Embriyonik İndüksiyon Nedir? Embriyonik İndüksiyonla Gözün Gelişimi

0
Advertisement

Embriyonik İndüksiyon ne demektir? Embriyonik İndüksiyon nasıl olur? Gözün gelişiminin Embriyonik İndüksiyon ile oluşumu.

Başlangıçta embriyonun bütün hücreleri (deri tabakalarını oluşturan hücreler) aynı mıdır? Endoderm, ektoderm ve mezoderm; canlıdaki doku ve organları nasıl oluşturmaktadır? Bu soruları, kurbağagillerden semender yumurtaları ile çalışan Ham Spemann ilginç deneyler yaparak yanıtlamıştır.

Araştırıcı, izlediği semender embriyosunun neresinden hangi, dokuların oluştuğunu saptadı. Bundan sonra, gelişme başlangıcındaki embriyonun, ileride sinir sistemini oluşturacak olan ektoderm bölümünü kesti. Ektoderminin, sinir sistemini oluşturacak olan bölümü kesilen embriyo, gelişerek larva oluşturdu. Ancak larvanın sinir sistemi yoktu. Kesilen ektoderm parçası ise besleyici bir kültür ortamında sağlıklı kalmasına karşın sinir hücrelerine farklılaşamadı. Bu duruma göre; gelişmenin hemen başlangıcında hücrelerin farklılaştığını ancak farklılaşmayı sürdürebilmesi için embriyoya bağlı kalması gerektiğini söyleyebiliriz.

Spemann, bir başka deneyinde iki semender embriyonu kullandı. Embriyolardan birinin sinir sistemini oluşturacak olan bölümünü açarak altındaki üst mezoderm parçasını çıkardı. öteki embriyonun ise sinir sistemini oluşturmayacak olan bölümünü açtı. Buraya daha önce çıkardığı mezoderm parçasını yerleştirdi.

Mezoderm parçası çıkarılan ve eklenen embriyolar gelişmelerini sürdürdüler. Mezodermi çıkarılan embriyoda sinir sistemi oluşmazken, mezoderm eklenen embriyoda iki sinir sistemi oluştu. Bunlardan birinin oluşmasında, eklenen mezoderm parçası rol oynadı.

Eğer üst mezoderm yoksa ektoderm olsa bile sinir sistemi oluşmaz. Ektodermin sinir sistemini oluşturabilmesi için mezoderm tarafından uyarılması gerekir. Bir dokunun bir başka dokuyu etkilemesine embriyonik indüksiyon denir. Farklılaşmanın temel nedeni embriyonik indüksiyondur.

Advertisement

Yapılan deneyler, embriyonik indüksiyon sırasında, deri parçalarının birbirlerini “kimyasal maddeler” çıkararak uyardığım ortaya çıkarmıştır.

GÖZÜN GELİŞMESİ EMBRİYONİK İNDÜKSİYONA ÖRNEKTİR

Göz ; kısmen deriden, kısmen mezodermden, kısmen de sinir sistemine ait ektodermden oluşur.

Gözün gelişimi; başın iki yanında, beynin dışa doğru oluşturduğu bir çıkıntı ile başlar. Bu çıkıntı, ön taraftaki ektoderme (baş ektodermi) doğru büyür. Bu sırada; beyin uzantıları, uçtan içeri doğru çökerek birer kase (kadeh – çukurluk) oluşturur. Sinirsel ektodermden (beyinden) oluşan bu kase, gözün retina tabakasını oluşturur. Göz kasesinin baş ektodermine değmesi, baş ektoderminden göz merceğinin oluşmasını sağlar.

Göz kadehinin baş ektodermine değmesi engellenen hayvanlarda, göz merceği oluşmamıştır. Bu yüzden göz merceğinin oluşması göz kadehinin baş ektodermine değmesi ile olasıdır.

Gelişmenin ilerleyen evrelerinde, gözün öteki dokuları gelişirken mercekler içeri gömülür ve en dışta kornea tabakası oluşur. Oluşan göz, doğumdan hemen sonra görev yapabilir.

embriyonik-indiksiyon-goz-gelisimi

Advertisement

Embriyonik İndüksiyonla Gözün Gelişmesi

Göz, dışarıdan ışık uyartılarını alarak, impulslar halinde beyine giden göz sinirine taşımak görevini yapar.

Gözün gelişmesi ön beyinden uzanan iki çıkıntı ile başlar. Her çıkıntıdan bir göz oluşur. Bu çıkıntılar baş ektodermine doğru şişkinleşerek büyür. Daha sonra içe doğru çökerek iki tabakalı göz kadehini meydana getirirler. Optik çukur, ektoderme değdiğinde mercek gelişmesi başlar. Eğer, uzantıların ektoderme temas etmesi engellenirse göz merceği oluşmaz. ı

Bu bir embriyonik indüksiyondur. Buna göre göz merceğinin kaynağı baş ektodermdir. Ektodermin mercek şeklinde gelişmesini etkileyen sinirsel ektodermdir.

Gelişmede Değişiklikler:

Her türün kendine özgü temel yapısal planı ve özellikleri vardır. Embriyoda gelişme türün özellikleri doğrultusunda düzenli bir şekilde tekrarlanır. Bazen gelişmenin tabii doğrultusundan sapmalar meydana gelebilir. Bu tür sapmalar gen mutasyonları ve çevre etkileriyle olabilir.

Dış etkenler, gelişmenin erken evrelerinde daha fazla etkilidir. Dışarıdan gelen etkenler embriyoda bir yada daha fazla organ üzerinde etkili olabilir.

1960’lı yıllarda hamile kadınların kullandıkları talidomid haplarının etkisiyle kol ve bacak gelişmeleri tamamlanmamış anormal bebek doğumları çevrenin etkisinin bir örneğidir.

Dış etken olarak, virütik hastalıklarda görülebilmektedir. Hamileliğin erken dönemlerinde, kızamıkçığa yakalanan kadınlarda, virüs plasentadan embriyoya geçerek, gözün saydam tabakasında bozukluklar, göz küçüklüğü, kafa küçüklüğü, sağırlık ve zeka geriliği gibi anormalliklere neden olabilir.

Bazı kimyasal maddelerle, yüksek enerjili radyasyonun aşırı dozu, hücrelerdeki enzimleri okside ederek bozar. Enzimlerin bozulması metabolizmayı aksatır ve hücreler ölür.

Alkol ve kafein gibi maddelerinde gelişmekte olan fetüse zarar verdiği bilinmektedir.


Leave A Reply