Fecr i Ati Nedir? Bu Edebiyat Döneminin Özellikleri ve Sanatçıları Kimlerdir?

0
Advertisement

Fecr i Ati nedir? Bu edebiyat dönemi hakkında kısaca bilgiler ve Fecr i Ati sanatçıları ve özelliklerinin anlatıldığı sayfamız.

Fecr-i Ati edebiyatı nedir?

Fecr-i Ati, bir dönem Türk edebiyatında bir akım olarak doğmuş ve Fecr-i Ati akımı için çalışmalar yapan bir çok şair ve yazardan oluşan bir topluluk olmuştur. 1908’de Meşrutiyet ilan edildikten sonra edebiyat dünyasında da bir takım çalkalanmalar olmuş, yenilikçiliğin ve modernitenin peşinde olan şairler için de kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri bir ortam oluşmuştur. O dönemler yayında olan Servet-i Fünun dergisiyle birlikte kendilerini ifade edecek bir bildiri yayınlarlar ve bu şairler artık Fecr-i Ati topluluğu olarak edebiyat piyasasında kendilerine bir yer edinmeye başlarlar. ”Fecr” sözcüğü kelime anlamı olarak ”şafak vakti” anlamını ifade eder. Ati sözcüğü ise ”gelecek” anlamını taşımaktadır.

Fecr-i Ati kelime tamlaması olarak ”yarının geleceği” anlamını taşımaktadır. Fecr-i Aticileri diğer edebiyat topluluklarından ayıran belli başlı özellikleri vardır. Öncelikle Fecr-i Aticiler belirli bir plan programla bir araya gelerek bir amaç uğruna sanatlarını icra ettirmişlerdir. Onlardan önceki Tanzimatçılar ve Serveti Fünuncular hiç bir planlamada bulunmadan, tesadüfen bir araya gelen arkadaş ortamlarından bir araya gelip edebi bir topluluk oluşturmuşlardır.

Bu yüzden onların birleşme mekanizması bir sanat akımı üzerinden yoğunlaşmayla mümkün olmuşken, Fecr-i Aticiler öncelikle tamamen bir topluluk bilinciyle birleşip daha sonra yapmaları gereken görevleri üstlenmişlerdir. Onları diğerlerinden ayıran ve Türk edebiyatında bir ilk olan durum, yayınladıkları bildiridir. Bu yayınladıkları beyannamede Türk edebiyatı için yeni bir sanat anlayışı yaratmak istediklerini ve bu akım için gösterdikleri çabadan bahsetmişlerdir. Fecr-i Aticilerden önce kimse böyle bir davranış göstermemiştir.

Fecr-i Ati edebiyatı özellikleri

  1. Fecr-i Ati topluluğunun üyeleri tamamen edebiyat dünyasında yenilikler yapma amacıyla yola çıkmışlardır.
  2. Edebiyat çalışmalarında Fransız edebiyatını kendilerine örnek almışlardır.
  3. Yazdıkları yazıların dışında yazdıkları şiirlerde süslü ve oldukça ağır bir dil kullanmışlardır.
  4. Şiirlerinde ve yazılarında Farsça ve Arapça tamlamalara ve sözcüklere sık sık yer vermeyi ihmal etmemişlerdir.
  5. Edebiyat hayatları boyunca ortaya çıktıkları andan itibaren Servet-i Fünunculara tepkili olmuşlardır. Servet-i Fünun üyelerini ve bu akıma mahsuben yazılan yazıları hiç bir şekilde Batılılaşmaya ve modernleşmeye uygun olarak görmemişlerdir. Bu sebepten dolayı kendi sanat hayatlarında mümkün olduğunda farklılaşmaya çalışmışlardır.
  6. Her ne kadar Servet-i Fünuncuların edebiyat çizgisinden çıkarak farklı bir sanat yaratmayı amaçlasalar da sanat anlayışları Servet-i Fünun akımına çok benzer düzeyde devam etmiştir ( üslup ve dil olarak).
  7. Genel olarak ”Sanat şahsi ve muhteremdir” görüşünü benimsemişlerdir.
  8. Türk edebiyatına yenilik getirmek amaçlı çalışmaları olsa da herhangi bir yenilik getirebildikleri söylenemez.
  9. Şiirlerinde ve yazılarında serbest nazım biçimini ve aruz ölçüsünü kullanmışlardır.
  10. Şiirlerinde en çok tabiat ve aşk konularını işlemekteydiler.
  11. Yazılarında ve şiirlerinde bol imgeler ve sanatsal söyleyişler kullanmaktaydılar.
  12. Şiirlerinde işledikleri tabiat konularını gerçekten uzak bir biçimde betimlemişlerdir.
  13. Şiirlerinde işledikleri aşk konuları da aynı şekilde gerçeklikten uzak bir şekilde tasvir edilmeye çalışılmıştır.
  14. Bu dönem sanatçıları yazdıkları kitaplarla ve şiirlerle sınırlı kalmışlardır. Tiyatro gibi alanlara çok yönelmemişlerdir.
  15. Fecr-i Aticiler yazdıkları hikayelerde ve roman türü eserlerinde natüralizm ve realizm akımından, şiirlerinde ise empresyonizm, sembolizm ve parnasizm akımından etkilenmişlerdir.
  16. Fecr-i Aticiler edebiyat dünyasında yer aldıkları süreç içerisinde düz yazı alanında çok fazla eser verememişler, ancak grup dağıldıktan sonra Fecr-i Ati topluluğuna mensup ünlü yazarlar kendi başlarına başarılı yazılar yazmışlardır.
  17. Bazı şiirlerinde kişilerin psikolojik durumlarına ve sorunlarına da değinmeye çalışmışlardır.
  18. Genel olarak sanat ve sanatçılık açısından kendilerine sürekli Batı’yı örnek almışlardır. Türk edebiyatını Batı edebiyatına yakınlaştırmaya gayret göstermişlerdir. Ancak bu gayretleri kısa sürmüş ve çok geçmeden dağılmak durumunda kalmışlardır.
Fecr-i Ati edebiyatı temsilcileri
  • Ali Faik Ozansoy
  • Refik Halit Karay
  • Ali Canip Yöntem
  • Celal Sahir Erozan
  • Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  • Abdülhak Hayri
  • Hamdullah Suphi Tanrıöver
  • Tahsin Nahit
  • Ahmet Samim
  • Şahabettin Süleyman
  • Cemil Süleyman
  • Fazıl Ahmet Aykaç
  • Emin Bülent Serdaroğlu

Kaynak – 2

Edebiyatımızda İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra başlayan edebi okul/topluluktur. Zamanın en kuvvetli edebiyatçılarını toplayan “Servet-i Fünun” dergisi, 1901 yılında kapatılınca çevresindekilerin her biri bir yana dağılmıştı. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra da bunlar artık bir araya gelemediler; çünkü, edebiyat hayatı değişmiş, kendileri biraz unutulmuş, bir kısmı ise siyasete dalmış bulunuyordu; üstelik yetişen yeni bir nesil de vardı.

1906 yılında İstanbul’da okuyan bazı gençler, Hukuk Medresesi (Hukuk Fakültesi)’nden Mehmet Behçet (Yazar), Tahsin Nahit, Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi) nden Müfit Ratip, Emin Bülent, Ahmet Haşim, Mülkiye’den Şahabettin Süleyman, Tıbbiye’den Cemil Süleyman’la Ali Süha, Tahsin Nahit’in Cağaloğlu’ndaki evinde toplanıyor şiirlerini birbirlerine okuyorlardı. 1907’de bir dergi yayınlamayı düşündülerse de bunu başaramadılar. 1908 inkılabından sonra tekrar bir araya gelerek işe giriştiler.

Advertisement

Önce Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en genç kendilerinin en yaşlı şairi Faik Ali’yi, sonra Celal Sahir (Erozan)’ı, en sonunda da Hamdullah Suphi (Tanrıöver)’i kendilerine başkan seçerek “Fecr-i Ati” (Gelecekteki gün doğuşu) adı ile “Servet-i Fünun” dergisine yerleştiler. Sonra dergide bir beyanname yayınlayarak resmen bir dernek haline girdiler. Bu ilk beyannameyi Ahmet Samim, Ahmet Haşim, Emin Bülent, Emin Lami, Tahsin Nahit, Celal Sahir (başkan), Cemil Süleyman, Hamdullah Suphi, Refik Halit, Şahabettin Süleyman, Abdülhak Hayri, İzzet Melih, Ali Canip, Ali Süha, Faik Ali, Fazıl Ahmet, Mehmet Behçet, Mehmet Rüştü, Köprülüzade Mehmet Fuat, Müfit Ratip imzalamışlardı. 1910’da ise cemiyetin üyeleri yalnız edebiyatçı olarak kırkı geçiyordu.

Fecr-i Ati yazarları kendilerinden önceki Servet-i Fünun sanatçılarını inkar ederek işe giriştilerse de, toplu olarak düşünüldükleri zaman o edebiyatı olduğu gibi sürdürmekten fazla hiçbir şey yapmış olmadılar; bir edebiyat okulu veya topluluğu olarak yeni hiçbir şey getirmediler. Yalnız, aralarından bazı yazarlar, bambaşka yönlerde, o da kendi değerleri dolayısı ile sivrildi: Ahmet Hâşim, Yakup Kadri gibi.

Bu devirden sonra Milli Edebiyat Devri gelmiştir.


Leave A Reply