Fatımiler Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Fatımiler kimlerdir? Fatımiler devleti ve ya Fatımiler hanedanı ne zaman ve nerede hüküm sürmüştür, tarihi ve önemli olaylar hakkında detaylı bilgi.

Mısır’da 200 yıl süren Şii mezhebinden, ünlü bir Arap hanedanıdır. 910 yılından başlayarak Tunus’ta küçük bir devlet kurmuşlar, mutlak şekilde Sünni olan ülkede Şiiliği kılıç kuvvetiyle yaymaya başlamışlardır. Hz. Ali ile Hz. Fâtıma’nın (Peygamber’in kızının) torunlarından oldukları iddiası tarihi kıymeti haiz hiçbir delile dayanmaz.

Fatımilerin ulaşabildikleri en geniş sınırı gösteren harita

Fatımilerin ulaşabildikleri en geniş sınırı gösteren harita

Bütün Tunus’u egemenlikleri altına aldıktan sonra, Libya ve Sicilya’yı da alan Fatımiler, 913-915, 919-921 ve 935’te 3 kere Mısır’a girdilerse de, bu pek önemli ülkeyi alamadılar. Bu arada 935’te Sardinya’yı, Korsika’yı, hatta Cenova’yı ele geçirip Fransa kıyılarına da çıkan Fatımiler, bu yerleri ancak geçici şekilde ellerinde bulundurabildiler. 958’de Başkomutan Cevher’in Cezayir’le Fas’ı alıp Atlas Okyanusu’na dayanması, İspanya Emevileri’ni tehdit etmesi, Fatımiler’in büyük bir imparatorluk haline gelmesini sağladı. Artık Mısır’ın fethine girişmenin zamanı geldiğine de hükmedilmişti. 6 Temmuz 969’da Cevher, Mısır’ın başkenti olan Fustat’a (Eski-Kahire’ye) girdi.

Fatımiler, 973’te başkentlerini Mısır’a getirdiler, Kuzey Afrika’yı elden çıkardılarsa da Yakın Doğu’da güçlü büyük bir devlet kurdular. Mısır’da tamamen Sünni olan halk, 200 yıl Şii görünmek zorunda kaldı. Kahire’de Ezher Camisi gibi muazzam anıtlar yapan Fatımiler Hicaz’da da egemen olarak tanınınca, Kutsal Yerler de Şii egemenliğine düştü. Bu hal zaten Şii Büveyhiler’in nüfuzunda bulunan Bağdat’taki Abbasi halifelerinin dini hâkimiyet sahalarını pek çok azalttı. Sünni İslâm alemini bu durumdan ancak Selçuklu Türkleri kurtardılar. Sünniliğin önderi olmak iddiası ile ortaya çıkan ve Abbasiler’i himayelerine alan Selçuklular, Fatımiler’in nüfuzunu Afrika’ya atmak, Mısır’a münhasır bırakmak için büyük bir mücadeleye girişmişlerdir.

1045’ten başlayarak Şii Fatımi halifeleri yerine Kuzey Afrika (Mısır hariç) tekrar Abbasi halifelerini tanımaya başladı. Buna karşılık, Filistin, Lübnan, Güney Suriye, Fatımi egemenliğine düştü. 1011’de Halep’i bile geçici olarak alan Fatımiler, Bizans’la zaman zaman önemli savaşlar yaptılar. Fatımiler’in Mezopotamya’ya bile yayıldıkları anda Yakın Doğu işlerine el koyan Selçuklular, onları gittikçe geriye sürdüler, 1071’de Kudüs’ü, 1076’da Şam’ı onlardan aldılar.

Mısır halkı binlerce yıldan beri savaşmayı unuttuğu için, Fatımiler, Türk ve Berberi birliklerinden kurulmuş ordularına dayanıyorlardı. Fakat Türkler’le Berberiler’in rekabet kavgalarının sonu gelmiyordu. Komutanlar, vezirler, halifeleri nüfuzları altına alıp, devleti kendi başlarına yürütüyorlar, aralarında kanlı rekabetler oluyordu. Artık devletin egemenlik alanı, Mısır sınırlarını aşmıyordu.

Advertisement

Sonunda Zengiler’den Türk atabeyi Sultan Nurettin, Mısır işlerine karıştı, Salahattin Eyyubi, Sultan Nurettin’in komutanı sıfatı ile, Mısır’da Fatımi veziri (başbakan) oldu. Bu, Fatımiler’in sonu demekti. 1171 eylülünde Salâhattin Eyyubi, hutbeyi Abbasi halifesi adına okuttu, böylece Afrika’dan Şii mezhebi ebediyen sürülmüş oldu, Fatımiler’in yerine de Eyyubi hanedanı geçti.

Pek önemli yapılar ve kültür müesseseleri bırakan Fatımiler, Sünni İslam aleminin düşmanlığı ortasında, Mısır’a son derece parlak bir devir yaşatmışlardır.


Leave A Reply