Eretnaoğulları Beyliği (1335 ve1381) Kuruluşu, Tarihi ve Dağılışı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Eretnaoğulları Beyliği ne zaman ve nerede kuruldu? Kurucusu kimdir, özellikleri, Eretnaoğulları ve Anadolu Türk Beylikleri hakkında bilgi.

eretnalilar

Kaynak: coımmons.wikimedia.org

Eretnaoğulları Beyliği (1335-1381)

Eratnalılar Devleti, XIV. yüzyılın başlarında yıkılmış olan Türkiye Selçukluları Devletinin Orta Anadolu toprakları üzerinde aynı yüzyılın ikinci yarısına doğru Emir Eratna tarafından kurulmuştur. Eratna, Uygur Türklerine mensup bir aileden gelmekteydi438. Babası Taycu Bahşı, Moğol İlhanlı sarayında şehzâdelerin eğitiminden ve öğretiminden sorumlu bir öğretmen (dânişmend) idi. Ertana’dan başka Tarımtaz ve Sünüktaz adlarında iki oğlu daha vardı. Bunlardan Tarımtaz, Moğol İlhanlı hükümdarı Olcaytu Hanın en yakın komutanlarından biri idi. Taycu Bahşı, Gazân Han zamanında (1295-1304) Kayseri’ye gelip yerleşmiş ve burada İslâm dinine girerek, Cafer adını almıştır.

Eratna ise, diğer kardeşleri gibi Moğol İlhanlı Devletinin hizmetine girmiş olup, ilk defa, 1317 yılında Anadolu’ya gönderilen Moğol valisi Temürtaş’ın emrindeki komutanlar arasında görülmektedir. Eratna, aynı zamanda eniştesi olan Temürtaş’ın en çok güvendiği beylerden biri idi. Temürtaş, Türk Beyliklerini birer birer ortadan kaldırıp, Anadolu’da kendi devletini kurmak niyetindeydi. Onun bu düşünce ile giriştiği faaliyete, Emir Eratna da katıldı. Kendisini “Mehdi” ilân eden Temürtaş, Lârende’ye kadar Konya bölgesini ele geçirdi. Eşrefoğulları ve Hamîdoğulları Beyliklerine birer birer son verdi. Emîr Eratna’yı Sahib Ataoğulları üzerine gönderdi. Fakat tam bu sırada, Temürtaş’ın en büyük dayanağı olan babası Emir Çoban öldürüldü. Bundan sonra sıranın kendisine geleceği endişesine kapılan Temürtaş, faaliyetlerine son verdi; yerine vekil olarak Emir Eratna’yı bırakıp, Anadolu’yu terk ederek, Mısır Memlûklu Devletine sığındı (1327).

Emir Eratna

Emir Eratna ise, gelip Sivas’a yerleşti. Temürtaş’ın Anadolu beyliklerine karşı izlediği şiddet ve baskı politikasına son verdi. Bütün gücünü ve enerjisini, Temürtaş’ın kendisine bıraktığı topraklara hâkim olma faaliyeti üzerinde topladı. İyi bir idare çıkararak, hâlkın takdirini ve sevgisini kazandı.

Temürtaş’tan sonra Anadolu Moğol ilhanlı valiliğine Moğolların Celâyir boyuna mensup Şeyh Haşan tayin edildi. Celâyirli Şeyh Haşan, Anadolu’nun idaresini Emîr Eratna’ya bırakarak, Azerbaycan’a gitti. Zira, 1335 yılında Moğol ilhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Hanın vâris bırakmadan ölümü üzerine İran’da Moğol beyleri arasında otorite mücadelesi başlamış bulunuyordu. İlhanlı iktidarı için yapılan bu mücadelenin sonucunda Celâyirli Şeyh Haşan Irak’a, Çobanlı ailesinin başında bulunan Temürtaş’ın oğlu (Çobanlı) Şeyh Haşan da Azerbaycan’a hâkim oldu.

Emîr Eratna ise, bir taraftan Anadolu’daki hâkimiyetini güçlendirirken, diğer taraftan şeklen de olsa Celâyirli Şeyh Hasan’a bağlılığını sürdürüyordu. Yine de Emîr Eratna kendisini emniyette görmüyordu. O, özellikle, Çobanlı Şeyh Haşan ile komşu beylerin her an ülkesine saldıracağını düşünüyor ve böyle bir tehlikeye karşı da büyük bir devletin desteğini ve himayesini arıyordu. Bu düşünce ile Memlûklu Sultanına bir elçi gönderen Emîr Eratna, kendisini metbû’hükümdar olarak tanıdığını ve adına para bastıracağını bildirdi
.
Emîr Eratna’nın bu teşebbüsünün ne kadar isabetli olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. Maraş ve çevresinde bir beylik kurmuş olan Dulkadirli Karaca Bey (Dulkadiroğulları Beyliği), Emîr Eratna’nın topraklarına saldırı başlattı. Dulkadiroğlu Karaca Beyin saldırılarını önleyemeyen Emîr Eratna, onu Memlûklu Sultanına şikâyet ederek, bu hususta kendisinden yardım istedi. Emîr Eratna’yı tâbilik hususunda samîmî bulmayan Memlûklu Sultanı, onun bu isteği karşısında ilgisiz kalarak, duruma müdahâle etmedi.

Advertisement

Öte yandan, Celâyirli Şeyh Hasan’a karşı yürüttüğü mücadeleden başarıyla çıkan Çobanlı Şeyh Haşan, Anadolu’da da hâkimiyet kurabilmek için Emîr Eratna’nın kendisine tâbi olmasını istedi. Emîr Eratna, Çobanlı Şeyh Hasan’ın tâbilik teklifini cesaretle reddederek, istiklâlini elde etmek yolunda ilk adımını attı. Fakat Çobanlı Şeyh Haşan bu isteğinden vazgeçmedi. Bir ordu hazırlayarak, Emîr Eratna’nın üzerine gönderdi. Emîr Eratna, Memlûklu Sultanından sağladığı yardımcı kuvvetlerle Çobanlı Şeyh Hasan’ın ordusu ile Sivas’ın doğusundaki Karanbük denilen yerde karşılaştı. Yapılan çarpışmada Emîr Eratna’nın ordusu yenildi.

Fakat Emîr Eratna, mücadeleden vazgeçmedi; seçme birlikleri ile gizlendiği tepenin arkasında, fırsat kollamaya başladı. Aradığı fırsat, Emîr Eratna’yı pek fazla bekletmedi. Moğol ordusu, Emîr Eratna’yı tamamen unutmuş, yağmaya dalmıştı. Emîr Eratna, bu durumu kendi lehine değerlendirerek, sürpriz bir baskın düzenledi. Moğol ordusunu bozguna uğratmak suretiyle mağlubiyeti zafere çevirdi (1343).

Bu zafer Emîr Eratna’nın hem kendine olan güvenini hem de şöhretini artırdı. Öte yandan, bir yıl sonra Çobanlı Şeyh Hasan’ın eşi tarafında öldürülmesiyle Emîr Eratna, tehlikeli düşmanından tamamen kurtuldu.

Böylece, tamamen serbest kalan Eratna, “emîr” unvanını terk edip, “sultan” unvanı ile “Alâeddîn” lakabını alarak, istiklâlini ilân etti; kendi adına para bastırdı. Bu sırada Eratnalı Devletinin sınırları Pasinler ovasından Ankara’ya, Samsun’dan Toros dağlarına kadar uzanıyordu. Sivas, Kayseri, Niğde, Tokat, Amasya, Erzincan, Niksar gibi Anadolu’nun en önemli şehirleri Sultan Eratna’nın hâkimiyeti altında bulunuyordu.

Sultan Eratna’nın Yaptıkları

Sultan Eratna, her devlet kurucusu gibi tarihin önüne çıkardığı fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesini bilmiş, sabırla yürüttüğü bir mücadelenin sonucunda Moğol İlhanlı Devletinin Anadolu’daki hâkimiyetine son vererek, kendi devletini kurmuştur. Celâyirli Şeyh Haşan ile Mısır Memlûklu Sultanının desteğini ustalıkla kullanarak, en büyük düşmanı olan Çobanlı Şeyh Hasan’ı yenmiş, ülkesinin ve devletinin istiklâlini korumuştur. Daha da önemlisi o, Anadolu’da bir asırdan beri bozuk olan düzeni sağlamış; ülkeyi huzur ve emniyete kavuşturmuştur. Halkı adâlet ve şefkatle idare etmiştir. Herkesin sevgisini kazanmıştır. Ediplere, din ve bilim adamlarına yakın ilgi göstermiştir. Bundan dolayı halk, kendisine “Köse Peygamber” lakabını vermiştir.

Sultan Eratna 1352 yılında öldü. Yerini alan oğulları (Mehmed ve Cafer Beyler) ve torunları (Ali ve II. Mehmed Beyler) hep küçük yaşta ve tecrübesiz oldukları için idarede yetersiz kaldılar. Karamanoğulları, bu durumdan faydalanarak, Niğde, Aksaray ve Kayseri gibi devletin önemli şehirlerini ele geçirdiler. Amasya (Hacı Şadgeldi), Tokat (Şeyh Necib), Niksar (Taceddîn Bey), Erzincan (Mutahharten) valileri, merkezle bağlarını kopararak, serbest hareket etmeye başladılar. Bütün otorite, tahtın gerisindeki vezirlerin ve saltanat naiblerinin eline geçti. Son saltanat naibi olan Kadı Burhaneddîn Ahmed, sistemli ve dikkatli bir mücadele sonucunda bütün rakiplerini bertaraf edip, Erat-nalılar ülkesine tamamen sahip oldu. Böylece, Eratnalılar Devletinin siyasî varlığı sona erdi (1381).

Advertisement


Leave A Reply