Evliya Çelebi Kimdir? Evliya Çelebi Hayatı, Seyahatleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Evliya Çelebi kimdir? Nasıl seyahat etmeye başlamış ve hangi ülkeleri şehirleri ne zaman nasıl gezmiştir. Evliya Çelebi’nin eseri seyahatname hakkında ilgiler.

Evliya Çelebi

Evliya Çelebi

Uluslararası ün kazanmış büyük Türk gezginidir. XVII. yüzyılın en büyük yazarlarındandır. İstanbul’da Unkapanı’nda doğdu. Babası Derviş Mehmet Zılli, Saray’ın kuyumcubaşısıydı. 114 yaşında ölmüştür (1534-1648). Evliya Çelebi, babası 77 yaşındayken doğmuştur.

Mehmet Zılli, Sultanahmet Camisi’ndeki süsleme işlerini yapan sanatkarlardandı. Padişah musahipliği de etmiştir. Ailesi aslında Kütahyalı’ydı, fetihten sonra İstanbul’a yerleşmişlerdi. Evliya Çelebi ilk öğreniminden sonra 7 yıl medreseye giderek orta öğrenimini tamamladı, Enderun’a, yani saraya mahsus üniversiteye, girerek burada ilerledi. Ayrıca hafız oldu, babasından da güzel sanatlar öğrendi. Biraz şairliği de vardır. Bilhassa müziğe çalışan ve sesi pek güzel olan Çelebi, IV. Murat’ın takdirini kazanarak, dayısı Damat Melek Ahmet Paşa’nın da iltimasiyle 1635’te 24 yaşında Padişah’ın şahsi hizmetine alındı.

Evliya Çelebi 1639’da 40 akçe gündelikle saray hizmetinden çıkarıldı. Büyük bir araştırma merakı, ince bir zekası olan Çelebi, seyahatlerini 1630’da gördüğü bir rüyaya bağlar. Anlattığına göre rüyasında Hz. Peygamber’i görmüş, “Şefaat” diyeceğine heyecandan: “Seyahat, ya Resûlullah” demiş, Peygamber de gülümseyerek onun dileğini kabul etmiş.

Evliya Çelebi’nin İlk Gezileri

Çelebi’nin 10 büyük ciltlik “Seyahatname” sinin ilk cildi bir İstanbul ansiklopedisi mahiyetindedir, en ince teferruatına kadar şehri inceler. Çelebi Batı Anadolu’da ilk seyahatlerinden sonra babasının manevi oğlu olan Trabzon Beylerbeyi Ketenci Ömer Paşa ile beraber, Trabzon’a gitti. Buradan, Karadeniz’in bütün doğu kıyılarını gezip 1641’de Kırım’a geçti. Bahadır Giray Han’ın yanında uzun müddet kaldıktan sonra deniz yolu ile İstanbul’a döndü. 1645 Girit Seferi’ne katılarak Hanya’nın fethinde bulundu, 1646’da akrabası olan Defterdarzade Mehmet Paşa Erzurum Beylerbeyi olunca, onun yanında Doğu Anadolu’ya gitti. Gürcistan’ı, Güney ve Kuzey Azerbaycan’ı, bu arada Tebriz’le Bakü’yü gezdi.

Advertisement

Evliya Çelebi Avrupa’da

1648’de İstanbul’a döndü aynı yılın yazında, Şam Beylerbeyi olan Murtaza Paşa’nın yanında Suriye’ye gitti. Lübnan’ı, Filistin’i de gezdikten sonra, Murtaza Paşa’nın Sivas Beylerbeyliğine getirilmesi üzerine, Orta Anadolu’ya geldi. 1650’de Paşanın azli üzerine İstanbul’a döndü, dayısı Damat Melek Ahmet Paşa sadrazam olunca, onun yanında önemli bir yer elde etti. Paşa’nın sadaretten Özü Beylerbeyliğine getirilmesiyle de Çelebi, Avrupa gezilerine başladı. Bulgaristan’ı, Dobruca’yı gördü, 1653’te İstanbul’a döndü. Bu arada Konya’ya gitmiş, Melek Ahmet Paşa’nın Van Beylerbeyliğine atanması üzerine, gene onun yanına katılmıştı.

Diplomatik görevlerle İran’a giden Çelebi, bu arada Irak’a da gidip Bağdat’ı inceledi. Melek Ahmet Paşa’nın tekrar Özü’ye atanması üzerine Avrupa’ya geçti. Erdel’de (Transilvanya’da), Besarabya’da, Ukrayna’da, gerek Paşa’nın, gerek Kırım Hanı IV. Mehmet Giray’ın yanında hizmet etti. 1657 sonunda İstanbul’a dönüp yengesi Kaya Sultan’ın (IV. Murat’ın kızı) sarayında dinlendi, küçük gezilerden sonra tekrar Avrupa’ya giderek Romanya’da, Macaristan’da çeşitli görevlerde bulundu.

Bu sıralarda dayısı Melek Ahmet Paşa, Bosna Beylerbeyi görevinde bulunuyordu. Bosna’yı, Hersek’i, Dalmaçya’yı, Hırvatistan’ı gezen Evliya Çelebi, dayısının, merkezi Sofya olan Rumeli Beylerbeyi olması üzerine tekrar Transilvanya’ya gitti, kışı Belgrad’da geçirip Arnavutluk’u gezdi. Sadrazam ve Serdar-ı Ekrem (başkomutan) Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın Almanya seferinde yanında bulundu, vaktiyle Köprülü Mehmet Paşa’ya olduğu gibi Fazıl Ahmet Paşa’ya da hizmet etti, ünlü Uyvar fethinde bulundu, Almanya İmparatorluğu’na olağanüstü büyükelçi atanan Kara Mehmet Paşa’nın yanında Viyana’ya giderek, imparatorluk sarayını bize anlattı, her iki medeniyeti birbiriyle karşılaştırarak, Türk medeniyetinin üstünlüklerini belirtti.

seyahatname

Son Gezileri

Macaristan’a dönen büyük seyyah, Romanya ve Kırım’daki uzun işlerinden sonra, Kuzey Kafkasya’ya, Dağıstan’a, Hazar kıyılarına, Volga’ya kadar gitti. Kırım’a döndü, Balkanları geçerek 1668’de İstanbul’a döndü. Fakat seyahat etmek merakı iliklerine işlediğinden 7 aydan fazla oturamadı, bu sefer Türkiye’nin bugünkü Yunanistan ve Mora’ daki illerini gezmeye başladı. Mora’dan Girit’e geçti, Arnavutluk’ta dolaştı, 1670’te gene İstanbul’a döndü.

21 mayıs 1671’de, yanına 8 kölesini de alarak, sonuncu gezisine çıkan Çelebi, Ege Adaları’nı, Güney Anadolu’yu, Suriye’yi dolaştı, Hicaz’a gidip hacı olduktan sonra Mısır’a gitti. Burayı çok beğendiği anlaşılan Çelebi, Kahire’de 9 yıla yakın kaldı. Yalnız bu arada birçok kereler Sudan’a, Eritre’ye gidip geldi, ticaret yaparak çok para kazandı. Bu arada bir kere daha Hicaz’a gidip tekrar hacı oldu. Bundan sonra da “Seyahatname” sinin X. cildi bittiğinden, Mısır’da mı, İstanbul’a dönüp burada mı öldüğü bilinemiyor.

Advertisement

Evliya Çelebi Seyahatnamesi“, 10 büyük cilt halinde, İstanbul’da basılmıştır. Ayrıca, bu geniş eserden yapılan seçmeler, pek çok antoloji halinde yayınlanmıştır. Eserden parça parça yapılan çeviriler Batı ve Balkan dillerinde yayınlanmış olduğu gibi batılı araştırmacılar tarafından da sıklıkla incelenmiştir. Evliya Çelebi’nin kendine has zarif üslubu, ona pek çok hayran kazandırmıştır. Bu büyük eser XVII. yüzyıl Osmanlı Türkleri’nin tarihi, folkloru ve medeniyeti bakımından çok değerli bir hazinedir.

Kaynak 2 

EVLİYA ÇELEBİ (1611-1682)

Türk, gezgindir. Gezdiği yerlerde halkın günlük yaşamlarını, ekonomik durumlarını, fiziksel özelliklerini ayrıntılarıyla anlatır.

Evliya Çelebi’nin geziye karşı duyduğu ilgi, çocukken babasından, yakınlarından dinlediği öykülerden, söylencelerden ve masallardan kaynaklanır. İlk önce 1635’te, önce İstanbul’un bütün semtlerini dolaşmaya, gördüklerini, duyduklarını yazmaya başladı. 1640 dolaylarında Bursa, İzmit ve Trabzon yörelerini gezdi, 1645’te Kırım’a gitti. Yakınlık kurduğu kimi devlet büyükleriyle uzak yolculuklara çıktı, savaşlara, mektup götürüp getirme göreviyle, ulak olarak katıldı. Daha sonra doğu illerini ve Azerbaycan’ı Gürcistan’ı gezdi. 1648’te İstanbul’a dönerek Mustafa Paşa ile Şam’a gitti. 1651’den sonra Rumeli’yi dolaşmaya başladı, bir süre Sofya’da bulundu. 1667-1670 arasında Avusturya, Arnavutluk, Teselya, Kandiye, Gümülcine, Selanik yörelerini gezdi. Kaynakların bildirdiğine göre, Evliya Çelebi’nin gezi süresi 50 yılı kapsar.

Eseri Seyahatname’de, gezdiği yerler ile ilgili bilgiler dışında, öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, halk oyunları, giyim-kuşam, düğün, dernek, eğlence, inançlar, karşılıklı insan ilişkileri, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları önemli bir yer tutar. Evliya Çelebi insanlarla ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder.


Leave A Reply