Evlilik İle İlgili Atasözleri Deyimler Anlamları Açıklamaları Evlilik Deyim Söz

0
Advertisement

Evlilik, düğün ile ilgili atasözleri ve deyimlerin anlamları, açıklamaları. Evlilik karı, koca olmak atasözleri, deyimler anlamları.

Evlilik İle İlgili Atasözleri Deyimler Anlamları

Arka resim kaynak: pixabay.com

Evlilik İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

ATASÖZLERİ

  • *** derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
    derdi olmayan kimse önemsiz şeyleri kendisine dert edinerek söylenir, borcu olmayan kimse de evlenirken birçok şey satın almak zorunda kaldığı için borçlanır.
  • *** erken kalkan (çıkan) yol alır, er evlenen döl alır
    yapacakları işe erken başlayanlar kazançlı olurlar.
  • *** ev alanla evlenene Allah yardım eder
    evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah’ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
  • *** evlenenle ev alana Allah yardım eder
    evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah’ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
  • *** horoz evlenir, tavuk tellenir
    gereği yokken başkasının sevincine katılanlar için söylenen bir söz.
  • *** sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış
    yapılacak iş için gerekli gücün elde edilebilmesi için sabahleyin karın doyurulmalıdır, çocukların anne, baba ihtiyarlamadan yetiştirilebilmeleri için de evlenmeleri geciktirilmemelidir.
  • *** abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz
    bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz.
  • *** bey aşı borç, düğün aşı ödünç
    beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır; düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur.
  • *** ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar
    kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz.
  • *** kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını
    davranışlarını içinde bulunduğun koşullara uydur.
  • *** deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
    densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
  • *** dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda
    çıkarından başka bir şey düşünmeyen kimse ile ilişki kurma, seni nerede rahatsız edeceği belli olmaz.
  • *** düğün aşıyla dost ağırlanmaz
    ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
  • *** bekâra karı boşaması kolaydır
    bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.
*** düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya
akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar.
  • *** bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
    sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur.
  • *** karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır
    bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar.
  • *** düğünü okuyucu boklar
    iki taraf arasındaki güzel ilişkileri, söz götürüp getiren anlayışsız aracı bozar.
  • *** el ile gelen düğün bayram
    herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır.
  • *** eşeği düğüne çağırmışlar, “ya odun eksik ya su demiş”
    bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
  • *** eşeği düğüne çağırmışlar, “ya su lazımdır ya odun” demiş
    bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
  • *** eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
    bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
  • *** gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar
    kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.
  • *** harman yel ile, düğün el ile
    her işin gerçekleşmesi birtakım koşulların bulunmasına bağlıdır.
  • *** kambersiz düğün olmaz
    her toplantıda veya her işin içinde bulunmak merakında olanlar için yarı sitem, yarı şaka olarak söylenen bir söz.
  • *** ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli
    insan içinde bulunduğu çevrenin durum ve koşullarına uygun biçimde davranmasını bilmelidir.
  • *** çocuk seversen beşikte, koca seversen döşekte
    çocuğu kucağına almadan, beşikte yatarken sev; kocana karşı olan sevgini de başkalarının yanında değil, döşekte göster.
  • *** dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz
    dumanı olmayan baca olamayacağı gibi karısına sıkıntı vermeyen koca da olmaz.

DEYİMLER

  • *** karısının üstüne evlenmek
    karısı varken bir kadınla daha evlenmek: “Fakat hanımefendi, bugün İstanbul’da karısının üstüne evlenmiş kaç erkek var?” -H. C. Yalçın.
  • *** (birinin) düğününde kalburla (elekle) su taşımak
    bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü vermek.
  • *** düğün aşıyla dost ağırlanmaz
    “ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır” anlamında kullanılan bir söz.
  • *** bir (aynı) yastıkta kocamak
    karı koca birlikte uzun bir ömür sürmek.
  • *** düğün bayram etmek
    çok sevinmek, çok sevinç duymak.
  • *** düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü
    gösterilen yakınlığın, iltifatın gizli bir nedeni olduğu düşünüldüğünde söylenen bir söz.
  • *** koca bulmak
    kız veya kadın kendisi ile evlenecek bir erkek bulmak: “Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı.” -R. H. Karay.
  • *** kocaya gitmek
    evlenmek: “Harfleri okuyup yazamadan on üçümde kocaya gidecektim.” -A. Kulin.
  • *** kocaya kaçmak
    kız ailesinin izni olmadan ve nikâhlanmadan bir erkekle kaçmak: “Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler.” -N. Cumalı.
  • *** kocaya varmak
    kız, kadın evlenmek: “On üç yaşındayken altmış altı yaşında bir kocaya vardığı için izdivaç denen şeyden nefret etmişti.” -Ö. Seyfettin.
  • *** kocaya vermek
    kız veya kadını evlendirmek.
  • *** düğün dernek, hep bir örnek
    olayların veya yapılan işlerin hep birbirine benzediğini anlatan bir söz.
  • *** düğün pilavıyla dost ağırlamak
    başkasının kesesinden veya elinden ikramda bulunmak.
  • *** düğünevi gibi
    sevinçli ve telaşlı bir kalabalık bulunan (yer).
  • *** karılık etmek
    1) evli bir kadın kocasına olan görevini yerine getirmek; 2) hkr. erkek için döneklik etmek, hile yapmak.


Leave A Reply