Sait Faik Abasıyanık Eserlerinin İsimleri Konuları ve Kısa Özetleri

5
Advertisement

Sait Faik Abasıyanık’ın kitapları, eserlerinin kısa özetleri. Sait Faik Abasıyanık başlıca kitaplarının isimleri ve kısa açıklamaları.

Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık’ın başlıca eserlerinin özetleri:

Sait Faik Abasıyanık Hayatı ve Eserleri Hakkında Ayrıntılı Bilgi

Kayıp Aranıyor,

Kayıp Aranıyor Kitap Özeti

1953’te yayımlanan 2. romanıdır. Yaşamının son dönemini dolduran “ada öykülerinden” birinin romansı bir yapıda genişletilmiş biçimidir. “İnsaniyet namına varlığı bildirilmeleri rica olunan” kayıplardan biri de Batı dillerinden birkaçını bildiği, Avrupa’da okuduğu, Özdemir ile yaptığı ilk evliliğinden anlayışsızlığın yarattığı gönül küskünlüğüyle ayrılmış olduğu halde balıkçı Cemal ile sevişmesinden de bir çıkar yol bulamayan “umarsız” Nevin’dir. Konsolos olan babasının emeklilik yaşamına ayak uyduramayan, kişiliğinin bağımsızlığı yanı sıra hakkı olan aşkı, cinselliği ve mutluluğu arayan, halkına indiği halde çevresi tarafından bilinmeden suçlanan Nevin’i balıkçı Cemal’in aşkı da kurtaramaz; babasına yazdığı düşsel bir mektupla kayıplara karışır. Nevin, aradığı mutluluğu bulamayan, bastığı toprağı yitirmiş bir ara kuşak ürünüdür. Yazgısı gereği ne o kendi aradığını bulabilir, ne de onu arayanlar onu. Sait Faik, toplumla olan uyuşmazlığını, kişiliğini bir kadın kimliğine dönüştürerek, bu eserinde sergilemeye çalışmıştır. DETAYLI ÖZET

Advertisement

Lüzumsuz Adam;

1948’de yayımlanan 4. öykü kitabıdır. 1940’ta yayımlanan Şahmerdan adlı öykü kitabından sonra uzun bir suskunluk döneminin ürünü olan bu eser, bir bakıma suskunluğun nedenlerini açıklayan ve esere ad olan Lüzumsuz Adam öyküsüyle başlar. Bu öyküde yazar, kendisini kiradaki dükkânıyla babadan kalma evi arasında boşa yaşayan bir kişi gibi görme eğilimindedir. Küçük bir mutluluktan sonra İstanbul Boğazı’ndaki Akıntıburnu’ndan kendini denize atacak kadar yalnız ve lüzumsuz sayar. 14 öyküyü içeren eserdeki önde gelen öyküler şöyle sıralanabilir: Mürüvvet, İp Meselesi, Menekşeli Vadi, Papaz Efendi, Kameriyeli Mezar.

Mahalle Kahvesi,

1950’de yayımlanan 5. öykü kitabıdır. Eser 23 öyküden oluşur. Öykülerin çoğunluğunu Burgaz Adası’ndaki yaşantıları, izlenimleri, anıları, özlemleri oluşturur. Yazarın son yıllarında yakalandığı siroz hastalığı nedeniyle yürüttüğü perhiz süresince doğa ve toplum üzerinde yaptığı gözlemler, kendisine zengin yazı olanakları sağladı. Nitekim bu eserde, bazı ölüm izlenimleriyle yaşamla hesaplaşma gibi temaları öne aldığı görülür. Sait Faik’in en önemli öykülerinin yer aldığı bu kitaptaki öteki öykülerden bazıları şunlardır: Dört Zait, Hallaç, Baba-Oğul, Karanfiller ve Domates Suyu, Süt, Kestaneci Dostum, Ermeni Balıkçı ile Topal Martı, Sinagrit Baba.

Medarı Maişet Motörü,

1944’te yayımlanan 1. romanıdır. Eserin adı, Geçim Sağlayacak Motor anlamını taşır. Yazarın Burgaz Adası’ndaki gözlemlerinden kaynaklanır. Rumca kısa boylu anlamına gelen, bu nedenle Kondos adıyla tanınan emekli memur Ali Rıza Efendi’nin emeklilik yıllarındaki aile dağılışını konu edinir. Vazgeçilmez bir içki tutkunu olan Kondos, kızı Melek ve Mütareke yıllarında evlat edindiği Hikmet ile birlikte yaşar. Melek berber yanında çalışırken Hikmet, Medarı Maişet Motörü’nde iş bulur. Daha sonra erkekler için kendi başına bir berber dükkânı açan Melek, romanda yazarın yerini belirleyen Fahri ile iyi bir dostluk kurarsa da onun zamansız ölümü üzerine, anlayışsız ve kavgacı babasından kaçmak için Beyoğlu’nda bir berber dükkânında kalfalık yapmaya başlar. Melek’e bağlı ikinci erkek olan Hikmet’in varlığı, edebiyatta “sonsuz üçgen” adı verilen ilişki biçimini tamamlar. Melek nişanlanınca ondan umudunu kesen Hikmet, bekçilik yaptığı Kaşık Adası’nda bir iftiraya uğrar, ev soyan üç kişiyle birlikte suçsuz olduğu halde hapse atılır. Sarhoşluk ve kavga yüzünden aynı hapishaneye düşen babalığı Kondos ile karşılaşır. Bu arada Melek anne olup kurtulurken, esrar içip düşlere dalan baba-oğul, daha bir karanlığa girerler. Ali Rıza Efendi yağlı bir direkten sürekli düşer, Hikmet’in Medarı Maişet Motörü ise batmıştır. Aynı eser ikinci ve üçüncü basımlarında Birtakım İnsanlar adıyla yayımlandı.

Sarnıç,

1939’da yayımlanan 2. öykü kitabıdır. Eser 16 öyküden oluşur. Sait Faik’e ün ve önem kazandıran ilk eserdir. Başarısız ve mutsuz evliliğini anımsayan ilk öykünün kahramanından sonra İstanbul’un kenar mahallerinini kişilerine geçilir. Arada Adapazarı yöresinden derlenmiş ürünler de vardır.

(Beyaz Altın, Lohusa):

Eser, yazarına değer katmış bir derleme, şiirli anlatımının bir kanıtı, öykücülük ustalığının bir örneği olarak değerlendirilir.

Semaver,

1936’da yayımlanan 1. öykü kitabıdır. Eser 19 öyküden oluşur. Getirdiği yenilik, olay ve sürpriz sonuçlu alışılmış yapıya ters özgünlükle hemen ilgi gördü, yazarının adını duyurdu. Ev yaşamının bir simgesi olmuş ana semaverine Ali’nin duyduğu duygusal tepkiyi anlatan ilk öyküyü izleyen öteki öykülerden bazıları şunlardır. Stelyanos Hristopulos Gemisi, İpekli Mendil, Bohça, Birtakım İnsanlar, İhtiyar Talebe.

Advertisement
Sait Faik

Sait Faik Abasıyanık

 Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık, 18 Kasım 1906’da Sakarya’nın kuzeybatısındaki işadamı Mehmet Faik ve Makbule Hanım’a dünyaya geldi.

Sakarya’da ilkokula devam eden Abasıyanık, eğitimine İstanbul Erkek Lisesi’nde ve daha sonra kuzeybatı Bursa ilinde devam etti. İlk kısa hikayesini İpek Mendil ve diğer iki eserini öğrenci olarak yazdı. 1928 yılında mezun olduktan sonra İstanbul’a döndü ve öykülerini çeşitli gazete ve dergilere sundu.

9-23 Eylül 1923’te öykülerinin bir kısmı Hür gazetesinde yayınlandı. Uçurtmalar başlıklı kısa öyküsü 9 Aralık 1930’da Milliyet gazetesinde yayınlandı. Abasıyanık bu eserlerin hiçbirini bir kitapta toplamamıştır.

1928 yılında İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü’ne kaydoldu, ancak babasının baskısı altında 1930’da İsviçre’de ekonomi okumak için gitti. 1931-1935 yılları arasında okuldan ayrıldı ve Fransa’da yaşadı.

Türkiye’ye döndükten sonra Halıcıoğlu Ermeni Yetimler Okulu’nda Türkçe öğretti. Babasının isteklerini takiben işe başladı, ancak başarısız oldu. Bu arada Fransa anıları 1936’da Varlık dergisinde yayımlandı. Aynı yıl babasının maddi desteği ile Semaver adlı ilk hikaye kitabını da yayınladı.

1939’da Abasıyanık Sarnıç adlı 16 kitabından oluşan ikinci kitabını yayınladı. Kitapta Adapazarı ve Bursa’daki çocukluğu ve ergenliği ile İstanbul ve yurtdışındaki yaşamındaki gözlemleri hakkında yazdı. Oldukça boş yıllar geçiren Abasıyanık, 1940 ile 1948 arasında birkaç parça yazdı. 1948’de Redundant Man adlı bir kitap yayınladı.

Abasıyanık’ın Edebi Kişiliği, daha sonraki yaşamı ve ölümü

Abasıyanık’a 1948’de siroz teşhisi konuldu. Sık sık doktorları ziyaret etmesine rağmen, hastalığı daha da kötüleştikten sonra 1951’de Fransa’ya gitmeye karar verdi. Kısa süre sonra İstanbul’a döndü.

Ünlü yazar, hastalığı boyunca yazma kariyerinin en verimli günlerini geçirdi. Aynı yıl Cloud in the Air, Company ve Poolside adlı kitapları yayınlandı. Ölüm teması yazısında ortaya çıkmaya başladı. Son Kuşları 1952’de yayınladı. 1953’te Kayıp Kişiyi Aramak adlı romanı ve Sevgi Zamanı adlı bir şiir kitabı yayınlandı.

1954 yılında, Alemdağ’da Yılan vardı ve Georges Simenon’un Tutku Yasası adlı tercüme kitabı yayınlandı. 14 Mayıs 1953’te Missouri’deki St. Louis, Uluslararası Mark Twain Derneği’nin fahri üyesi oldu. “Bu, bundan böyle, dünya çapında kısa öykü yazarlarını anmak için kurulmuş bir topluma katılmak için dünyanın dört bir köşesinden yerel bir kısa öykü yazarı seçileceği anlamına geliyor” dedi.

Sait Faik Abasıyanık, 11 Mayıs 1954’te İstanbul’da öldü.

Advertisement


5 yorum

Leave A Reply