“Eli Kulağında Anlamı”

Gerçekleşmek üzere, olması çok yakın olan şeyler durumlar için kullanılan bir deyimdir.

Eli Kulağında

Eli Kulağında Deyiminin Hikayesi

Peygamberimiz ve sahabiler Mekke’de büyük işkenceler görünce, Medine’ye göç etmek zorunda kaldılar. Medine halkı Müslümanları büyük bir sevinçle karşıladı. Onlarla evlerini ve ekmeklerini paylaştılar. Ve onlarla kardeş oldular.

Sevgili Peygamberimiz Medine‘ye bir mescit yaptırdı. Müslümanlar bu mescitte hem ibadet ediyor hem de Peygamber Efendimiz’in sohbetlerini dinliyorlardı. Mescit tamamlandıktan sonra: “İnsanları mescide nasıl çağıracağız?” sorusu akla geldi. Herkes değişik fikirler ortaya attı. Sonunda, ezan okuyarak çağrılmalarına karar verildi.

Ezanı kim okuyacak sorusu sorulduğunda ise akla gelen ilk kişi Hazreti Bilal’di. Çünkü çok güzel bir sesi vardı Bilal’in. Peygamber Efendimiz, Bilal’e ezan okumasını buyurdu. Böylece ilk ezan Habeşistanlı Bilal’in ağzından dinlendi. Herkes, ezanı ve Bilal’in okuyuşunu çok beğenmişti.

İnsanlar o günden sonra, ezanı duyar duymaz işini gücünü bırakıp mescite koştu. Ezan okunması demek, namaz vaktinin gelmesi demekti.

Hazreti Bilal ezan okurken sesi daha gür çıksın diye elini kulağına atardı. Kulağını kapattığı için sesin tamamı ağızdan çıkar ve böylece daha uzaklardan da ezan sesi işitilirdi.

Hazreti Bilal’in bu hareketi bilindiği için birisi:

— Ezana çok var mı? Ezan okundu mu, diye sorduğunda cevap olarak:
— Eli kulağında, denilirdi. Bu sözle:
— Bilal ezan okumaya hazırlanıyor, ezan okunmak üzeredir, demek istenirdi.

Bu deyim, bir işin olmak üzere olduğu, az zaman kaldığını anlatmak için kullanılır.

Ezan, İslamiyet’te ortaya çıktığı günden bugüne önemini korumuş dini bir vecibe olmakla birlikte, okunma şekli, üslubu, makamları gibi pek çok inceliği de içeren neredeyse bir sanat dalı haline gelmiştir.

İslamiyet’in yayılmaya başladığı zamanlarda Müslümanları namazda bir araya toplamak için ezan okunması kararlaştırılmış. Bunun için de sesi çok güzel olan Habeşistanlı köle Hz. Bilal seçilmiş. Ama Medine de diğer dinlere mensup insanlar ezan okunurken gürültü yapıp Hz. Bilal’a küfür etmeye başlamışlar. Küfürleri duymamak için Hz. Bilal elleriyle kulaklarını tıkayıp ezan okumaya devam etmiş. Yani eli kulağına gittiği zaman ezan okunacak demektir.

hilali Habeşi’den gelen bir alışkanlıkla müezzinler ellerini kulaklarına götürerek ezan okumaya başlarlar. Bugün bile bu uygulamanın devam ettiğini görmek mümkün. İşte özellikle Ramazan ayında iftarı beklerken müezzinin ezan hazırlığı anlarında, elini kulağa götürmesi ezana çok az bir vakit kaldığını işaret ederdi. Bu uygulamadan alınan ilhamla bir işin çok yaklaştığını anlatmak için bu ifade bir deyime dönüşmüştür.