İçinde etek kelimesi geçen deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Etek hakkında deyimler anlamları ve açıklamaları.
Etek İle İlgili Deyimler ve Anlamları
***(bir şeyden) el ayak (etek) çekmek
uzaklaşmak, kaybolmak: Tarzının, yönteminin piyasadan el ayak çekmek zorunda kalacağını açık seçik kavrıyorsunuz. -S. İleri. Bazı meddahlar da Karagöz oynatmış, şahbaz, hayalbaz veya hayalî isimleriyle yaşadıktan sonra temaşa hayatımızdan el etek çekmişlerdir. -S. Ayverdi.
***(birinin) eteğini toplamak
1) birinin derli toplu olmasını sağlamak, birini düzenli yaşatmak: Senin eteğini toplamaktan hamur açacak zamanı mı var onun? -A. Kulin. 2) birinin kötü yaptığı işleri düzeltmek.
***dünyadan el etek (elini eteğini) çekmek
bir kenara çekilip çevresiyle ilgisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmamak, dünya işleriyle ilgilenmez olmak: Yedi saatlik evliler, şimdiden mi dünyadan el etek çekiyor? -N. F. Kısakürek.
***el etek öpmek
1) bir işi yaptırmak için çok yalvarmak; 2) yaltaklanmak.
***el etek tutmak
tarikata girmek, derviş olmak.
***eteğe varmak
yardım istemeye gitmek.
***eteği ayağına dolaşmak
eli ayağı dolaşmak.
***eteği kirlenmek
kadının namusuna dokunulmak.
***eteğinde namaz kılınmak
içi dışı çok temiz kişi olmak.
***eteğindeki taşı dökmek
bütün bildiklerini açıklamak.
***eteğinden ayrılmamak
peşini bırakmamak: Bu ağırsamaları anlamakla beraber aldırmayan Hilmi, eteğinden ayrılmıyor, peşi sıra yürümekten vazgeçmiyordu. -R. H. Karay.
***eteğinden el çekmek
1) etliye sütlüye karışmamak; 2) birini tacizden vazgeçmek.
***eteğine düşmek (sarılmak)
yalvarıp yakarmak.
***eteğine yapışmak (sığınmak)
birinin koruyuculuğu altına girmek.
***eteğini başına atmak (sarmak)
birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak.
***eteğini çekmek
günah sayılan işlerden uzak durmak.
***eteğini tutmak
yardım istemek.
***eteğiyle mum söndürmek
uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.
***etek açmak
kadın, cinsel arzusunu belirtmek.
***etek öpmek
yaltaklanmak, dalkavukluk etmek.
***etek silkmek
1) el etek çekmek; 2) çekilmek, artık karışmamak.
***etek takmak (giymek)
argo erkek ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek.
***etekleri tutuşmak
çok telaşlanmak: Öğleden sonra vali yine kıza köpüre arayınca komiser Zihni ‘nin etekleri iyice tutuştu. -M. İzgü.
***etekleri uzamak
yanlışları düzeltmek, ayıbını kapatmak.
***etekleri zil (ıslık veya çalpara) çalmak
1) çok sevinmek: İlk mektebe gittiği gün Gülsüm’ün sevincinden etekleri zil çalıyordu. -R. N. Güntekin. 2) alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak.
***eteklerini indirmek
argo üzerine düşen görevi yerine getirmek.
***eteklerini toplamak
düzenli, temiz veya namuslu olmak.