Evliliğin Tarihsel Gelişimi ve Evlilik Çeşitleri

0
Advertisement

Evlilik nedir, nasıl oluşur? Evliliğin tarihi, tarihçesi, evlilik çeşitleri, evlilik hakkında bilgi.

evlilik-1EVLENME ve EVLİLİK, kadınla erkeğin kanun çerçevesi içinde birleşmelerinden doğan sosyal bir müessesedir. Ailenin temelini meydana getirir. Bu bakımdan, toplum hayatı evliliğe dayanır. Evliliğin en önemli gayesi, topluma yararlı olacak çocuk yetiştirmek, nüfusun çoğalmasına yardım etmektir.

Evliliği başlıca üç bölümde inceleyebiliriz: 1) Cinsel isteklerin yerine getirilmesi; 2) Toplumun çekirdeği olan ailenin kurulması; 3) Gelecek nesillerin yetiştirilmesi.

Eski devirlerde olduğu gibi bugün de evlenmek birtakım şartlara bağlıdır. Meselâ bugün hemen bütün toplumlarda birinci derecede akrabaların evlenmelerine izin verilmez; ancak kan akrabalığı olmayanlar evlenebilir. Sonra, yaş sınırı da vardır. Medeni memleketlerin hemen hepsinde kızlar için bülûğdan önce evlenmek yasaktır. On sekiz yaşını bitirmemiş genç kızlar da ana ve babanın izni olmadan evlenemezler. Bu yasağa riayet edilmediği takdirde evlenen kız da, onunla evlenen erkek de kanun nazarında aynı derecede sorumludur.

Bazı ilkel topluluklarda ancak aynı kabileden erkek ve kadınların evlenmelerine izin verilir. Ayrı dinlerde, ayrı mezheplerde olan kadın ve erkeklerin de birbirleriyle evlenmelerine bazı yerlerde müsaade edilmez.

Evliliğin Tarihi

Advertisement

Evliliğin tarihi insanlık tarihinden daha eskidir. Tabiat bilginleri, evliliğin önce hayvanlarda başladığını örneklerle ispat etmişlerdir. Meselâ maymunlar, bugünün ölçülerine göre tam mânasıyla mazbut bir evlilik hayatı sürmektedirler. İlk insanların mağara devrinde, beğendikleri kadınları mağaralarına götürdükleri, hiçbir sorumluluğu, kanuni, dini yükümü olmayan bir evlilik kurdukları biliniyor. Zamanla, çeşitli medeniyetler kurulmaya başlayınca, kadın-erkek münasebetleri de her medeniyetin geleneklerine göre çeşitli şekiller aldı.

Sümerlerde Evlilik — Sumerli genç kızların tapınaklara adanmaları âdetti. Kızlar buralarda tanrının temsilcileriyle beraber yaşarlardı. Bunun dışında evlilik ise birtakım kanunlara bağlıydı. Sümer kanunlarında ana ile babanın çocukları üzerinde eşit hakları vardı. Yalnız, bazı hallerde erkek karısını satabilirdi. Kocalarını aldatan kadınlar ölüm cezasına çarptırılırlardı. Çocuk sahibi olamıyan kadını boşamak da erkeğin hakkıydı.

Eski Mısır’da Evlilik. — Mısır’da firavunlar kızkardeşleriyle evlenmeyi âdet edinmişlerdi. Böylece, tahta geçeceklerin tam ma-nasiyle firavun kanından olması sağlanıyordu. Zamanla, kızkardeşle evlenme usulü halk arasına da yayıldı. Firavunların, ayrıca, memleketin en seçkin kızlarından kurulu kalabalık haremleri de vardı. Eski Mısır’da boşanmalar pek azdı. Evlilik çoğunlukla iyi düzenleniyordu. Kadınların hâkimiyeti çok fazlaydı.

Babil’de Evlilik. — Babil’de erkekler deneme mahiyetinde olmak üzere bir kadınla yaşıyabiliyorlardı. Kanuni evlenmeyi ise tamamen anne ile babanın hazırlaması adetti. Evlenecek çağda kızı olan babalar, yılın belli bir gününde, kızlarını alıp şehirlerin büyük alanlarına getirirlerdi. Evlenmek isteyen erkekler de bu alanlarda toplanır, kendi zevklerine göre bir kız seçmeye çalışırlardı. Evlenecek kızların tanıtılmasını bir memur üzerine alır, kızların hepsini teker teker açık artırmayla satardı. Bundan sonra da evlenmenin kanuni tarafına geçilirdi.

Çin’de Evlilik. — Çinde evlilik aşkla pek ilgili değildi. Ayrı cinsten gençler birbirlerinden uzak çevrelerde yetiştirilirler, pek temas ettirilmezlerdi. Çin’de de evliliği anne ve babalar kararlaştırır, her türlü hazırlığı onlar yapardı. Yaşı geçip de evlenmeyen erkeğe iyi gözle bakılmazdı. Çinliler, nüfuslarını bir an önce artırmak için gençleri evlenmeye teşvik ederlerdi.

Eski Yunanlılar’da Evlilik. — İlk çağlarda evlilik bir nevi alışveriş sayılıyordu. Kızın babası ona çeyiz verirdi, fakat damat da kaynatasına değerli hediyeler vermek zorundaydı. Yunanlılar, aşkın evlilikten sonra geldiğine inanmışlardı. Ünlü şair Omeros’un devrinde Yunanlı kadın, kocasına olan sada-katiyle ün salmıştı. Fakat Yunanlı erkek karısına asla sadık kalamıyordu. Bunlara rağmen evlilik iyi işliyen bir müesseseydi.

Advertisement

Sparta’da Evlilik. — Eski Yunanistan’da Spartalı kocalar, karılarını yüksek mevkideki kimselere kiralayabiliyorlardı. Erkeğin en büyük gayesi sağlam, kuvvetli, kabiliyetli çocuklar yetiştirmekti. En uygun evlenme çağı erkekler için, kadınlar için 20 yaştı. Evlilik doğrudan doğruya ana-babanın önayak olmasıyla gerçekleşirdi. Yalnız, evlenme çağları geçip de evlenemeyen kadın ve erkeklerin bir an önce kendilerine eş bulabilmelerini sağlamak için ayrı bir usul de vardı: Evlenmek isteyen kadın ve erkekler karanlık, büyük bir odada buluşurlar, erkekler, kadınların yüzlerini hiç görmeden, eşlerini seçerlerdi. Spartalılar, karı-kocaların birbirlerini hiç aldatmadıklarını ileri sürer, bununla övünürlerdi. Boşanma da pek azdı. Spartalı ünlü general Lysandros karısını bırakıp ondan daha güzel bir kadınla evlenmek istediği için cezalandırılmıştı.

Müslüman Alemi’nde Evlilik. — Müslümanlarda evlilik kutsal bir müessese sayılırdı. İslam dini bazı şartlarla erkeğin dört kadın almasına izin verdiği için Müslüman erkekleri bazen birkaç kadınla evleniyorlardı. Erkeğin bir sözü boşanmaya kafiydi, fakat kadının boşanması zordu.

Museviler’de Evlilik. — Museviler, erkek ve kadınların erken yaşlarda evlenmelerini isterlerdi. Fakat evlenecek erkeğin önce iş hayatını bir düzene koyması, karısını rahat yaşatacak imkanları sağlaması şarttı. İki taraf da isterse boşanmak kolaydı.

Hristiyan Alemi’nde Evlilik. — Hristiyanlarca bilhassa ilk önceleri evlilik tamamen dinin’ kontrolü altındaydı. Ayrı mezheplerden olan kadın ve erkeklerin evlenmeleri imkansızdı, fakat sonradan kilise nikahı yerine sivil nikâh da kıyılmaya başlanınca ayrı mezheplerden olanlar da evlenebildiler. Roma Katolik Kilisesi boşanmayı kabul etmez; bunun için, Katolikler, evlendikten sonra, ne kadar sıkıntı çekerlerse çeksinler, eşlerinden ayrılamazlar. Mahkeme huzurunda boşananların bile ikinci defa evlenmeleri yasaktır, kilise böyle bir evliliği asla meşru saymaz. İngiliz Anglikan Kilisesi de boşanmayı kabul etmez. Bundan dolayı, İngiltere Prensesi Margaret’in karısından boşanmış bir erkekle evlenmesine izin verilmemişti.

Evlilik Çeşitleri

Bugün bizim anladığımız mânada evlilik bir erkekle bir kadının hayatını birleştirmesidir ki buna «tekeşlilik» (monogamia) adı verilir. Evlilik deyince aklımıza gelen ilk şekil de budur. Fakat eski çağlarda evliliğin daha başka çeşitleri de vardı:

Çokeşlilik (polygamia). — Bir erkeğin veya bir kadının birden çok eşle evlenmesidir. İkiye ayrılır:

a) Çokkarılı evlilik (polygynia): Bir erkeğin birkaç kadınla aynı zamanda evlenmesidir. Bu çeşit evlilikte aynı erkekle evli kadınların hepsi eşit haklara sahip olamazlar. Erkek çocuk doğuranın değeri daha yüksektir. Erkeğin en fazla beğendiği karısı ötekilerinin başı durumundadır, onun sözü ötekilerden çok geçer.

b) Çokkocalı evlilik (polyandria): Birkaç erkeğin bir kadınla evlenmesidir. Çoğunlukla erkek kardeşler bir kadınla evlenirler, bu evlilikten doğan çocukları üzerinde eşit haklara sahip olurlar. Bu tip evlenme daha çok tarih öncesi çağlarına mahsustur.

İçevlenme (Endogamia). — Erkeğin bağlı bulunduğu kabilenin içinden kendine eş seçmek zorunda oluşudur.

Dış evlenme (Eksogamia). — Erkeğin bağlı bulunduğu kabileden değil de ayrı kabileden kendine eş seçmek zorunda oluşudur.

Advertisement

Yirminci yüzyılda, çeşitli etkilerle, evlilik müessesesi ciddi tehlikelerle karşılaştı, evlilik aleyhinde çeşitli cereyanlar türedi. Bir yandan da evliliği korumak için gerek dini, gerekse sosyal müesseseler kuruldu. Bilhassa Amerika’da, evlenmeler çok artmakla beraber, boşanmalar da o nispette çoğaldığı için boşanmalara karşı tedbir almak maksadıyla Evlilik Danışma Büroları kuruldu. Bu bürolarda karı-kocalar arasındaki anlaşmazlıkların halledilmesine, dolayısıyla yuvaların kurtarılmasına çalışılıyor. Çocuksuz evliliklerin % 70’inin boşanmayla sonuçlandığı göz önüne alınarak, çiftlerin çocuk sahibi olmaları teşvik ediliyor. Yapılan istatistikler, boşanmaların % 40’ının evliliğin ilk beş yılında olduğunu göstermektedir. Çocuklu evliliklerde boşanma felaketlere yol açabiliyor. Toplumun başına dert olan çocukların çoğu yıkılmış evliliklerin mahsulleridir.


Leave A Reply