Eyüp Tarihi, İstanbul’un Tarihi İlçesinin Tarihçesine Kısa Bir Bakış

0
Advertisement

İstanbul’un tarihi ilçelerinden olan Eyüp’ün tarihçesi hakkında bilgi. Yeni adı ile Eyüpsultan ilçesinin tarihine kısa bir bakış.

Eyüp Tarihi

Eyüp Sultan camii

Eyüp semti Bizanslılar zamanında surların dışında bulunduğu halde burada birçok kilise, manastır ve köşkler vardı. Ancak bunların çoğu İstanbul’u almak için yapılan türlü istila hareketleri sırasında yakılıp yıkılmıştı. Araplar da İstanbul’u ele geçirmek için türlü akınlarda bulundular. Hz. Peygamber’in bayraktarı Ebu-Eyyup bu akınların birinde şehit düştü. Aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra Fatih Sultan Mehmet, Ebu Eyyub’un kabri olduğu söylenen yerde bir türbe ve cami yaptırdı.

Ebu-Eyyup’un türbesinin bulunması hem bu semtin Eyüp diye anılmasına sebep olmuş hem de diğer ilçelere göre buraya bambaşka bir özellik vermiştir. Hatta, halk arasında ilçe doğrudan doğruya “Eyüp Sultan” diye de anılır.

Eyüp çok eski zamanlardan beri İstanbullular’ın ve İstanbul’a gelen Müslüman Türkler’in bir ziyaret yeri ola gelmiştir. Semtin rağbet bulması buradaki esnaf hayatını geliştirmiş, Eyüp kaymakçı, kebapçı ve bilhassa oyuncakçı dükkanları ile ün salmıştı. XIX. yüzyılın sonlarına kadar Eyüp’te çok çeşitli oyuncaklar yapılırdı. Bunların başında kaynana zırıltıları, tahtadan boyalı kılıçlar, kamış tüfekler, fırıldaklar vs. gelirdi. Avrupa oyuncaklarının gelişmesi karşısında Eyüp oyuncakçılığı geriledi ve sönmeye yüz tuttu.

Evliya Çelebi, eski İstanbul’un en mamur yerlerinden biri olan Eyüp’te hiç boş arsa olmadığını kaydeder. Burada sayısız dükkanlardan başka da birçok güzel evler, köşkler, saraylar yapılmıştı. Bunların en tanınmışı Mimar Sinan yapısı Ali Paşa Sarayı’ydı.

Advertisement

Eyüp’ün bu bakımlı hali XIX. yüzyılın ortalarına kadar sürdü. Bilhassa kaymakçı dükkanları İstanbul hanımları için bir buluşma ve dinlenme yeri olmuştu. Haliç kıyıları da Bahariye’ye doğru birçok kahveler, büyük yalılar, sahil saraylarla doluydu. özellikle o dönemdeki ilmiye sınıfı olarak tabi edilen ileri gelenleri burada oturmayı severlerdi. Bunların arasında Hibetullah Sultan Sarayı, Hatice Sultan Sahil Sarayı’nı sayabiliriz. Bu yapıların sonunda Bahariye Kasrı bulunurdu. O devirde Bahariye de İstanbul’un en sevilen mesire yerlerinden biriydi. Eyüp, Galata ve Üsküdar gibi yüksek dereceli bağımsız bir kadılıktı, İstanbul’dan ayrı bir şehir olarak idare edilirdi.

Eyüp XIX. yüzyılın yarısından itibaren eski önem ve güzelliğini kaybetmiştir. Bugün eski Eyüp’ten kalanlar birkaç cami ve türbeyle mezarlıklardan ibarettir.


Leave A Reply