Francesco Petrarca Kimdir? Hümanizmin Babası İtalyan Şairin Hayatı ve Eserleri

0
Advertisement

Francesco Petrarca kimdir? Hümanizmin Babası kabul edilen İtalyan şair Francesco Petrarca hayatı, biyografisi, şiirleri, eserleri hakkında bilgi.

Francesco Petrarca

Francesco Petrarca

Francesco Petrarca (1304- 1374)

İtalya’nın en ünlü şairlerinden biridir. Dante’den sonra, İtalyan Rönesansını hazırlamış büyük bir sanatçıdır. Arezzo’da doğdu. Babası Ser Petrarca, Dante’yle birlikte, siyasi sebeplerden dolayı Floransa’dan sürülmüş olan bir kimseydi. Çocuk da babasıyla birlikte diyar diyar dolaştı durdu. 23 yaşında bir delikanlıyken Avignon’da Laure adında bir kızla tanıştı. Bu tesadüf onu perişan etti. Ömrünün sonuna kadar güzel Laura’yı unutamadı. Fransa’da, Almanya’da, İtalya’da gezmedik yer bırakmadı, gene de bu sevgiden kurtulamadı. Dertlerini, duygularım halk diliyle «canzoni» (şarkılar), «canzonetti» (kısa şarkılar) halinde dile getiriyordu.

Petrarca’nn bu şiirleri kendisine büyük bir ün sağladı. Tıpkı Fuzuli’nin «Leyla ile Mecnun» hikayesinde olduğu gibi, Petrarca’nın adı da Laura’sız anılmaz hale geldi. Şair 1337’de Vaucluse’de yalnızlığa çekildi. Eserlerini yazıyordu. 13^3’ten sonra gene Paris, Milano, Venedik, Padova gibi çeşitli şehirleri dolaşmaya çıktı. Bir ara da Kuzey İtalya’daki Arqua’da yaşadıktan sonra orada öldü.

Francesco Petrarca, hem Latince, hem de İtalyan halk diliyle eserler bırakmıştır. Latince eserleri zamanla Önemini kaybettiği halde halk diliyle yazdığı içten gelme şiirleri kendisini yaşattı. Şiirleri dört bölüme ayrılmıştır. İlk üç bölümü yalnız aşktan, Laura’sızlıktan bahseden «sonnet»lerdir. Bu arada, 300’ü aşkın şiir de yazmıştır. Bütün şiirlerinde yaygın bir «kılı kırka yarma» eğilimi vardır ki kendisinden sonrakiler tarafından da pek benimsenmiş, taklit edilmiş, «petrarkizm» denilen akımı meydana getirmiştir. Aşırı mecazlarla benzetmecilik de, İtalyan şiirine Petrarca’dan kalmıştır.

Francesco Petrarca

Kaynak – 2

Francesco Petrarca; İtalyan şairidir (Arezzo 1304 – Padova/Arqua 1374). Çocukluğunun bir bölümünü geçirdiği Pisa’da baba dostu Dante’yi (1265-1321) tanıdı. Özel öğretmenlerden ders aldı, hukuk ve ilahiyat öğrenimini Montpellier ve Bologna üniversitelerinde yaptı (1316-1326). Annesinin ölümünün yarattığı acı ve hüznü Latince şiirleriyle burada dile getirdi, yaşam boyu aşkını işleyeceği, kimliğini kimsenin bilmediği (bazı kaynaklarda evli ve soylu bir kadın olan Laure de Noves olarak adlandırır) Laura’ya bir kilisede rastladı, yıldırım aşkıyla vurulup bu sevdayı onun ölümünden sonra da (6 Nisan 1348) ömür boyu çekti. Soneleri bu aşkın ürünü oldu (1327).

Advertisement

1336’da İtalya’ya döndü. 1341’de Roma’da şairlik tacını giydi, elçilik görevleriyle değişik geziler yaptı. Roma’ da politik etkinlik kazandı. Rahat edebileceği bir yalnızlık köşesi ararken (1353) önce Visconti ailesi tarafından ağırlandı. Venedik dukalarından ilgi gördü (ayrıca Milano), 1370’te ölüm yerine yerleşti, evlilik dışı bir ilişkiden doğmuş olan kızıyla damadının özenli bakımı altında son yıllarını da şiir ve edebiyatla doldurdu.

Dinsel görevlerini titizlikle yürüttü, inanışa göre tam bir doğum gününün yıldönümünde (20 Temmuz-18/20 Temmuz) kitaplığında, başı bir kitabın üstüne düşmüş olarak kolay bir ölümün kucağında bulundu. Africa adlı destan şiiri (1338-1341), Epistolae Metricas (66 koşukla mektup), Bucolicum Carmen (Çoban Şiirleri) 12 eglog; Familiarium Rerum Libı i (35 mektup) 1360, Seniles (Yaşlılık Mektupları, 125 adet), Sine Ncimine (Adsız) 19 yergi mektubu, 1358; De Otio Religioso (Dinsel Tembellik) 1347, De Viris (ünlü kişiler), İnsancıllık (Hümanizm) akımını yaratan baş eserler sayılır. Halk İtalyancasıyla yazdıkları ise Rönesanstan sonraki yüzyıllarda adını yaşatan asıl eserleri oldu:

Canzoniere (Dizeler), Trionfi (Zaferler); ilkinde 366 aşk şiiri vardır, 317’si sone, 29’u şarkıdır. Bu ürünler Petrarkacılık denen tutum birliğini yarattı, bütün Avrupa’da örnek sayıldı, Pleiad’ cılar tarafından izlendi, Romantiklerce değerlendirildi, birçok dile çevrildi.


Leave A Reply